GÖZYAŞI

235 126 25
                                    


Baltazar'ın adamları şehrin dışındaki hangara transiti getirmişler Yulia ve doktoru içinde pencere olmayan florasanla aydınlatılmış odaya yerleştirmişlerdi. içeriye derme çatma tıbbi aletler,laborotuvar tezgahı ve ilaçlar konulmuştu. küf ve nem kokusu havalandırma çalışsa da hissediliyordu.

Baltazar içeri girip doktora:'' Bu kıza bir şey olursa kendini ölmüş bil.''demişti.

Doktor 60 yaşındaydı bu yaşına kadar mesleğine ve Vatikan'a saygısını asla yitirmemişti. Baltazar'ın kendisini tehdit etmesinin bir anlamı da yoktu. Kızın yaşaması için elinden geleni yapacaktı zaten.

Baltazar'a dönüp:''burası steril değil hasta komadan daha yeni çıkmış lütfen düzgün bir yere yerleştirin.''dedi ama diyeceğine pişman olacağı yumruğu sol gözüne yemişti.

Baltazar:''Doktoooor doktooor !'' dedi sesini yükselterek alaycı ve tehditkar tonda.:''sana derdini anlatmanı söylemedim doktoooor! Bu kızı yaşatacaksın doktooor! yaşamak için yaşatacaksın doktooor.'' doktor karşısındakinin saf bir bela olduğunu anlamıştı. Daha fazla konuşmaya gerek olmadığını anladı ve kafasını onaylar şekilde salladı.

Birkaç saat sonra Yulia hafif tınıdaki inlemelerle göz kapaklarını açmış;o yeşil ve mavi karışımı gözleriyle acı içinde etrafa bakmaya başlamıştı.

Doktor hemen başına gelmişti.

Yulia:''ağrıyor.'' dedi zor nefes alarak. Doktor ağrı kesici iğneyi seruma enjekte etti.

Biraz bekle ağrıların kesilecek dedi.

Yulia yarı baygın bir şekilde acı içinde nefes almaya çalışıyor acının geçmesini bekliyordu.

Doktor Yulia'ya bakarken kendi kızını anımsamıştı. Saçını okşayarak:''geçecek bir şeyin kalmayacak kızım.''dedi.

O esnada içeri darbaklardan biri girmiş ve içerideki tezgâh şeklindeki masaya iki tabldot bırakmıştı.

Sonra doktora dönüp uyandı mı diye sordu

Doktor:'' Hala baygın.''dedi.

Darbak dışarı çıkınca Yulia'nın ağrıları kesilmiş, bitkin bir şekilde gözlerini açmıştı ''suu''diye seslendi.

Doktor masadan suyu getirip Yulia'nın içmesine yardımcı oldu.

Yulia annesinin yanından ayrıldığından beri dördüncü kez ayılıyordu. Artık hem mental açıdan hem de fiziki açıdan zayıflamıştı.

Doktora:''Neredeyim?''diye sordu.

Doktor:''Bir depodayız kızım ama korkacak bir şey yok.'' Dedi.

Yulia:'' Depoda mı?''derken doktorun sol gözündeki şişliğe ve etrafa baktı başının yine belada olduğunu anlamıştı.

Doktara yarı açık gözleriyle:''Beni uyut doktor, lütfen sonsuza kadar uyut.''diye seslendi.

Doktor:''O nasıl söz kızım.''deyip elini tuttu.

Yulia:'' kendimi toparlamaktan yoruldum artık doktor lütfen dediğimi yap.''dedi acı içinde.

Doktor:''hayır, hayır böyle konuşma kızım. Daha gençsin önünde yaşayacak güzel yılların olacak buradan kurtulacaksın elbet.''

Doktorun sözleri Josef'i anımsatmıştı. josefin kalbindeki ışıltı beyaz kanat tarafından sökülmüştü ama yulia'da Josef'e karşı oluşan ışıltı giderek artıyordu.

Doktora:''Josef nerede?''diye sordu.

O sırada Josef, Dorlas ve Kazuo arabadan inmiş, eve giriyorlardı.

Beyaz karanlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin