MEZARDAN SESLER

217 90 101
                                    




Yulia arka koltukta çantasına sıkıca sarılmış kararlı bir şekilde yapacağı konuşmayı düşünüyordu. Ailesini kurtarmak için söylenilen şeyi bir silah eksik de olsa yapmıştı. Kazuo'nun kabzasını bulamamıştı ama bunlar da yeterli olmalıydı, diye düşünüyordu. Bir yanda da Josef'in kendisini anlamasını umut ediyordu.

Etrafı yüksek duvarlarla örülü, iki kanatlı demir kapının önünde durdular. İçeri girdiklerinde yoğun bir hareket gördü. Bahçe kapısıyla villanın kapısı arasındaki elli metrelik yolda beş araç dizilmişti. Takım elbiseli yirmiye yakın Darbak araçlara bir şeyler yüklüyordu.

Bu yoğunluğu seyrederek kapıya kadar geldiler. Araçtan inen darbak Yulia'nın kapısını açıp koluna girmek istedi. Yulia kolunu sert bir şekilde çekip '' Çek ellerini.''diye bağırınca herkes kafasını kaldırıp bir anlığına Yulia'ya doğru baktı.

Girdikleri evin salonunda tartaba ve baltazar konuşuyorlardı. Tartaba dizine kadar uzanan eteğiyle şöminenin yanındaki koltukta bacak bacak üstüne atmış otururken ''Kraliçem cenazeye tek başına gitmeseniz olmaz mı'' dedi Baltazar.

''Nedenmiş o?''dedi Tartaba ''Bana zarar verebilecek birini tanıyor musun?'' diye alaycı bir şekilde cevap beklemediği halde sordu.

Haşa kraliçem.'' dedi Baltazar '' En azından uzaktan biri takip etsin tedbir amaçlı.'' diye ekledi.

Tartaba cevap vermedi o esnada giriş koridorunun salonla birleştiği yerde  Yulia ve salaş kıyafetleriyle yanında dikilen Darbak'a baktı.

Yulia'nın yanındaki Darbak :''Efendim kızı getirdim.''deyip kafasını eğdi ve geri çekildi.

Yulia salonun ortasına gelirken Tartaba da ayağa kalktı yanına yaklaşıp ''İşte prensesimiz. Sana güveneceğimi biliyordum.''dedi

Yulia elindeki çantayı açarken Tartaba yanında durup çantanın içine baktı.

-İşte silahlar.''deyip çantanın içinde parlayan iki gümüş kabzayı gösterdi.

Tartaba sert bir şekilde çantayı elinden alıp salonun ortasına boşalttı.

-Burada iki silah var.''deyip Yulia'ya sert sert bakınca.

-Sadece iki silah vardı. Şimdi lütfen ailemi serbest bırakın.''dedi Yulia.

Tartaba elinin tersiyle Yulia'ya tokadı yapıştırıp ''Dalga mı geçiyorsun benimle, beni hala tanıyamadın değil mi'' dedi ve arkasına geçip iki eliyle Yulia'nın belini kavrayıp kendine doğru çekti kulağına sert ama kısık bir tonda''Dua et de aileni kurtarmak için bir fırsatın daha olsun.''dedi ve karşıdaki koltuğa doğru itekledi.

Yulia koltuğa kapaklanırken ''Götürün şunu.''diye darbaklara seslendi.

Yediği tokat yüzünden dudağından çenesine doğru kan damlayan yulia:''Sadece bu ikisi vardı yemin ederim.''deyip ağlarcasına ''lütfen ailemi serbest bırakın.''dedi.

Darbaklardan biri Yulia'nın yalvarmalarına aldırış etmeden kolundan sürükleyerek aşağı kattaki şarap mahzenine doğru itekleyip üstüne kapıyı kilitledi.

Zaten görevi tam yerine getirse de farklı bir sonuçla karşılaşmayacaktı.

Darbaklardan biri koşarak deri bir çanta getirmiş, yerdeki silahların yanında açmıştı. Silahlardan birini çantaya koymak için eline alınca elinden kıvılcımlar çıkmış ve can havliyle silahı atmıştı.

''Çekil kenara aptal.'' dedi Baltazar.

Yerdeki silahları şöminenin yanındaki maşa takımından aldığı kancayla çantaya koymuştu.

Beyaz karanlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin