🌠6🌠

859 71 136
                                    

"İçeride Felix ile bu kadar uzun süre ne yapıyordun?"

"Neden bahsediyorsun?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Felix ile onun odasında bunca zaman ne yaptığını sordum." Dedi ciddi bir şekilde.

Neden bunu önemsiyordu ki? İç çektim.

"Odasını temizliyordum. Oldu mu?"

Bana birkaç saniye daha o alışılmadık ciddi ifadesiyle baktı ve sesli bir şekilde güldü. Psikopat.

"Senin gibi kendini bilmez ve sinir bozucu bir kızla aynı odada durmak onun için zor olmuş olmalı. Gideyim de onu biraz teselli edeyim. Muhtemelen ya sinir krizi geçmiştir ya da ağlıyordur."

Ellerini arkada birleştirdi ve yanımdan geçip gitti. Ona katlanamıyordum. Gerçekten bunu yapamıyordum.

Onu görmezden gelip yürüdüm. Bir yandan elimdeki temizlik malzemelerini taşıyordum. Biraz ağırdı ama sorun değildi. Ağırlık taşıyabiliyordum.

"Size yardım edeyim Bayan Kang."

Duyduğum tanıdık sesle arkamı döndüm. Bu az önce Prens Felix'in benimle tanıştırdığı Prens Seungmin'di.

"Gerek yok Majesteleri. Teşekkür ederim." Dedim kocaman gülümseyerek.

O da son derece tatlı bir gülümseme ile bana karşılık verdi,
"Ağır görünüyorlar, sizin için sorun olmaz mı? İzin verin de yardım edeyim."

"Sorun değil elbette Majesteleri. Bu benim işim."

Bana inanmamış gibi bir yüz ifadesiyle bakınca gülerek kolumu havaya kaldırdım,
"Ne kadar güçlü olduğuma bakın."

Sesli bir kahkaha atınca bende gülmeden edemedim. O da çok güzel gülüyordu. Acaba Prens Felix ile yarışabilir miydi? Kesinlikle evet.

Prens Seungmin birden bana doğru büyük bir adım atıp elimdeki su dolu kovayı almak için ani bir hamle yapınca bende refleks olarak geri çekilmiştim ancak kovadaki tüm su geriye doğru döküldü.

Ancak o an olan tek kötü şey bu değildi. En kötüsü, arkamda Prens Minho'nun olmasıydı.

"Sen!" Dedi öfkeyle karşımda öfkeden küplere binmiş olan ıslak Prens Minho.

Resmen titriyordum. Ah Tanrım! Bu kaç oldu? 2 mi?

"Özür dilerim Majesteleri!" Dedim önünde eğilerek.

"Seni bir böcek gibi ezeceğim!" Bana doğru adım attı ancak ben geri çekildim. Prens Seungmin gülüyordu. Buna o sebep olmuştu ve gülüyordu. Çıldıracağım!

"Sen... gerçekten sakar ve aptal bir kızsın. Senden nefret ediyorum. Seni zindana attıracağım." Dedi Prens Minho sinirle.

Zindan mı? Ah Tanrım...

...

"Kardeş Da-Som, seni yeniden görmek güzel! Yani zindana düşmen değil tabii." Dedi Cha Yul-Mu.

Önlerinde eğilerek selam verdim.

"Bu sefer ne yaptın?" Dedi Gyeong-Rae alayla.

Bir şey demeden yüzlerine baktım. Prens Minho'nun üzerine bir kova dolusu su döktüm diyemem ki.

"Bu seferki kötü bir şey mi?"

"Ah, bunları duymak istemiyorum. Hadi kart oynayalım." Dedim masaya oturarak.

"Seni anlamıyorum. Neden onlara karşı bu kadar kabasın?"

𝑂ℎ 𝑀𝑦 𝑃𝑟𝑖𝑛𝑐𝑒!/ʜᴡᴀɴɢ ʜʏᴜɴᴊɪɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin