🌠15🌠

790 84 68
                                    

Gittikçe zaman daralıyordu. Da-Som idam edilecekti ancak hala gerçek suçlu bulunamamıştı.

"Chan Ağabey, Saray Hanımı Soo konuşmuyor. Ne yaparsak yapalım konuşmadı. Ne onayladı ne de yalanladı." Dedi Seungmin.

Bangchan sıkıntılı bir iç çekti. Artık onun da yavaş yavaş umudu tükeniyordu.

"Ağabey?" Dedi Jeongin, Hyunjin'e dönerek.

"Evet?"

"Eğer Da-Som gerçekten bunu yapmışsa..."

"Nasıl böyle bir şey düşünebilirsin? O yapmadı. Sakın bir daha böyle bir şey söyleme. O bir katil değil."

"Bunu bilemeyiz!" Changbin sinirle ayağa kalktı.

"Ne demek istiyorsun?" Dedi Felix düşünceli bir ifadeyle.

"O bizim annemizdi. Öldü ama biz baş şüpheliyi savunuyor, onu suçsuz çıkarmak için uğraşıyoruz. Bu size de mantıklı geliyor mu?"

"Ne annesi be? Ne annesi!? Başta ben ve Seungmin olmak üzere bize yaptıklarını hatırlamıyor musunuz? Onun yüzünden iki kez ölümden döndüm ben. Ya Seungmin? Suçsuz yere saatlerce o soğuk odada dayak yedi. O kadının aklı başına yaşlanınca gelmişti. Ancak o zaman bize iyi davranmaya başladı," dedi Hyunjin sinirle.

"Çünkü siz onun gerçek çocuğu değildiniz!" Jeongin de bağırdı.

"Fark eder mi? Bizim annemizin de ölümünden o anneniz suçlu değil miydi!?" Felix belki de kardeşlerine ilk kez böyle bağırmıştı.

"Doğru konuş pislik herif!" Changbin Felix'in yakasından tutup onu duvara yasladı.

Felix onu tüm gücüyle itti ve yüzüne sert bir yumruk geçirdi. Changbin geriye doğru sendeledi. Tam o da Felix'e bir yumruk atacakken Bangchan bağırdı.

"Bu kadarı yeter! Sizi serseriler. Nasıl birbirinizle kavga etmeye kalkarsınız? Aptal mısınız siz!?"

"Ama ağabey! Ne dediğini sende duydun. Kendi annelerinin ölümünden benim annemi sorumlu tuttu!"

"O benimde annemdi Changbin! Kendi anneleri dediğin kadın benim de annemdi anlıyor musun? Sadece siz üzgünsünüz sanmayın. Burada birlik olmamız gerekirken Kraliçe Yoon'un ve Kraliçe Min'in çocukları diye ikiye mi ayrılacaksınız? Siz yıllarca böyle durumlarda doğru bir şekilde davranmak için eğitilmediniz mi?"

"Chan Ağabey haklı. Biraz sakin olun tamam mı?" Dedi Jisung.

Changbin alayla güldü.

"Bu bir cinayetti. Kraliçe hastalıktan veya yaşlılıktan ölmedi. Biri onu öldürdü. Suçlu o veya bu demiyorum ama bir prense göre baş şüpheliyi fazla koruyorsunuz. Özellikle de sen Hyunjin."

"Tanrı aşkına, derdin ne senin Changbin? Kavga çıkarmak istiyorsan defol git. Üzüntünü anlıyorum ama bunu kimseden çıkarmaya hakkın yok. Sus artık." Dedi Minho da.

"Çünkü onu seviyorum! Onu deli gibi seviyorum tamam mı? Da-Som'a aşığım." Dedi Hyunjin bağırarak.

Seungmin başını öne eğdi ve burnunu çekti. Söyleyecek hiçbir şey bulamadı. Biliyordu zaten. Hemde en başından beri.

"Sakın özel hayatını bu işe karıştırma. Devlet meseleleri ile özel hayat ayrı tutulmalıdır. Bari bunu becer geri zekalı!" Dedi Changbin alayla.

𝑂ℎ 𝑀𝑦 𝑃𝑟𝑖𝑛𝑐𝑒!/ʜᴡᴀɴɢ ʜʏᴜɴᴊɪɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin