🌠13🌠

772 59 55
                                    

"Ağabey?"

Karşımızda duran Prens Jeongin, Seungmin ve Jisung bize merakla bakıyordu.

"Siz... Sarılıyor muydunuz?" Dedi Jeongin gördüklerine inanamamış gibi.

Şimdi ne yapacaktık? Ah, Tanrım lütfen yardım et.

"Aslında şöyle ki..." Hyunjin sözümü böldü.

"Gördüğünüz gibi."

Prens Jisung tam bir dedikoducu, entrika ve kaostan beslenen görümce edasıyla şaşkınlıkla eliyle ağzını kapadı. Seungmin ifadesiz bir yüz ifadesiyle bizi izliyordu. Jeongin ise neler olduğuna anlam vermeye çalışıyordu.

"Her neyse. Size mutluluklar o zaman. Sevindim sizin adınıza. Nişanlı rolüne gerek kalmadı o zaman Hyunjin Ağabey daha doğru bir seçim olur." Dedi Seungmin gülümseyerek.

Gözlerindeki derin acıyı görebiliyordum...

"Chanbin! Changbin! Büyük dedikodu var!" Jisung hızla deli gibi Changbin'i ararken Jeongin ve Seungmin hiçbir şey söylemeden Jisung'un peşinden gittiler.

Kendimi çok kötü hissediyordum. Seungmin'in nasıl hissettiğini düşünmek bile istemiyorum. Mutluydum ama içimde bir üzüntü vardı. Benim suçum muydu bilmiyorum ama çok üzülmüştüm.

"Kendimi kötü hissediyorum." Dedim kısık bir sesle.

"Hissetme. Biz yanlış bir şey yapmadık. Seungmin'in hislerine karşılık vermek zorunda değildin eminim bu da onun farkındadır." Yumuşak ses tonu her ne kadar içimi ısıtsa da içimdeki kötü hisleri bastıramadım.

***

"Sen ve Prens Hyunjin mi? Sen ciddi misin!?" Ae-Cha heyecanla ayağa fırladı.

"Sesini alçalt biri duyacak."

"Haklısın. Ama nasıl oldu? Ne zaman birbirinize aşık oldunuz?"

Tam cevap verecekken Ae-Cha sözümü kesti.

"Ama bekle, Prens Hyunjin ve beni evlendirmek istiyorlar. O konuyu ne yapacağız?"

Sıkıntılı bir iç çektim. Dertlerimiz hiç bitmiyordu. Tanrı bizi o kadar çok seviyordu ki sıkılmayalım diye bize saatlerce oturup konuşsak da çözüm yolu bulamayacağımız sorunlar vermiş.

"Bilmiyorum."

"Of... Zaten Prens Felix'i şu sıralar hiç göremiyorum. Moralim öyle bozuk ki."

Cidden öyleydi ama. Bu sıralar hiç ortalıkta yoktu. En son Ae-Cha ile ilgili konuşmamızda görmüştüm.

Bekle. Tamamen unutmuşum...

Ae-Cha'ya söylemeli miyim? Eğer söylersem Prens Felix kellemi uçurabilir. Ama sonuçta Ae-Cha en yakın arkadaşım. Söylemeliyim.

Hayır hayır. Bu bir sır ama bende kalmalı. Asla söylememeliyim. Asla.

Çeneni kapalı tut Da-Som. Lütfen.

Ae-Cha sıkıntıyla yerdeki çimenleri tek tek koparmaya başladı. Özür dilerim ama sana hiçbir şey söyleyemem..

"Her neyse, eve dönmem gerek. Yarın yine geleceğim tamam mı?" Dedi birden ayağa kalkarak.

"Tamam. Yarın görüşürüz."

Başını salladı ve yanımdan ayrıldı. Arkasından öylece bakarken iç çektim. Ah, Prens Felix'i boğmak istiyorum.

𝑂ℎ 𝑀𝑦 𝑃𝑟𝑖𝑛𝑐𝑒!/ʜᴡᴀɴɢ ʜʏᴜɴᴊɪɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin