🌠9🌠

813 75 73
                                    

"Ne var? Neden bana o ifadeyle bakıyorsun?"

"Yoksa sen... Da-Som?"

Ah, hayır hayır. Bu ne garip bir düşünce?

"Ne? Hayır tabii ki! Neden bahsediyorsun? Saçmalama!"

"O zaman neden oraya bakıyordun?"

Ne yani? O tuhaf kızdan hoşlandığımı mı düşünüyor? Hah, bu çok komik.

"Ona özel bir şey değildi. Sadece etrafı seyrediyordum."

"Rahatladım. Çünkü Seungmin Ağabey ondan hoşlanıyormuş. Hatta itiraf bile etmiş iki gün önce. İkinizin bir kadın için kavga etmesi isteyeceğim en son şey."

Bekle.

Seungmin ona aşk itirafı mı yapmış? Ne demek bu!? Nasıl olur...

"Anladım. Peki ya Da-Som? O ne demiş?" Dedim zorla.

Ya hisleri karşılıklıysa? Neden bu kadar berbat hissediyordum? Bu sözler neden acıtıyor?

"Bilmiyorum. Ama o da ondan hoşlanıyor olabilir."

O da ondan hoşlanıyor olabilir...

Da-Som, Seungmin'in hislerine karşılık verecekse verebilir. Ben neden bunu umursuyorum?

Bu zamana kadar Seungmin'in hep aşık olmasını isterdim. Çünkü sürekli aşk kitapları okur, insanlardan aşk hikayeleri dinlerdi. Çok severdi aşk olaylarını. Ve o artık birine aşık oldu.

Ama neden olacağımı düşündüğüm kadar mutlu değilim?

Kang Da-Som'dan;

Kendi zamanından gelen beyaz sırt çantamı elime aldım ve içine baktım.

Gözüme ilk çarpan şey o ahşap, süslü kutu olmuştu. Hyunjin'in kutusu.

Gülümsedim. Bana bunu verdiği günü çok iyi hatırlıyordum. İçinde birkaç tane tteok vardı. Jeongin'e vermeyip, bana verdiği tteoklar.

Bu düşünce kıkırdamama neden olmuştu. Tuhaf bir şekilde Hyunjin artık bana tatlı gelmeye başlamıştı.

Diğer eşyaları da çıkardım. Kağıt maskeler falan vardı. Ah doğru unutmuştum. Bunları kullanmalıydım. Biraz daha kullanmazsam cildim solacaktı resmen.

Bir tanesini içinden çıkarıp yüzüme yerleştirdim. Bekle, zaman tutmamıştım. 20 dakika yüzümde kalması gerekiyordu. Burada saat falan da yoktu. Tek çare içimden saymak.

59, 58, 57, 56, 55...

Bu zor olacak.

Duyduğum sesli bir çığlık ile yerimden sıçradım.

"Tanrım, hayalet!"

Prens Changbin ve Prens Jisung.

"Hey, sakin olun Majesteleri. Benim, Da-Som."

Maskemi biraz kaldırdım ve hemen sonra tekrardan yüzüme yerleştirdim.

"O... O yüzündeki de ne!?" Dedi Jisung.

"Bu mu? Bir maske."

"Bir çeşit silah olduğuna inanıyorum." Dedi Changbin.

Silah mı? Bir maske ile kime zarar verebilirdim Tanrı aşkına?

"Peki, ne işe yarıyor?"

"Yüzünü daha genç gösteriyor. Yüzündeki lekeler azalıyor ve yumuşak bir doku veriyor."

𝑂ℎ 𝑀𝑦 𝑃𝑟𝑖𝑛𝑐𝑒!/ʜᴡᴀɴɢ ʜʏᴜɴᴊɪɴWhere stories live. Discover now