#10#

5.5K 440 46
                                    

Buz kestim. Bir insan, bu kadar iğrenç olamazdı. Olmazdı ve de olmamalıydı.

Kartal benden ayrılıp ellerini başımın iki yanına koydu. Göz göze gelmemizi sağladığında sakince

Kartal"Bozkurt ailesinden olmadığını biliyor dedim, biyolojik ailesini biliyor demedim. İrem'i savunmuyorm ama o zamanlar babasının o olduğundan haberi yoktu. Ama yine de bu iğrenç."

"Ben, cidden ne diyeceğimi bilmiyorum. Bunun üzerinde daha sonra düşüneceğim, şuan değil."

Başını sallayıp canavarımın arka kapısını açtı.

Kartal"O zaman?"

"Hadi gidelim."

Kartal"Ben hazır havaalanındayken tekrar Ankara'ya uçsam daha iyi olur."

Çantamı arka koltuğa koyup tekrar Kartal'a sarıldım. Öyle bir sarılıyordu ki! Nedense vedalaşmak için sarıldığımda sanki son kez sarılıyormuşum gibi hissediyorudum. Annem ve ablamda da öyle olmuştu.

Ayrılmadan başımın üstünü arka arkaya birkaç kez öptü. Ayrıldığımızda gözleri dolmuştu. Babası yoktu, Kartal henüz 2 aylıkken onları terk etmişti. Annesi babasının gitmesinden onu sorumlu tutuyordu. Günümüzden 3 yıl kadar önce babası nasıl olduysa, daha doğrusu nedense, ortaya çıkmış ve annesini öldürmüştü. Sanki ailesinden kalan tek kişi benmişim gibi hissettiğini söylemişti bir keresinde. O zamandan beri bana verdiği değeri daha derinden hissediyordum.

Yüzünü ellerim arasına alıp başını eğmesini sağladım. Ellerini belime sardığında burnunun ucunu hafifçe öpüp alnına alnımı yasladım. Bunu da anneannesinin ona daha çok küçükken yaptığını biliyordum. Bu onu iyi hissettiriyordu.

Kartal"Tekrar görüşücez dimi?"

"Tabii ki son kahve düşürücü, sensiz olur mu?"

Kartal"Hiç olmasın."

Sonunda ayrıldığımızda geri geri birkaç adım attı, sonunda önüne dönüp hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

Genelde insanlarla çok samimi olmazdım, kendi tercihimdi. Ama Kartal ile şaka gibi üstüme kahve dökmesi sonucunda tanışmıştım. O yüzden bendeki yeri çok başkaydı.

Arka koltuğa geçip direkt emniyet kemerini taktım. Arabaya eklediğim yapay zekaya seslendim.

"Hey Bixi!"

Bixi"Emrinizdeyim Kraliçe."

"Yâsin Akarsu'nun evine sür, hızlı ol."

Bixi"Anlaşıldı Kraliçe. Kemerler?"

Öndeki ikili birbirlerine baktı.

"Kemerlerinizi takın."

Kemerleri takınca yüzbaşı Gökay, direksiyonun olmadığını yeni fark etmişti. Bilgisayarımı çıkartırken gözlerini kocaman açıp direksiyonun olması gereken bölüme bakakaldı.

Gökay"Komutanım, bu normal mi?"

"Normal yüzbaşı, normal. Yolculuğunuzun keyfini çıkarın ve bana bir kulaklık verin."

Yahyâ sanki bunu bekliyormuş gibi kablosuz kulaklığını uzattı direkt. Teşekkür edip kulaklığı aldım.

Takside izlediğim kayıtları tekrar açtığımda bu kez sesleri de duyabiliyordum. Eve gelene kadar ki kısmı dinleyebilmek için önce telefonlarına eriştim.

Bilgisayarımın ekranındaki kamera kayıtlarıyla sesleri eşitlediğim sırada telefonum titredi. Numara gruptan? Ne alakaysa artık. Açıp beklediğimde

Siberin Kraliçesi  Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon