#22#

3.1K 324 128
                                    


Helikopter ufak sarsıntılarla ilerlerken annem ve ablam yarım saatin ardından nihayet, biraz olsun sakinleşmişlerdi.

YardımcıPilot"Komutanım, komuta merkezine götürüyoruz sizi."

Arkasını dönüp söylediklerine başımı salladım sadece.

Esra"Umay."

Fısıltısına karşılık fısıldadım bende.

"Efendim."

Esra"Bitti mi şimdi? Bir daha aynı şeyleri yaşayacak mıyız? Yaşamayalım."

"Yaşadıklarınızın bir kısmını biliyorum sadece. Ama tekrar yaşamayacağınızın bizzat garantisini veriyorum."

Yelda"Kızım, nereye gidiyoruz?"

"Özel komuta merkezine gidiyoruz."

Yelda"Neden?"

"Çünkü komuta etmemiz gereken bir operasyon var. Çoğu bilgiye hâkim olduğum için benimde aralarında bulunmam gerek."

Yelda"Umay, biz bunları neden yaşadık?"

Derin bir nefes aldım. Bilmiyordum. Tek bildiğim Yâsin iti yüzünden annem ve ablamın hayatının mahvolmasıydı.

"Yâsin, P/KK'nın sözde suriye bölge sorumlusu olarak biliniyor. Sizde kayıtlarda 1. dereceden yakın akrabası olarak gözüküyorsunuz. Sorguya almalarında bir sıkıntı yok ama zarar veremezler."

Esra"Yahyâ ve Gökay'ı birliklerine geri göndermek istediler. Yahyâ ve Gökay 'Kraliçe'nin kesin emri var, gitmiyoruz.' diyip gitmediler. Diğerleri de bir şey diyemedi."

Ablamın susmasıyla annem yavaşça doğruldu.

Yelda"Kızım, kim bu Kraliçe?"

İşte şimdi, susma sırası bendeydi.

"Anlatacağım."

_________________________________________

Helikopter piste iniş yaptığında annem ve ablam daha sıkı sarılmışlardı. Pilot ve yardımcı pilot helikopterden indiğinde annem ve ablamı kaldırdım.

"İçeri girdiğimizde kim sizle konuşmaya çalışırsa çalışsın, adınızı bile sorsalar konuşmayın. Anladınız mı?"

Başlarını salladıklarında güven verircesine gözlerimi kapatıp açtım. İkisini de kollarımın altına aldığımda annem yine kaçtığım soruyu sordu.

Yelda"Kızım, kim bu Kraliçe?"

Derin bir nefes aldım, ihtiyacım vardı.

"Benim."

Gözleri açılınca umursamadan bellerinden destekleyip yürümelerini sağladım. Helikopterden inip annemleri de yavaşça indirdim. Tekrar bana sarıldıklarında sakince omuzlarını okşadım. Hâlâ çok korkuyorlardı.

Ve, bunun tek sorumlusu bendim.

Bahçede 2 tuğgeneral, 3 albay, 3 yarbay, bolca binbaşı ve yüzbaşı vardı.

Karşılarında durduğumuzda ablam daha sıkı sarılmıştı. Anlaşılan Yahyâ ve Gökay'ın buraya gelmeleri iyi olacak.

General"Hoşgeldiniz Kraliçe. İsterseniz direkt son kontrolleri yapalım."

Başımı salladığımda eliyle yol gösterip ilerlemeye başladı. Arkasından yavaş adımlarla ilerledik. Birkaç koridordan geçtikten sonra bir kapıdan geçtik.

Siberin Kraliçesi  Where stories live. Discover now