24. Bölüm

4.2K 315 122
                                    

+18 uyarısı. Son kısımda öyle bir yer var. Okumak istemeyenler için belirtiryorum. 6 paragraf kadar sürüyor.  BİLGİNİZE.

Biraz geç geldi kusura bakmayın. Ama umarım aradaki uzun gecen zamanı bu bölümle sizi biraz tatmin ederek kapatabilirim.

Oy sınırı: 200
Yorum: 200

ⅤᗩᙢᕈᓮᖇᓮᘉḰᖇᗩᒪᓮᙅᙓᔕᓮ

Bölüm şarkısı- Genius                                                                            

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm şarkısı- Genius
                                                                            

Üst üste gelen her şey ruhumdaki delik deşik izleri kanatıyordu. Alışık olunmayan bir parçalanmaydı ruhumdaki izler. Ne zaman kim açmıştı bu yaraları diye soracak olursak şüphesiz oydu.

Karşımda sesiz sedasız yemek yiyen adamı süzdüm. Üzerinde alelade bir gömlek vardı. Damarlı kollarını göz önüne sermek istercesine gömleğinin kollarını katlamıştı. Kollarından çektiğim, gözlerimin yolu yüzüne uğradı bu sefer. Sakallı yüzü, yüzüne sanki ondan kopamayan bir uzuv gibi yakışıyordu. Esmer teninin altında duran bal rengi gözleri sanki tüm siyahlığına itiraz edercesine parlıyordu. Yıllar önce açılmış yaramı çekinmeden kanatıyordu bu adam. Umursamazdı bu konuda da. Ruhumu kanatan o adamdan sonra ruhumu eline almıştı. İstediği gibi şekil vermek istiyordu. Ama şüphesiz haberi yoktu ki zavallı ruhum avuçlarıın içinde sıkıla sıkıla bitiyordu. Sanırım yok olmaya mecbur bırakılmıştı.

Yüzüm kendiliğinden buruştu. Gözlerimi ondan koparıp tabağına baktım. Midemin çalkalanmasıyla önümdeki et dolu tabağı ittirdim. "Yemeğini ye." Emir cümlesi.. Kanım kaynamaya başladı. Bu adam beni şekil almayı bekleyen bir hamur sanıyordu. "Sonrada uyuyayım mı? Ama eğerki canın oyun oynamak isterse çekinmeden uyandır."

Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. "Neden yemiyorsun?" Önümdeki tek şey etten ibaretti. Midem tekrar fokur fokur kaynadı. "Sadece et var." Sesim istemsiz kısık çıkmıştı. Gülümseyip elinde tuttuğu tabakla uzun masanın yanında yürüyüp yanımda durdu. Sağ tarafımdaki sandalyeyi çekip tabağını masaya bıraktı. "Kuzu eti sevmediğini düşünememiştim."

"Ben et sevmem ama sen bana burada sürekli et yediriyorsun. Önceleri sıkıntı değildi. Ama kuzu da ne? İğrenç kokuyor bir kere." Burnuma bastırdığım ellerimle sırtımı oturduğum sandalyeye yasladım. Gülerek izliyordu bu halimi. "Oysa senin için avlamıştım."

"İğrenç!" Ona böyle çıkışmamı beklemezcesine yüzü buruştu. Bana yaklaştırdığı kafasını geri çekti. "Yemeğini ye." Tekrar aynı kelimleri söyledi. "İstemiyorum. Salata istiyorum."

Vampir'in Kraliçesi (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin