36. Bölüm

1.1K 124 48
                                    



Sürüyle sürgüne yollanan insanlar, yanından yürüyüp geçtikleri kalenin uzun duvarlarına bakıp acımasız kralları için bir kez daha lanet ettiler. Tahta geçen kral ile halk uzun ve derin bir yoksulluğa maruz kalmıştı. Kralın mutsuzluğu tüm halkın gölgesine almışken kraliçelerinin ne durumda olduğundan bile bir haberlerdi.

Her şey bir yana kral artık onları gözden çıkardığını dile getirmişti. Bununla beraber evlerinden apar topar toplanmış sürgüne yollanıyorlardı. Elbetteki tüm halk buna dahil değildi. Sürgün edilenler sadece kraliçe taraftarı olan doğurgan soğuk kanlılardı.

Bu acımasız sürgüne çocuklar da dahil olmuş. Doğurabilecek tüm soğuklar ortadan kaldırılmıştı.

Küçük bir çocuk korkuyla annesinin eteğinden tutunup annesini durdurmayı denedi. Kadının ayaklarına takılan etekle kısa bir an durakladı. Gözleri şaşkın şaşkın etrafı izleyen erkek çocuğunun iri iri açılmış olan gözlerine baktı. Hüzünün kol gezdiği gözleri içindeki acı ile harmanlanmıştı.

"Eve gitmek istiyorum, anne. Yoruldum.," dedi çocuk. Onun bu sessiz isyanı yürüyen herkesin durmasına neden oldu.  Biri hariç. Onların arasında yürüyen tek bir kişi vardı. Safir..

Abisinin yol arkadaşı, kraliyetin en küçük oğlu. Kraliyetin asil komutan sıfatını almış olan Safir. Ama artık tüm rütbeleri elinden alınmıştı. Sürgüne yollananlar arasında ilk sıradaydı. Kraliçeye bağlı kalmış ve halkı isyana çağırmıştı. Cezası ise bir vampirin yaşayabileceği en ağır seçim olmuştu. Eşi sonsuza denk kendini saraya adamış bir köle olarak yaşayacaktı.

Ahnek"in gözleri kapalı bir şekilde ona güvendiğini biliyordu. Ama eşinin asla rahat durmayacağınında farkındaydı. Safir'den güç alması Safir'in mutlu olmasına yetiyordu. Fakat canına zeval gelebileceği acı bir gerçekti.

Öte taraftan abisinin onu gözden çıkardığını ilk öğrendiğinde böyle bir şeyin gerçek olamayacağını söylese de abisinin bulunduğu kata çıkmasına izin dahi vermeden onu saraydan atmışlardı.

Yaşayabileceği acı kalmadığını düşünüyordu Safir. Zira kız kardeşi, canının yarısı onu eşi ile tehdit etmişti.  Safir en az annesi kadar kötü olan seçim yetenekleriyle yeniden ailesini, ailesine tercih etmiş ve büsbütün yapayalnız kalmıştı. Ahenk onun tek kişilik ailesiydi.

Şimdi ise ondan ayaklanmasını bekleyen sürgüne yollanmış halk ile zindanı olacak yere yürüyordu. Herkesin durup ona baktığının farkında  olsa da duraksamadı. Gözleri hep ilerdeydi.

Sonunda onunla büyümüş bir subay kolundan yakaladı. "Yapma, Safir. Bizi buradan koparmalarına izin veremezsin. Ölümüne savaşmayı emret bize. Canımızı evimizde verelim. Tanımadığımız elf diyarlarında çürürken değil. Onurlu bir şekilde ölelim kardeşim" dedikleri Safir'in bir anlık ihanetin ne olduğunu düşünmeye itti. Anında kendini topladı. O Sima değildi. O abisine asla kıyamazdı.

"Şanlı bir ölüm şüphesiz kraliçe yoluna ve kral yoluna olur. Bir iktidar devirmek ne zaman onur taşıdı?" Sorusu soğuk havaya inat herkesin içinde buruk bir umut bıraktı. Kralları onları terk etsede prensleri anlaşılan onlara sahip çıkacaktı. Arkadaşı koluna sertçe bir kaç kez vurdu. ''Sen iyi bir adam olarak kalacaksın.'' Bu dediği Safir'in buruk bir gülümseme bırakmasına neden olsada saray duvarlarının arkasında onları dinleyen Sima'nın kocaman bir kahkaha atmasına neden oldu. 

Onu komuta eden cadılarda bu kahkaha ile arlarında gülüştüler. Sima ardından gülüşüne bir son verip etrafı alıcı gözle süzdü. İstedikleri bir bir oluyordu. Kardeşini bir kaç küçük oyula ortada kaldırmış ve sözde kraliçe diye bahsettikleri baş düşmanının en yakın dostunu ise zindana kapamıştı. Peki ya ağabeyi. Onun için içindeki garip duygulara mani olamıyordu. Onu kandırıp içirdiği ağır iksirler  çocukluklarında korunmaları için yapılan büyüleri ortadan kaldırmıştı ve bir daha asla uyanamayacağı bir uyku uyumasına neden olmuştu.

Vampir'in Kraliçesi (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin