XII

132 7 6
                                    

༊*·˚. ≪•◦ Sır◦•≫ .ೃ࿐

"Ne? Ne diyorsun sen ?" dediler öğrenciler, Gizem'in dediklerine şokta kalıp hepsi onun yanına koşturarak. Gizem o sevinçli gözleriyle sınıf arkadaşlarına "Hani size bir ses duyduğumu söylemiştim ya, inanmadınız ama gerçekmiş!" Dedi ve Ateş ile Akif'e dönerek "Siz kavga ederken bende atölyeye girmiştim. Eminimdim çünkü, bir ses duyduğuma emindim!" dedi sevinçli sesiyle. "Gerçekten mi? Tuğrul yaşıyor mu?" dedi sevinçten ağlayıp,hala dediklerine şokta kalan Tuğrul'un sevgilisi Mine. "Evet" dedi onaylayan Gizem ve sonra kendi kafasını öğretmene çevirdi "Ben inanıyordum Akif Hocaya, o kimse zarar vermeyecek" dedi Gizem. Öğretmen,Gizem'in gözlerine bakmıyordu. Sadece onu dinliyordu ve kendi gözlerini Ateş'ten çekmiyordu. "Neden? Bunca şeyi neden bize yaşattınız o zaman ya? Neden ya!?" Diye sordu Mevsim,gözleri hafif yaşararak. "Tuğrul bana dedi ki, Akif Hoca herşeyi bizim için yapıyor.." dedi Gizem ve öğretmenle göz göze gelince hafifçe kızararak kendi kafasını eğdi.

"Gerçekten mi?.. yaşıyorlar mı?" Diye sordu Ateş, kendi ağzındaki kanı silerken. Biraz kafasıyla onayladı Akif ve sonra "Evet.." cevabını verdi. Bunu öğretmen de duyunca herkes sevinçten birbiri ile bakıştılar ve sevinçten ağladılar. O sırada Akif Öğretmen kendi gözlüklerini çekmeceden çıkardı ve onları taktı. Yinede yanağındaki sıyrığı biraz canını yakıyordu,ama hafif birşekilde. Üç ay hazırladığı bu plan belki de bozulmuştu.. ama öğrencilerinin sevincini görmek onu mutlu etmişti. "Zaten Akif Hoca bunu yapacak birisi değil, o katil olamazdı. Biliyordum bunu, hemde ilk günden beri" dedi gülümseyerek öğretmene bakarken. Akif Öğretmen, Gizem'e baktı ve o da hafifçe gülümsedi. "Boşu boşuna, gün doğmadan neler doğar, demezler "dedi öğretmen. Öğrenciler hafifçe kıkırdayarak onları seyrettiler. Ateş, psikopat .. manyak.. katil seslendiğin adamın gözlerine nasıl birkez daha bakardı?.. "Özür dilerim.. ama ben size gerçeği söyleyemem" dedi, montajlayan kişinin kim olduğunu söylemeyip, onun artık kimseyi öldürmeyeceğini bilerek.

"Sur çetesi." Dedi Akif Öğretmen,ona doğru cevabı söyleyerek. "S-sen.. nereden biliyorsun? Yani, nasıl biliyorsun? " diye sorguladı Ateş ,hafifçe şaşırarak. "Sur çetesi" diye tekrarladı ve öğrencilerine döndü öğretmen. "Yaklaşık iki yıldır bu okulda gördüğünüz tüm pislikleri yapan bir çete. İnsanları videolarla tehtid edip ,şantaj yapıp, para kopartan.. sizin gibi öğrencileri kuryelik yaptığını, aklınıza ne gelirse işte bir çete. Ateş ve tehtid ettikleri diğer öğrenciler hiçbirşey söyleyemediği için. Polis birşey yapamıyor. Ama bir kişi.. bir kişi, duvarı yıkarsa.. bir kişi,korkmaktan vazgeçerse. O zaman herşey değişebilir" diye anlattı öğretmen ve Ateş'e doğru döndü. O sırada 'Sur Çetesi' kelimesini duyar duymaz Selin bir gerildi ve kendi boynundaki kolyesini tutarak okşadı. Birşey diyemedi ve susmayı tercih ederek onları izledi.. belli ki sur çetesi ile bir bağlantısı vardı. "Ateş.. Rüya'yı görmek isteyen o adam çetenin başıydı, değil mi? Videoyu isteyen, oydu değil mi Ateş? Kim o Ateş? Hadi" diye ikna etmeye çalıştı. Hayır diyercesini kafasını salladı Ateş, korktuğu şeyler vardı. Gözleri dolmuştu oğlanın. "Ateş, lütfen söyle. Yalnız değilsin, ben sana yardım ederim. Ben birşeyler yaparım. Gerçekten birşeyler yapabilirim" diye tekrarladı hoca.

"Kara.. Sur çetesinin lideri, Kara. Ona böyle diyorlar. Gerçek adı, Abdullah Kara." Dedi Ateş,kendi gözyaşlarını silip güvenmeye çalışarak. "Nerede bu adam?" diye sorunca öğretmen. Ateş ona "Bir bar var, bar'ın adı da Kara. O bar'ın içinde gizli odaları var onların." Diye yanıt verir. "Bana güvenmeyi seçtiğin için, teşekkür ediyorum." Dedi Akif Öğretmen ve masaya doğru yöneldi. Hala açıkta kalan telefonu eline aldı, onu dinleyen komsere bir görev verir. "Evet komserim. Benden bu kadar kolay kurtulamayacağınızı size söylemiştim. Olanları duyabildin mi?" Dedi telefona doğru. "Evet, gayet net duydum." Diye cevap verdi polis, telefonu kapatır kapatmaz ekibi ile o bar'a gittiler ve tüm çeteyi yakalayıp kelepçelediler ve bunu Akif Öğretmene bir mesaj olarak haberi ilettiler. Akif Öğretmen sırıttı ve öğrencilerine dönünce "Abdullah Kara tutuklandı arkadaşlar." Dedi öğretmen ve öğrenciler gene sevinçle birbiriyle bakıştılar ama bir sorun vardı. Öğrencilerden sevinmeyen birtek Selin vardı,kendi kolyesini tutarak okşamaya devam etti o sarışın kız. Tabi öğrencilerin arasında onu fark edebilen yoktu, o da çaktırmıyordu zaten. Öğretmen oğlana döndü ve ona" Artık ailen için endişelenmene gerek kalmadı Ateş. Ayrıca, Coşkun Bey(okulun müdürü) de annenin durumunu öğrendi ve yatılı çalışması için bir hemşire ayarladı. Görüyor musun? Dertler de paylaşılabiliyormuş."dedi hoca. "H-hocam?.. bu nasıl olabilir?" diye sordu Ateş,sevinçten gözleri yaşararak. "El birliğiyle , Ateş.. el birliğiyle " diye tekrarladı birkaç kez öğretmen..

Öğrenciler onları dinlediler ve birkaç dakika sonra Mevsim "Hocam, ama onları da getirseniz artık?" diye sordu sevinerek Mevsim, artık öldüğü sandıkları sınıf arkadaşlarını tekrardan görmek isteyerek. Tüm öğrenciler sevinerek Mevsim'e katıldı "Evet hocam, nolur" diye yalvardılar,arkadaşlarını can atarak görmek isteyerek. Öğretmen, hafifçe gülümsüyordu, öğrencilerine yalvarışından ötürü pek birşey diyemedi. Sadece Ateş'e sarılan en yakın arkadaşları Çetin ile Halil'e seyreder. Dostluk buydu.. öğretmen onlara gerçek dostluğun asıl ne olduğunu ögretip, onlara ders vermişti. Sıkı sıkı sarıldı o üç arkadaş.. Halil Çetin ve Ateş birbiriyle. Sarılmayı bıraktıkları an birbirinin gözyaşlarını sildiler ve hep beraber sırıttılar. Gizem onları seyrederken gözyaşlarını akıttı, çünkü onlara bakınca Rüya'yı hatırlamıştı. Onunla tüm o anılarını gözden geçirince, gözyaşlarına boğulmuştu hıçkırarak.

Yaklaştı ona öğretmen,öğrenciler yalvarmayı kesip birbiri ile sarılırken. "Ağlama Gizem. Senin de sorununu çözeriz.. olur mu?" dedi öğretmen, sakin birşekilde. Gülümsedi,gözleri yaşarırken genç kız,"siz de Rüya'yı en az benim kadar seviyordunuz, değil mi?" dedi. Hafifçe gülümsedi öğretmen,haklıydı da çünkü o.. "Hepimiz onu seviyorduk, sadece hata yaparken onu kuyuya düşürdüğümüzü fark etmedik. Ama birlikte omuz omuza verip sonuna kadar beraber olacağız " dedi öğretmen. Gizem gülümseyerek kendi gözyaşlarını sildi "Evet, omuz omuza" dedi, ona katılarak. Tekrardan onun gözlerine korku dolu değil, aşık dolu bakabilirdi. Ona güveniyordu.. ve güvenmeye de devam edecekti..

Öğrenciler yalvarmayı bırakınca öğretmen kafasını onlara çevirdi. "Tamam.. haklısınız. Şimdi size herşeyi anlatmam lazım. Arkadaşlarınızın nerde olduğunu, neden burda olduğunuzu. Bu videoyla ilgili tüm hikayeyi. Tuğrul ve-" deyip cümlesini bitiremeyen öğretmen, bir anda bir noktaya bakarak durdu. Kulakları çınladı ve yere çakıldı. Öğretmen bayılmıştı.. hasta olduğu halde onun yaraları onu bitirmişti. Ateş sonun da çok pişman oldu.. Ona aslında yardım ettiğini öğrenince,kendisi yıkılabilir durumdaydı. Herkes şaşırarak öğretmenin etrafına çember oldular, onun aniden bayılmasını izleyerek birşey yapamadılar. "Hocam? Hocam ne oluyor?" diye sordu endişelenerek Gizem. Daha az önce onunla sakin sakin konuşurken,şu anda gözleri kapalı birşekilde öğretmenini yerde bulmuştu. Kendi dizlerini çöktü Gizem,ve ellerini öğretmenin omzuna koyarak hafifçe itmeye başladı. "Hocam? Hocam beni duyuyor musunuz?" diye sordu o telaşlı bir sesle, ama kesinlikle hiçbirşey duymuyordu. Öğrenciler ne yapacağına bilmiyorlardı, yanlarında acil durum için ilaç falan da yoktu. Herhalde onun uyanmasını bekleyeceklerdi..

Devam edecek...

𝐀ş𝐤'𝐚 𝐃üşü𝐧 || Akgiz.ೃ࿐       Öğretmen Öğrenci İlişkisiWhere stories live. Discover now