XXVI

125 8 2
                                    

༊*·˚. ≪•◦ Ayrılık◦•≫ .ೃ࿐

Hafifçe sırıttı öğretmen,ama yüzünde bir sinir vardı. Kendi öğrencilerine döndü ve  "Kayıtlar silinmiş.." dedi Akif,ciddiyetle. "Telefonu kim aldıysa, görüntüleri de o silmiştir hocam. Aramızda hain var beyler. Hocam, bize biraz zaman verin, biz bu meseleyi kendi aramızda çözelim. Bakalım bunca zaman burada olmamızın bir faydası olmuş mu, görmüş oluruz hep beraber" dedi Ateş.
"Peki, yalnız tek bir şartla. Baskı yok. Şiddet, yok. Güzelce halledeceksiniz." dedi Öğretmen,her kelimesinde bir adım öne gelerek. Öğrenciler onayladıktan sonra, kısa sürede sınıfa döndüler ve aradaki o köstebek kim, bulmaya çalıştılar. İlk önce birbirlerinin üstlerini aradılar,kızlar kızların, erkek erkeklerin üstlerini aradı. Bu işe yaramadı, başka bir plana geçtiler.. Ama bu sefer ilk defa sakin sakin konuştular. Geceleyin herkes kim kimleydi diye sorguladılar ve tahtaya herkesin isimlerini yazdılar. Tek tek herkes nerede olduklarını söyleyince, tahta kalemle o kişinin ismini çizgi atarlar. En sonda Ateş,Halil,İsmail ve Salih kalır. Ateş onlara "Halil ile birlikte yangın söndürücüyü almıştık, onunla beraberdik. Yanımdan ayrılmadı" dedi. "Doğru, ben onları hep yan yana gördüm." Dedi Mevsim onaylayıp,ilk defa öfkelenmeyerek. Gizem onları dinleyince, Ateş ve Halil'in de ismini kalemle karalar. Geriye iki isim kalır, Salih ve İsmail.

"Salih, sen geceleyin neredeydin?" diye sorar Seher. "Ben lavaboya gittim, elimi yüzümü yıkadım. O kadar, sonra zaten sınıfa döndüm" diye yanıtladı. "Peki senden sonra gelen var mıydı?" diye sorunca Selin, Salih kafasıyla onayladı. "İsmail girmişti lavaboya" dedi. "Ne? Hayır! Arkadaşlar ben tuvalette falan gitmedim, yanlış görmüş olmalı" dedi İsmail, gerginleşerek. Gizem, İsmail'i şüpheli buldu ve "Hangi tuvalette girdi?" diye sorunca, Salih ona "sonuncusuna girdi" dedi. Ateş,onu duyar duymaz hemen erkeklere birlikte, lavaboya girdiler.
O sırada Akif Öğretmen onları kamera kaydından izliyordu. "İşte bu! Sakince konuşmayı öğrendiler." dedi Akif, duygulanarak. Kendi silinmiş olan kamera kayıtlarını açtı ve kamerada yangın İsmail'in yaktığı gözüküyordu. "Ee, hani bunlar silinmişti?" dedi Zeynep,onun yanında izleyerek. "Evet, silinmişti. Ama olası durumda hep yedekli çalışıyorum. Onların kendilerince başarmalarını izlemek istedim.' Dedi Öğretmen. O sırada Ateş,Çetin ve Halil sonuncu tuvallete girdiğinde, kapağın üstünde Zeynep Hoca'nın telefonunu buldular. Ateş onu eline aldı ve sınıfa döndü. "Oğlum bu ne lan!? Bu ne!?" Diye bağırdı, telefonu İsmail'in yüzüne göstererek. Sınıf arkadaşları, Ateş, Zeynep Hoca'nın telefonunu bulduğunu görünce saşırırlar. Demek ki köstebek İsmail'di... herkes ona sövmeye başladı, ama sonra "Arkadaşlar!" diye bağırdı gür sesiyle Akif, sınıfa giriş yaparak. Onun eline Zeynep'in telefonunu uzattı Ateş. Daha sonra "İsmail'in dışında herkes yerine otursun." dedi öğretmen. İsmail korkulukla hocaya baktı, duvara yaslanarak titredi. Ona fazlasıyla yaklaştı öğretmen ve "Neden? İsmail."diye sordu, samimi ve sakin birşekilde. Gözyaşlarına boğuldu İsmail, "Bu hayatta.. hiç kimsenin yapmadıklarını Taner Hoca yaptı. Gönül borcum vardı ona.. " dedi. Akif Öğretmen ise ona, "Arkadaşlarına yaptığı bütün kötülüklere bilmene rağmen yine de bunu yaptın. " dedi.

"Hocam benim bu hayatta hiçkimsem yoktu. Annem, babam, kardeşim bile yok.. birtek babaannem var. Ona da ben bakıyorum hocam. Çareniz kalmadığında size yardım edenin kim olduğuna bakmıyorsunuz hocam." dedi İsmail, ağlayarak. Hafifçe sırıttı öğretmen ve tahtanın önüne geçti. "Dert paylaşılmadıkça,öyle kalır İsmail. Bir bak bakayım Ateş'e, Rüya'ya. Annesiz babasız büyüyen binlerce çocuk var İsmail. Buna rağmen sen bir katili savunuyorsun. İnsanlar sana ne diyecekti, hiç düşündün mü? Ya da Rüya'ya yaşananların da aynısı sana tekrarlansaydı, Taner Hoca'ya o gözle tekrardan bakabilir miydin?" dedi Öğretmen. "Hayır.. çok özür dilerim hocam.. size de Zeynep Hocam" dedi İsmail,ağlayıp duygulanarak. Onu sınıfın kapısından izleyen Zeynep, onları dinlerken duygulandı. Daha sonra Akif'ten telefonunu alarak ofise gitti. "Yerine geçebilirsin.." dedi Akif,oğlana. Bu pişmanlığı asla unutmamasını istedi.. çok geçmeden akşam olur, hoca tekrardan sınıfa girdi. "Oturun lütfen. Arkadaşlar,size güzel bir haberim var. Artık, özgürsünüz. Bir saat sonra bütün bombalar etkisiz hale gelecek ve okuldaki bütün kapılar açılacak. Bu gece bu okuldaki rehine hayatınız sona eriyor." dedi hafifçe sırıtıp, kendi üzgünlüğünü dindirmeye çalışarak. Kendi sırasında oturan Gizem, Akif'le göz göze gelince ona "Bizi bırakıyor musunuz hocam?.." diye sordu, duygulanarak. İlk önce kafasıyla onayladı öğretmen ve sonra "Evet.." dedi.

𝐀ş𝐤'𝐚 𝐃üşü𝐧 || Akgiz.ೃ࿐       Öğretmen Öğrenci İlişkisiWhere stories live. Discover now