XXV

120 8 0
                                    

༊*·˚. ≪•◦ İntikam◦•≫ .ೃ࿐

"Nasıl iyileştiniz hocam? Ne ara?" dedi Mine, arkadaşlarıyla şaşıra şaşıra onu izleyerek. Akif Hoca, Zeynep'in yanında durarak onlara "Zeynep Hoca'nın size anlattacakları var. Sınıfa dönseniz iyi olur" dedi öğretmen ve sonra aniden testere sesleri duyulmaya başlar. Belli ki polisler içeri girebilmek için, duvarları delmeye başladılar. "Siz gidin, ben oyalalayacağım" dedi Akif. Öğrenciler,Zeynep Hoca'yı görünce ikna oldular. Onun ne anlatacak neyi anlatmayacağını merak ediyorlardı ve Zeynep'le beraber sınıfa giderler. Bodrum katından yukarı çıkarak ofise girdiler. "Oğlum iyiki gelmemişsiniz, Akif Hoca bombayı tam dibimize patlattı. Kılpayı kaçırdık " dedi Halil,nefes nefese. Ateş, Çetin ve Gizem ise birbirine baktılar.. gerçeği itiraf mı etseydiler bilemediler.. "o bombayı Akif Hoca patlatmadı.." dedi Ateş, arada bir Gizem'e bakarak. "Akif Hoca da öyle diyor, ama kim patlatı ki?" diye sordu Mevsim. "Biz.. biz patlattık." Dedi Çetin, bir adım öne atılarak. Öğrenciler onu duyunca,sinirle tartışıp, kavga etmeye başladılar. Çetin, Ateş ve Gizem'e saldırdılar. "Çocuklar durun! Neyi bölüşemediniz!?" Diye bağırdı daha yeni gelen Zeynep, onları ayırarak. Herkes bir anda sakinleşti. "Zeynep Hoca?.." dedi Gizem şaşırarak ve etrafına bakıp "Akif Hoca nerde peki?" diye sordu endişeyle. "O polisleri oyalıyor, merak etme. Neden kavga ediyorsunuz?" diye sordu Zeynep.
"Hocam. Çetin,Gizem ve Ateş bombayı patlatmış! Ölebilirdik orda! Niye böyle manyakça birşey yaptınız!?" Diye bağırdı Nil, şikayet edip, gerginleşerek.
"Hocam anlamıyorlar. Polis girecekti, bilerek yaptık, mecbur kaldık, gerçekten!" dedi Ateş,kendi hakkını savunarak.

"Bunların hepsi size bilgisayar oyunu gibi mi geliyor ha? Şey mi sanıyorsunuz, öleceksiniz, sonra tekrar oyuna dahil olacaksınız. Öyle mi düşünüyorsunuz?.. Ateş, ya arkadaşlarından birine birşey olsaydı? Ne yapacaktın hayatın boyunca bu acıyla?" dedi Zeynep, her üçüne de kızarak. "Hocam biz.. Akif Hoca'ya yardım etmek istemiştik. Polis girecekti.." dedi Gizem, sınıf öğretmeninin gözlerine hala şaşırmış birşekilde bakarak. "Girseydi polis! Bitseydi şu tantana. Şu halinize bakın, yoruldunuz, yıprandınız. Sizce de bitmesi gerekmiyor mu artık bu şeyin?" dedi Zeynep. Çok geçmeden öğrenciler yorgun birşekilde Akif'in ofisini terk ettiler ve sınıfa gidip kendi sıralarına oturdular. O sırada ofisten çıkmayıp, Zeynep'i bekleyen Gizem, herkes çıktıktan sonra koşturarak sınıf hocasına sarıldı. "Sizi iyi gördüğüme sevindim hocam" dedi gülümseyerek. "Bende seni böyle güçlü gördüğüme sevindim" diye yanıt verdi Zeynep, onun sırtını nazikçe sıvazlayarak. Sarıldıktan sonra onunla beraber sınıfa dönerler ve Zeynep,öğrencilerine tüm gerçekleri anlatır, ayrıca kanıt olarak bir ses kaydını da onlara dinlettirir. Taner Hoca'nın tüm pisliklerini kadar herşeyi detaylı, net birşekilde anlatır... Anlattıktan sonra içeriye Akif girdi, elinde büyük bir poşetle. "Yardımınıza ihtiyacım var, arkadaşlar" dedi ve elindeki poşeti masaya koydu. "Biz artık herşeyi yapmaya hazırız hocam..ordan kaçmaya çalıştığımız için özür dileriz..özür dileriz" diye tek tek öğrenciler özür dilediler. "Umm. Teşekkür ederim ama bunu daha sonra uzun uzun konuşuruz, şimdi çabucak telefonlarınızı alın. Polisleri durduracak bir planım var" dedi Akif. Zeynep Hoca, bir kenara çekilerek onları seyredip birşey yapmaz. O sırada öğrenciler Akif Hocayı duyar duymaz, hemen poşetten kendi telefonlarını alırlar.

Daha sonra Akif, kendi öğrencilerinden; Tuğrul, Mine,Ateş,Selin ve Halil'i yere oturtur. Onların boyunlarına tasma gibi birer tane maket bomba asar ve ellerini bir iple bağlar. "Hocam, bunlar maket değil mı? Yanlışlıkla patlamayalım" dedi Halil, kıkırdayarak. "Ayy, keşke seninkisi maket olmasa Halil" dedi Selin, ellerindeki ipleri kaşındırarak. Öğrenciler Selin'i duyunca gülmeye başladı ve "Selin vurdu gol oldu!" Dedi Salih, gülerek. "Şşş" diye susturdu onları Zeynep. Neyse.. daha sonra Akif, o beş öğrenciye , korkuyorlarmış gibi bir rol yapmalarını söyler. Diğer geriye kalan tüm öğrencilerine ise, kendi telefonlarından videoya çekmelerini söyler. "Hazırsak başlıyoruz" dedi Akif ve kendi telefonundan Yılmaz Komser'i aradı. "Yılmaz Komser, mümkünse telefonu amirine ulaştırır mısın?" dedi Akif. O sırada Yılmaz Komser'in başka çaresi kalmadı, kendi telefonunu onun feriştahı olan kızgın amirine uzatır. "Ne var lan Akif? "dedi o sinirli amir.

𝐀ş𝐤'𝐚 𝐃üşü𝐧 || Akgiz.ೃ࿐       Öğretmen Öğrenci İlişkisiWhere stories live. Discover now