XXII

102 8 1
                                    

༊*·˚. ≪•◦ Şüphe◦•≫ .ೃ࿐

"Ben size hala inanıyorum hocam" dedi Rüya, birkaç adım öğretmene yaklaşarak. Öğretmen yerde oturuyor ve kapıya yaslanıyordu. Gözleri yaşaracak gibiydi ve "R-Rüya?.." dedi titreyerek. Kendi elini onun saçlarına doğru uzattı,ama yok olduğunu fark etti. O kadar çaresizdi ki, hayal bile görüyormuş.. ağlayacak bir kıvamdaydı,ama dayanmaya çalıştı. Kendi gözlerini kapattı ,dinlenmek adına. Ama uyuya kaldığını fark etti. O sırada öğrenciler gördüklerine ve duyduklarına inanamadılar. Akıllı tahtayı kapattılar ve birbiriyle konuştular. "Eğer Akif Hoca, Rüya'yı öldürdüyse bizi de öldürebilir" dedi Seher, canlı yayından sonra arkadaşlarıyla iyice kafayı yiyerek. "Aynen abi, bu sefer Akif Hoca'ya karşı daha dikkatli olmalıyız " dedi Ateş, kendi yerinde oturarak. "Ateş.. sende mi?" dedi Gizem, gözleri dolup sırasından kalkarak. Kendi sınıf arkadaşlarına baktı, hiçkimsenin ağzından Akif Hocayı koruyacak bir cümle, bir laf yoktu.. artık herkes kendi umudunu yitirmişti. Onların gözünde Akif Hoca tekrardan bir psikopat,katildi.. Başka birşey değil.

"Ben gerçekten size inanamıyorum ya. Akif Hoca'yı nasıl bu kadar kolay harcayabiliyorsunuz ya?" Diye seslendi Gizem, onu sessizlikle izleyen sınıf arkadaşlarına. "Kolay mı? Ne kolayı ya? Hepimiz videoda olanları gördük Gizem,sen başka birşey mi izledin?"dedi Tuğrul,öfkeyle hızlı adımlarla ona yaklaşarak.
"Eee, Rüya'nın da videosunu izlemiştik Tuğrul! Hepimiz gerçekten Rüya'nın doping kullandığını düşünmüştük ama öyle değilmiş işte!" Dedi Gizem, hala daha öğretmeni savunarak.
"Gizem bak, ikisi aynı şey değil. Ikisi birbirinden çok farklı." diye bittirdi cümlesini Seher, sadece aralarına katılarak. "Nesi farklı ya!? Ya biz Akif Hocaya sorduk mu gerçekten siz mi yaptınız hocam diye?! Yani ona birşey açıklamasına izin verdik mi arkadaşlar!?" diye delirdi Gizem. Birkaç dakika sessizlik bastırıldı ama sonra Mevsim aralarına girdi ve "Çağıralım Akif Hoca'yı savunsun kendini, ha? Ama nerde, yok! Çünkü kendisi bize hesap sormaya gelince burda! Ama biz ona hesap sormaya gidince nedense ortalıkta yok!" Diye bağırdı. "Aynen abi, yani biz bu adamı iyi biri olarak tanıyorduk. Ama bu olanlardan sonra ondan artık her psikopatlığı beklerim ben!" diye yanıtladı İsmail. Gerçekten artık nefesi tükeniyordu Gizem'in..birtek o Akif Öğretmen'in yanındaydı,sırf aşık olduğu için mi yoksa ona hala güvendiği için mi bu kadar bağlanmıştı anlamıyordu. " Akif Hoca mi psikopat? Ya Hoca günlerdir bizim daha iyi insanlar olmamız için didiniyor. Ya Akif Hoca bizim hatalarımızı görmemizi sağladı! Bu mu psikopatlık!?.. ben Akif Hoca'nın katil olduğuna inanmıyorum.. Akif Hoca katil olamaz" diye tekrarladı Gizem, son iki lafı..

"Belkide iyi gözükmek için rol yapıyordur Gizem? Bütün sınıf inanıyor, birtek sen inanmıyorsun Gizem! Aşık mısın nesin sen bu adama ya!? "Diye bağırdı Selin, Gizem'in yüzüne. "Aynen,her seferinde koşturuyordun hocanın yanına, iyi misiniz diye. Haksız mıyım?" dedi Nil, onlara katılarak. "Evet ya, senenin başından beri takıntılıydın sen bu hocaya, Rüya'yla da onun hakkında birçok kez konuştuğunu duymuştum" dedi Mevsim,kızlara katılarak. Hafifçe yanakları pembeleşti Gizem'in. "Size inanamıyorum ya... Ne saçmaladınız" dedi ve sınıfı olabildiğince hızlı terk etti. Onlara gerçekleri itiraf etmekten utandı.. sınıfı terk edince, kendi gözlerini hocanın atölyesine doğru kaydırdı. Gözleri hafifçe parladı ve atölyeye girerek, ofisin kapısına yaklaştı. Birkaç kez kapıyı çaldı, ama cevap veren yoktu. Akif Hoca, biri kapıyı çalınca uyandı. Kapıya yaslanarak hemen kapıyı anahtarla kilitledi, yerinden kalkmayarak. Kapının kilitlendiğini duyan genç kız, öğretmenine,"Hocam, gelip sınıftakilerle konuşmanız lazım. Herkesin kafası karıştı, saçma sapan şeyler söylüyorlar." diye uyardı. "Gizem?.. sınıfına git.." dedi öğretmen, çok çaresiz bir ses tonuyla. Derin iç çekti Gizem ve artık dayanamadı. Onun da sabrı bir çizgiye kadardı ve o sabr artık geçti.

"Hocam herşeyi açıklamazsanız herşey daha da kötü olacak, gelip savunun kendinizi lütfen. Hocam lütfen çıkın ordan, Taner Hoca'nın iddialarını çürütün! Lütfen hocam, savunun kendinizi artık! "Diye bağırdı, kendi sesini ona doğru yükselterek. Akif Hoca, Gizem'in ona bağırmasıyla gözleri yaşardı. Hiçbirşey demedi..sadece ona bağırmasına göz yumdu. Gizem tekrardan derin bir iç çekti. Önüne döndü ve kapıya yaslanarak yavaşça yere oturdu. "Ben sizi tanıyorum... siz kötü biri değilsiniz ki, yapmayın bunu kendinize lütfen.. açıklayın masum olduğunuzu,bitirin bu işi.. lütfen hocam.. çıkın ordan lütfen... siz benim hayatımda tanıdığım en düzgün insanlardan birisiniz hocam... Rüya'ya kimse yardım eli uzatmazken siz uzattınız.. şahidim.. lütfen yapmayın,çıkın ordan lütfen.. "diye yalvardı Gizem,gözyaşı akıtarak. Akif Hoca, Gizem'in sesinden onun ağladığını anlamıştı. O da ağlayacak gibiydi, ama ağlamadı.. sakinleşmeye çalıştı ve "Gizem... arkadaşlarının yanına git, hadi" diye tekrarladı peş peşe. "Benim için ordan çıkıp gerçekleri anlatmazsanız, Rüya için yapın o zaman." Dedi Gizem, elleriyle gözyaşlarını silerek. Kendi cebinden Rüya'nın ona hediye etmiş olduğu yıldız anahtarlığını çıkardı. Kapının altından Akif'e doğru iletti, elleri ağlamaktan biraz titreyerek.

Akif Hoca, kapının altından ona doğru birşey iletildiğini fark etti. O yıldız anahtarlığı eline aldı ve okşayarak, gözleri yaşardı. Birkaç saniye sonra Gizem ayağa kalktı ve atölyeyi terk etti. O sırada Öğretmen,Gizem'in burayı terk ettiğine dair ayak seslerini duydu, birşey diyemedi. Sadece kendi gözlerini o anahtarlıktan ayıramadı.. ona teşekkür bile edemedi.. sabah olunca, ayağa kalktı öğretmen. Bütün gece o soğuk zeminde oturup yatmıştı. Her sabah yaptığı gibi, kendi ilaçlarını içecekti. Ama bir anlık durdu.
Doktor ona daha önceden ilaçları verirken, eğer bu ilaçları devamlı içerse,zamanla hafiza kaybına yada beyinde psikolojik zararların olabileceğini söylüyordu. Ama onun ağrılarına çok iyi bir ağır kesiciydi bu ilaçlar. Eğer devamda içmeyi keserse,çok şiddetli ağrıları olacağı söz konusuydu. Birşeyler unutmak istemiyordu Akif Hoca.. özellikle böyle bir durumda.. aldı o ilacını ve kapağını açarak,tek tek her hapı çöpe döktü. Acı çekmesi artık umrunda değildi.. sadece tüm gerçekleri bilmek ve hatırlamak istiyor. Çok geçmeden ofisi terk etti ve sınıfa girdi. Herzamanki gibi tartışıyordu öğrenciler,ama öğretmen içeri girince herkes aniden sustu ve sıralarına geçti. Hoca onlara oturun demedi, sadece eliyle oturmalarını işaret etti. Çok sessizdi bu aralar. Öğretmen kendi sandalyesine oturunca, herkes sınıfta onu izleyerek "lütfen anlatın hocam.." diye yalvardı öğrenciler.

"Arkadaşlar.. şu an için size..size net bir cevap vermem.. pek mümkün değil. Çünkü, hastalığımdan dolayı kullandığım ilaçların, bazı yan etkileri var. Bunlardan bir tanesi de, zihnimin Allah bullak olması.. o yüzden, şu an için size net bir cevap vermem, pek doğru olmaz. İlaçları kullanmayı bu sabah itibarıyla kestim. Normalle dönmek ve size gerçekte ne olduğunu anlatabilmek için,sizden bir süre izin istiyorum." Dedi Akif Hoca, çok sakin ve net birşekilde. "Ne kadar bir süre hocam?" Diye sordu İsmail, en önde oturup, onun gözlerine bakarak. İsmail'i duyunca, ayağa kalktı Öğretmen ve tahtaya yaklaşarak öğrencilerine döndü. Sonra konuşmaya başladı Akif, "Bugüne kadar, hep ben size sınav yaptım. Ama bugünkü sınav, benim sınavım. Size hep düşünün dedim. Ama düşünme sırası artık bende. Akşam sekize kadar, size bir cevapla döneceğim. Akşam sekize kadar gerçeği bulamazsam, sizi serbest bırakacağım ve polise teslim olucam"

Devam edecek...

𝐀ş𝐤'𝐚 𝐃üşü𝐧 || Akgiz.ೃ࿐       Öğretmen Öğrenci İlişkisiWhere stories live. Discover now