XIX

102 7 2
                                    

༊*·˚. ≪•◦ Yüzleşme◦•≫ .ೃ࿐

Öğrenciler, Akif Hocayı duyar duymaz şaşırdılar ve sınıfta bu hakkında tartıştılar. "Ya Taner Hoca işbirlikçi olamaz" diye inkar etti Mevsim. Ona Halit ise yanıt olarak "Lan hoca sallayarak isim söylemez, mutlaka bir bildiği vardır." Dedi. "Ya abi bu Akif Hoca, bu da Taner Hoca. Taner Hoca'nın hepimize olan bir iyiliği dokunmuştur, onu öyle kolay satamayız" dedi ortaya atılarak İsmail. Herkes ise genelde ona katıldı,çünkü Taner Hoca aslında iyi bir hocaydı, en azından onların beyinlerinde hala öyle.. "Akif Hoca bize bugün ne dedi? Bana bile güvenmeyin, düşünün ve doğruyu kendiniz bulun" dedi Ateş,tahtanın önüne geçerek. "Ateş haklı beyler. Artık güvenmek yok. Aklımızı kullanıp, kendimiz bu mevzuyu çözeceğiz" dedi Tuğrul, arkadaşına katılarak. "Ama madem Akif Hoca, Taner Hoca'nın ismini verdi, demekki yanılmıyor. " dedi Gizem, hocayı yinede savunarak. Ama öğrenciler ona aldırmadı,çünkü Taner Hocaya inanıyorlardı.

Sabah olunca, öğretmen sınıfa girdi ve "Günaydın. Oturabilirsiniz " dedi içeri girip, kapıyı kapatırken. Omzundan çantasını indirdi ve masaya koydu. Bilgisayarını da açıp, birşeyler kurcaladı. "Hocam gözlük çıkarma oyununuz, gerçekten bomba gibiydi." Dedi Halil, kendi sırasına otururken. Akif, Halil'i duyunca biraz duraksadı. Öğrencilerin arasından bunu tek bilen kişinin Gizem olduğunu biliyordu. Ama onların bunu ayrı ayrı fark etmesini istemişti.. "Demek fark ettiniz" dedi Akif Hoca, sahte gülümseme ile Gizem'e bakarak. Gizem, Akif Hoca ona sahte gülümseyince, pek memnun olmadığını farkına vardı. Ama birşey demeyerek kendi parmaklarını birkaç kez çıtlar. "Tebrik ediyorum" dedi, öğrencilerine dönen öğretmen. "Hocam.. bize telefonlarımızı ne zaman geri vereceksiniz?.." diye sorunca Mevsim, Öğretmen ona, "Maalesef daha önce de söylediğim gibi telefon ayrılacağınızı kaybettiniz, Mevsim. "diye yanıt verdi. Öğrenciler ise iç çekerek inkar edemediler. "Hocam, sizinle biz birşey konuşmak istiyorduk.. Taner Hoca'yla ilgili, biraz konuşabilir miyiz?.." dedi İsmail. "Tabi herşeyi konuşabiliriz, zaten bugünkü dersimizin konusu da bu olucak. Ama ondan önce size bir açıklama izletmek istiyorum." dedi ve tahtaya yaklaşıp, ikiye ayırarak,akıllı tahtayı açar.

Muhabir mikrofonu konuşuyor, "Sayın seyirciler, Taner Arslan hakkındaki iddiayla ilgili bir açıklamada bulunacak. Kendisi şu anda burada, sözü kendisine bırakıyorum" diyerek, Muhabir mikrofonu Taner Hoca'ya uzatıyor. "Teşekkürler,öncelikle hepinize teşekkür ediyorum. Bu rehine krizinin başlangıcından beri, canla başla en iyi şekilde işimi yapmaya çalıştım. Ancak o içerideki vicdansız adam, dün gece benimle ilgili korkunç bir iddia ortaya atti. İddialar hepinizin malum, Rüya kızımızla ilgiliydi. O kızımın acısı, hala benim yüreğimde..ve..evet kabul ediyorum,suçluyum. Ama o içerideki psikopattın anlattığı şekilde değil. Bir eğitimci olarak acaba birşeyler yapabilir miyim diye hergün kendimi suçluyorum. O Akif denen adam hiçbir kanıtı olmadan beni milyonlara hedef gösterdi. Benim yasa dışı çetelerle bağlantım olduğunu söyledi. Allah'ıma şükürler olsun, bugün öğrencilerim, velilerim, hepsi burada benim yanımda. Onlara çok teşekkür ediyorum. Bir öğretmen olarak, öğrencilerine maddi manevi elinden gelen her türlü desteği veren ve kendini bir eğitim neferi olarak gören bir öğretmen oldum. Şimdi size sorarım,öğrencilerine böylesine değer veren bir öğretmen, okulun gurur kaynağı olarak gördüğü öğrencisine böyle alçakça birşeyi nasıl yapmış olabilir? " diye yanıtladı, Taner Hoca sahte gözyaşlarına boğularak. Diğer herkes ise Taner Hoca'yı destekledi...

Akif Öğretmen, öğrencileriyle o canlı yayını izlerken, daha fazla izlemeye tahammül edemedi. Sinirle birkaç kez alkışladı ve akıllı tahtayı kapattı, kendi öğrencilerine döndü. "Hocam.. Peki siz emin misiniz Taner Hoca'nın olduğuna?.. yani adam resmen ağlıyordu" dedi Gizem. Akif Hoca, Gizem'e baktı. Morali zaten bozuktu,o da daha da bozmuştu onu. "Sen bana şimdi, yalan söylediğimi mi diyorsun?" dedi Akif, birkaç adım yaklaşarak. "Hayır hocam, ne alakası var. Ben sadece-" derken Gizem, Öğretmen onun sözünü keser, "Açık açık konuş Gizem, söyleyeceklerini yüzüme söyle, çekinme." diye tekrarladı Akif, çok sert birşekilde. "Ya hocam, adam ağlıyor işte, böyle biri nasıl yalan söyler?" dedi Halil, Gizem'e katılıp onu savunarak. "Beni yok yere, bir insanı suçlayabilecek biri olduğumuzu düşünüyor musunuz?" dedi Akif, sıraları dolaşıp, tahtanın önüne geçerek. "Hocam,siz bu sene geldiniz. Yani sizinle yeni tanıştık ama Taner Hoca yıllardır bu okulda. Öyle biri olamaz" dedi Seher, sınıf arkadaşlarıyla Akif Hoca'ya itiraz ederek.

Akif Hoca,bu konuyu uzatmadı ve onları aldırmadı. Gerçi öğrencilerine kırılmıştı,ona inanmıyorlardı, ama inanmalarını sağlayacaktı. Akıllı tahtayı tekrardan açtı, başka bir video gösterir.
O videoda; Rüya'nın intihar ettiği gündü. O binaya doğru ilerleyen Rüya ve bir adam vardı. Ikiside binaya girerler. Ama birkaç dakika sonra adam binayı terk ediyor ve kendi yüzünü kapatıyor. Çok geçmeden o, binaya bir ambulans geliyor.

"Rüya mı o? Yanındaki kim?" diye sordu, Halil. Net birşekilde göremeyerek. "Gelin, yakından bakın." Dedi öğretmen ve herkes ayağa kalkarak tahtaya yaklaştı. Akıllı tahtada o videoyu dikkatlice seyrederler. "Çantasında R.Ö yazıyor. Rüya Örnek. Bu o" dedi Mevsim, hafifçe gözleri parlayarak. "Bizim okulun üniforması bu" dedi Nil ona katılarak. "Yani.. yüzünü tam olarak göremesek de, üzerindeki kıyafetlerden Rüya olduğunu anlıyoruz. "dedi öğretmen ve video tekrarlanınca onu durdurdu. " hocam, yanındaki adam kim peki?" diye sordu Ateş, hala inanamayarak. "Dediğim gibi, yüzünü net birşekilde göremesek de, yanındaki adam Taner Hocanız." dedi, öğrencilerine bakan öğretmen. "Peki hocam,siz nasıl bu kadar emin olabiliyor sunuz?" diye sordu Gizem, sadece emin olmak için. Öğretmen, gözlerini Gizem'e çevirdi ve ona "Çünkü Rüya bana kendisi söyledi." dedi. Tek tek öğrencilerine Rüya'nın ona dediklerini anlattı.. "Eğer bu videodaki adam Taner Hoca'ysa, Rüya intihar etmedi, onu Taner Hoca öldürdü. " Diyince Halil, tüm öğrenciler birbiri ile tartıştı,sataştı. "Arkadaşlar, susuyoruz artık!" Diye uyardı Öğretmen gür sesiyle, onların seslerini dindirerek.

Aralarına girdi Selin ve öğretmene, "Siz sırf Rüya söylediği için mi Taner Hoca'yı suçluyorsunuz? Başka bir katınız daha yok mu hocam?" diye sordu Selin. "Kanıt bu vidoeda" dedi Akif, akıllı tahtayı işaret ederek. "Ya akşam sekize kadar itiraf gelecek, ya da sosyal medya kullanıcıları bu kanıtı ortaya çıkartacaklar. Her ikisinin de bir ayrı sonucu olacak." dedi Akif.
"Ya hocam,bilmece gibi konuşuyorsunuz. Daha net birşey söyleyemez misiniz?" diye sordu İsmail. "Net mi birşey istiyorsunuz?" diye sorunca Öğretmen, öğrenciler hepsi tek ağızdan "Evet" deyip onayladılar. "Videodaki kanıtı bulun. Bugünkü ödeviniz bu. Düşünün " dedi Öğretmen ve akıllı tahtaya bağlanmış olan kendi bilgisayarını bıraktı. Sınıfı terk ederek kendi ofisine gitti. Sandalyeye oturunca ilk önce her gün içmekte olduğu ilaçlarını içti. Daha sonra telefonundan Taner Hoca'yla konuştu. Tabiki tatlı bir sohbet değildi.. "Akşam sekize kadar vaktiniz var Taner Hoca, eğer sizden itiraf gelmezse, çok sevdiğiniz birşeyi elinizden alıcam." dedi, onu tehtid edip telefonu kapatarak. Taner Hoca ise düşündü, "Sevdiğim derken? Köpeğimden mi bahsetti acaba?" diye kendi kendine sorguladı. O sırada öğrenciler sınıfta kanıt bulmak için tartışıyorlar.. herzamanki gibi.

Devam edecek...

𝐀ş𝐤'𝐚 𝐃üşü𝐧 || Akgiz.ೃ࿐       Öğretmen Öğrenci İlişkisiWhere stories live. Discover now