1.9

36.1K 2.2K 303
                                    

Medya : Balın ve çüktu

Bu bölüm 100 bin okumayı kutlamak için yazıldı <3 ve şimdiden özür dilerim bölümde biraz fazla küfür bulunuyor. 💐

Yazar

"Lütfen! Yalvarırım yapma!"

İhanet affedilebilir miydi? Veya büyüğü küçüğü var mıydı insanlara göre? En önemlisi, gurur ayaklar altına böylesine iğrenç bir şey için alınır mıydı?

Katil gülümsedi.

Ürpertici bir gülümsemeydi bu. İnsanın içini titreten, ölümü hatırlatanındandı. Sopayı yere fırlattı. Toprağın üstüne çarpan sopa, sert bir şekilde gümleyerek kurbanın daha da şiddetli ağlamasına sebep oldu.

Burada olmasının bir çok nedeni vardı. Ama en önemli nedeni öldürmüş olduğu kadınların intikamını almaktı. Seher vakti ayaklarına kapanan acılı bir babanın yalvarışları daha güçlüydü onun için. Bu yüzden önündeki adamın yalvarışlarını duymuyordu kulakları.

Gökyüzünün görmek istedi bir kaç saniye fakat o kadar karanlıktı ki her yer, önündeki kurbanını bile zor görüyordu gözleri.

"Ölmeden önce göreceğin son yüz benimki olmayacak, senin kadar bu dünyaya yakışmayan bir adamın yüzümü görüp kitletmesine müsaade edemem." dedi sakince. Belindeki silahı çıkardı, kendi elleriyle işkenceler içinde can vermesini tercih etsede, ilk kez uğraşmak istememişti. Bu yüzden onun yerine rica ettiği biri zevkle yüzünü tanınmayacak hale getirmişti kurbanın. Daha doğrusu dokunmak istememişti, dokunursa kimine göre kirli olan elleri, daha da kirlenecekti.

"Bir kızın bir oğlun vardı değil mi?" dedi sağ dizinin üstüne çökerek. Kurban yüzüne doğru gelen sıcak nefesle, soluğunu kesti. Deli gibi terliyordu. "e-evet!" dedi ağlayarak. Ardından ne kadar iğrenç bir varlık olduğunu kanıtlar nitelikte konuştu. "İstersen kızı sana vereyim? Lütfen bırak beni, para da almam senden!" dayanamadı katil, hızla ayağa kalkarak yerde elleri kolları bağlı dizlerinin üstünde oturan kurbanın yüzüne bir tekme savurdu.

Kendini durduramadı bir türlü, tekme attıkça atası geliyor, içinde yanmaya başlayan öfke ateşi daha da harlanıyordu. "Piç herif!" Cemalin mırıldanışına aldırmadan vurmaya devam etti. Öyle ki ayakkabısının altı hep kana bulanmıştı. Yerde yatan kurban, yediği tekmelerden dolayı,
bayılmanın eşiğindeydi.

"Yeter bu kadar! Deniz!" dedi Cemal kendinden geçen adama. Katil onu duymadı, arkasında duran biraz önce oturduğu sandalyeyi kaptığı gibi adamın vücuduna geçirmeye başladı. Hırsı sadece bu adamın yaptıklarına değil, bu zamana kadar yaşadığı her şeye sinirlenmişti.

"Geber or*spu çocuğu, tek bir kalıntın bile kalmayacak yer yüzünde!" son kez şiddetlice vurdu sandalyeyi. Saniyeler içinde parçalara ayrılan tahta sandalyenin elinde kalan uçlarını fırlatarak yere attığı silahı kaptığı gibi iki el sıktı vücuduna. Biri kafasına biri de tam kalbinin üstüne gelmişti. Gecenin içinde yankılanan iki el silah sesi, uzakta arabaların içinde onları bekleyen patronu tatmin etmişti. Olanları duymamıştı, fakat kulakları bir akbaba gibi iki el silah sesini duymuştu. Cemal hızla ateşe verdi bedeni, cayır cayır yanarken, kana bulanmış sureti aydınlandı.

Koyu kahve gözleri gecenin karanlığına inat öfkeyle parlıyordu. Hala siniri geçmemişken, aklından şeytanın fısıltısını duydu.

Öldür onları! Diyordu öldür onları dimòniu!

Elleri başının iki yanına gitti, boncuk boncuk ter damlaları saçlarının içinden kayarak yüzüne aktı. Ardında intihar etti hepsi bir bir. Çenesi titriyor, alında ve boynunda atan damarlar patlamak için savaş veriyordu.

BalınWhere stories live. Discover now