KANLI AY: UYANIŞ [TAMAMLADI]

Bölüm 25

Bölüme geçmeden önce şu yıldıza dokunmayı unutmayın. Keyifli okumalar... 

🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤

Herkes eşleştirilmiş ve hoca baş köşeye geçerek öğrencilerin durumunu gözetliyordu.

Arda öfkeden kırmızının 50 tonuna bürünürken Berin de onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

E n'apsın garibim.

Tobias bana yapmam gereken hareketleri anlatırmış gibi yapıyordu ama benim de anlımda salak yazmıyordu tabii.

- "Bak Adacığım yanlış yapıyorsun yumruğunu bu şekil tutup bacağını da böyle koyacaksın." derken durduğumuz pozisyon o kadar yanlıştı ki bir an artık dayanamadım ve Tobias'ın karnına dirseğimi geçirdim. O geri sendelersek bir bacağından ve kolundan aynı anda tutarak onu yere çarptım.

Daha sonra üstüne çıktım ve kolunu tersten büktüm.

- "Öyle değil böyle yapılıyormuş değil mi Tobias!"

- "Ada Jade Masterson! Çabuk bulunduğun durumu düzelt ve Tobias'ın üzerinden kalk"

Prof. kaşları çatık şekilde buraya geliyordu.

- "Size birbirinizi öldürün demedim küçük hanım!"

- "Merak etme koç Ada'ya ben söyledim karına çalışmasını ama bayağı güçlüymüş tahmin etmeliydim benim hatam"

- "İyi ama dikkatli olun"

Çatık kaşlarla ona bakıyordum. Hoca gidince kendimi tutamadım.

- "Savunma yapmana ihtiyacım yok!"

- "Benim de belaya tatlım" diyip yanağımdan tam makas alacakken eline vurdum.

O sırada da zil çaldı ve herkes dağıldı. Tam Tobias binaya girecekken ona doğru koşan Arda'yı gördüm. 

Knk koş sıçtık kavga çıkacak!

Niye?

Görmüyor musun Arda Tobias'ın...

Dememle Arda'nın Tobias'a bir yumruk geçirmesi tam oldu.

O kadar sert vurmuştu ki Tobias bayağı sendeledi.

Arda durmadı ve Tobias'ı yaksından tuttuğu gbı kaldırıp üç - dört yumruk daha attı.

- "Sen kim oluyorsun lan hergele! Utanmıyor musun kızı rahatsız etmeye!"

- "Ne o küçük sevgilin gelip sana mı öttü?"

Arda sinirlenince tekrar tam yumruk geçirecekken bu sefer Tobias onu tuttu ve kafa attı.

Onları durdurmak için araya girmeye çalıştık ama nafileydi.

İkisi bir süre birbirlerini yumrukladıktan sonra Tobias'ın gözleri birden renk değiştirmeye başladı ve boynuzlar çıktı ortaya. Devasa boynuzlar, arkadan çıkan bir kuyruk ve sivrilen dişler.

Sırtında gömleğini yırtarak çıkan kanatlar ise...

Bunu anlatabilecek kelimeyi seçemiyordum.

Arda ise ondan farksızdı. Gözlerinden saçılan kara duman, parlayan dövmesi, parmakları yerine oluşan kara pençeler, pullaşan derisi ile simsiyah bir yılanı anımsatıyordu.

Biri müdahale etmezse sonu felaket olacaktı.

İkisi de birbirlerine saldırdılar.

Bağırıyorduk ama duymuyorlardı.

Bizim bağırışlarımızı duymuş ve dışarı çıkmış öğretmenler şaşkınlık içerisinde Arda ve Tobias'a bakıyordu.

Müdür Wright bahçeye çıkmış ve kalabalığın arasından iki gence bağırıyordu.

- "Tobias Donovan ve Arda Cedric Rochell, derhal buna bir son verin!"

- "Bizi duymuyorlar Profesör"

- "Çabuk Shay'i çağırın o ne yapılacağını bilir."

- "Emredersiniz"

İki öğrenci koşarak binaya girdi.

Onlar ise hala birbirlerini öldüresiye dövüyorlardı.

Arda pençelerini Tobias'ın kanadına geçirdi ve onu yere yapıştırdı.

Boğazını sıkarken Tobias dişlerini Arda'nın eline geçirdi.

Tam boynuzlarını Arda'ya saplayacakken birden ikisi de dona kaldı ve etraflarında eflatun rengi bir aura yayılmaya başladı.

Arkamıza baktığımızda tahminimce Prof. Shay olduğunu düşündüğüm, orta yaşlarda, gözleri yaydığı auranın rengini almış biri bir şeyler fısıldayarak donan iki çocuğa bakıyordu.

Bir süre sonra ikisi de normal insan formlarına döndü ve Müdür onları odasına çağırdı.

Ben hala olayın şokundaydım. Arda'nın içinden ne çıkmıştı az önce!?

- "A-az önce t-tam olarak ne gördük biz Berin?"

- "Sanırım bir ejder boy ve yılan bronun kavgasını izledik"

- "Arda'dan böyle bir şey çıkacağını hiç düşünmemiştim" Berin ters ters bana bakmaya başladı.

Ben de arkamda biri mi var diye kontrol ettim ama yok.

- "Ay ne var Berin"

- "Haaa doğruuu. Sen o ara mışııl mışıl uyuyordun"

- "Berin şunu doğru düzgün anlat vallahi çarpıcam ağzına"

- "Tamam tamam. Gel şu ağacın oraya geçelim bari"

Ve o tarafa doğru yürümeye başladık. 

🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤🎤

Prof. Shay Lewis