Bölüm 26

107 8 0
                                    

Bölüme geçmeden önce şu yıldıza dokunmayı unutmayın. Keyifli okumalar... 

🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥

  - "nEEE!!!"

- "He valla"

Ben afallamış bir şekilde bir ağaca bir Berin bakıyordum.

Meğer Arda beni avcıların vurduğu gün daha beter bir şeye dönüşmüş de haberim yokmuş.

Ayol pardon da, baba niye söylenmedi bunlar.

Benim başım kel mi?

Evt

Berin bana sırıtırken ona bir harbi mi bakışı attım.

- "Cidden mi?"

- "Evet" diyerek sırıttı.

Biz konuşurken Arda yanımıza geldi. Dudağı, yanağı, kaşı patlamış, boğazında ve bir kaç farklı yerinde de ısırık ve morluk izleri vardı.

Yemin ediyorum yüreğim cız etti.

- "Çok acıyor mu? "

- "Eh biraz"

- "Güzel" diyerek kulağını çektim.

- "AGHH! Ada napıyosun zaten canım acıyo!"

- "Acısın bey efendi,hak ettin çünkü! Ya yemin ederim siz, el birliğiyle, bana, kafayı yedirteceksiniz! Ya Tobias'la kavga etmek ne demek!? Sen delirdin mi!? Ya, ya hadi insan olsan anlayacağım da mübarek yılan ejder kavgası izledik az önce sen çıldırdın mı!!!?"

Arda hiç bir şey söylemeden öyle mahçup şekilde yere bakınca kıyamadım bıraktım kulağını ve yanıma çöken Arda'nın başını göğsüme yasladım ve saçlarını okşamaya başladım.

- "Müdür çok kızdı mı?"

- "Eh biraz"

- "Nasıl yani?"

- "Azıcık yani"

- "La havle velâ... Arda bak yemin ederim yapıştıracağım suratına"

Arda kahkaha atmaya başlayınca anlının ortasına yapıştırdım tokadı.

- "Aagghh acıyo Ada acıyo"

- "Akıllı dur o zaman"

- "Tamam mommy"

- "Arda"

- "Efendim güzelim"

- "O dönüştüğün şey neydi?"

Arda bir an duraksamıştı, bende. Acaba yanlış bir şey mi söyledim diye emin olamadım bir an. Kalbim susmamı, beynim ise tekrar sormamı söylüyordu. Çelişkideydim. Beni bu çelişkiden kurtaran ise Arda olmuştu.

- "Bu bir lanetti"

- "Neyin laneti?"

Arda olduğu yerde doğruldu ve kendini ağaca yasladı. Mai gökyüzüne dalarken tekrar konuşmaya başladı.

Flashback;

- "Anne bu ne?"

- "Arda! Dokunma ona o zehirli!"

Küçük çocuk tam zehirli mantarı ağzına atacakken annesi kurtarmıştı ufaklığı. Sonuçta henüz dört yaşında bile değildi, onu kimse bilmedikleri için suçlayamazdı. Küçük çocuk annesi ile ormanda dolaşırken çalıların arasından gelen ses ile Lara oğlunu yanına çağırdı.

- "Arda buraya gel"

Küçük çocuk paytak paytak koşarken annesinin eteğinin arkasına saklandı. Lara'nın ağaçta gördüğü kocaman kuyruk ile çocuğu kucağına alıp koşması bir oldu.

Onlar koşarken ağaçların üzerinde kırılan dalların sesi git gide yaklaşıyordu. Lara son hızla gitmesine rağmen peşlerindeki şey çok daha hızlıydı. Lara'nın bir ağaç köküne takılıp düşmesiyle küçük çocuk kadının kucağından düşmüştü.

- "Arda!!"

Diye bağırdı annesi. Küçük çocuk dolan gözleriyle tepesine baktığında gördüğü dev kara mamba ile gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Yılan istese bu miniği tek lokmada yutabilirdi ama yapmadı. Onun yerine küçük Arda ne yapsa takip etti onu. Tam ikisi de göz göze gelmişti ki anne çıplık atarak mambaya saldırdı ve onlar savaşırken mambanın kırılan dişi küçük çocuğun koluna battı ve zehir ufaklığın vücudunu ele geçirdi. Minik çocuk gözlerini kapatmadan önce son söylediği şey "anne" idi. 

🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥

Minik Ardacık

Minik Ardacık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KANLI AY: UYANIŞ [TAMAMLADI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin