20- (~ Beklenmedik Misafir ~)

11K 328 55
                                    

Sara kendisine seslenen kişinin Gökçe olduğunu görünce korkuyla oturduğu sandalyeden fırladı. Şaşkınlıkla Gökçe'ye baktı.

"Gökçe senin burada ne için var.?" dediğinde ağzı açık kalmıştı.

"Bunu bana mı soruyorsun, bana yalan söyleyerek buraya gelen sensin." Sara Pars'la Demire baktıktan sonra Gökçe'nin sorusunu cevaplamadan kolundan tutarak eve doğru çekiştirdi.

Eve girdiklerinde; "Hay Allah'ım kafayı yiyeceğim Gökçe. Kaçınızla uğraşacağım ben? Sen burayı nereden buldun?" diye sordu.

"Beni bir kez kandırdın. İkincisine izin veremezdim. Apor topar tekrar yurtdışına çıkacağını söyleyince şüphelendim. Bileti aldığın akşam Demir diye biriyle konuştuğunu duydum. Duşa girdiginde telefonundan numarasını aldım. Biraz yalan konuşmuş olabilirim ama Demiri kandırdım ve sonuç." diyerek ellerini havaya kaldırdı.

Sara başına vurarak; "Ah Gökçe ah neye bulaştığını bilmiyorsun?" diyerek telaşla bir ileri bir geri yürümeye başladı. İşaret parmağını Gökçe'ye yöneltti.

"Yarın hatta dur bu gece ilk uçakla geri dönüyorsun!. Gökçe ayağa kalkarak Sara'nın karşısında dikildi. Kollarıyla bağdaş kurarak tek kaşını kaldırdı.

"Bana burda ne işlerin döndüğünü anlatmadan hayatta geri dönmüyorum. Zaten Engin abiyi kaybettim. Senide kaybedemem." Sara Gökçe'nin inadını bildiği için herşeyi anlatmaktan başka çaresi olmadığını düşündü zaten aklı abisinde ve sevkiyattayken Gökçey'e yalan söylemeyecekti. Derin bir nefes alarak Koltuğa oturdu.

"Bileti aldığım akşamın sabahı bir mesaj aldım. Abimin yaşadığına dair." Gökçe Sara'nın karşısına oturduğu koltuktan kalkarak yanına oturdu.

"Ne diyorsun sen?"

"Dur böyle olmayacak mesajları ve videoyu al kendin bak." dedikten sonra telefonu Gökçe'ye verdi. Gökçe mesajları okuyup videoyu izleyince sevinç göz yaşları dökerek Saraya sarıldı.

"İnanmıyorum. Neler oluyor böyle Engin abim yaşıyor. Aklımı yitireceğim. Nasıl bana haber vermezsin ?" diye Sara ya çemkirdi.

"Kendinde okudun tehdit ediliyorum. Hemde ikinci kere, abimin hayatıyla o yüzden bu olayı sonuçandırmadan kimseye bir şey söyleyemedim."

"Ama?

"Bana yardım edebilecek tek kişi Pars. Mesaji atan kişininde dediği gibi. Yengemle afra'da bir şey demedim. Abimi kurtarana kadar kimsenin haberi olmayacak"

"Tamam. Yeterki Engin abi kurtulsun "

"Tamam şimdi uçak biletini alıyoruz."

"Hayır. Asla seni yanlız bırakmam."
Sara'yla Gökçe Demirin içeri girmesiyle ikiside bakışlarını Demir'e yöneltti. Demir ellerini cebine koyarak, "Kızlar bölmek istemezdim ama zamanımız az olduğu için Pars çağırıyor."

"Tamam Demir. Geliyoruz." Demir bahçeye çıkınca Sara,"Tekrar konuşucağız Gökçe bu burda bitmedi."dedikten sonra bahçeye çıktılar.

Gökçe masada konuşulanları hayretle dinliyordu.  Ruhu bile duymadan neler olmuştu. Saraya hem kızıyor hemde hak veriyordu. En çokta kendine kızıyordu. En başından tüm bu olanları anlayamadığı için. Olanlardan ve olacaklardan duyduğu endişe yüzüne yansımıştı. Yanakları kızarmaya başlayınca bembeyaz teni kendisini ele vermişti. Sara'nın, "İyi misin?" diye sorması masadaki tüm gözlerin Gökçe'nin üzerine toplanmasına neden oldu. Bunun üzerine Gökçe korku içinde kocaman açtığı mavi gözleriyle masadakilere tek tek bakarak yaslandığı sandalyeden doğruldu. Kısık ve boğuk bir sesle, "İyiyim."dediğinde hayli rahatsız olmuştu. Sonuçta mafya liderleriyle aynı masada oturup. İllegal bir işin planını dinliyordu. Demir masadakilerin bakışlarından Gökçe'nin rahatsız olduğunu anlayınca dikkatleri Kendi üstüne çekmek için gayet rahat tavırlarıyla ki bu tavırları Demiri Demir yapanda şeydi. Sakinliğini koruyarak, "Benim varsayımıma kalırsa bu kişi Mert gibi gözüküyor ama yanılıyorda olabilirim."

Sara iç çekerek; "Muhtemelen. Azra hapiste. Benim bildiğim kadarıyla Mert ve Alev dışanda düşmanımız yok. Belki pek ihtimal vermiyorum ama benim yada abimin mesleğinden dolayı farkından olandan düşman edinmiş olabilirizki böyle bir durum olsa Pars'ı karıştırmazlardı diye düşünüyorum." diyerek Pars'a baktı. Pars'ın sessizliği üzerine Demir, "Adam profesyonel bir psikopat. Hala izini rastlamadık. Yarın ki sevkiyat işini ne yapacağız?" diye sordu.

Pars'ın, "Sevkiyat gerçekleşecek." demesiyle masada ki tüm gözler üzerine çevrildi. Demir, " Tamam bu sevkiyatı sorunsuz gerçekleştiririz. Sonra? Her dediğini mi yapacağız?" Pars tek kaşını kaldırarak Demire baktı. Sorduğu sorunun ne kadar anlamsız olduğunu anlamasını umarak;"Sara'nın abisi elinde olduğu sürece yapacağımız birşey yok. Mutlaka bir yerde açık verecektir. Bizde o açıktan yürüyerek onu bulmaya çalışacağız."dedi. Gökçe  sorduğu soruyla sessizliğini bozdu.

"Ben hala anlayamıyorum. Tamam abinin öldüğüne bize inandırdı. Ama neden 1 sene sonra bunun bir plan olduğunu söylüyor ve illegal işlerini sana yaptırıyor? Neden 1 sene?"

Sara,"Bilmiyorum mesajı aldığım ilk günden beri aklımdaki ilk soru bu ama maalesef cevabını alamıyorum. Attığı bir mesajta zamanı gelince bunu söyleyecegi yazıyordu." dediğinde Pars Sara'nın sesindeki çaresizliği iliklerine kadar hissetti. Ona umut vermek tekrar o güçlü kadını karşısında görmek için elini masaya koydu. Bu hareketiyle tüm gözler ona çevrildi.

"Mutlaka onuda öğreneceğiz. Şimdi önemli olan yarın ki sevkiyat. Güvenligi sağladık adamlar şuan limanın orda belirlenen yerlerde pusuda bekliyor. Tüm gecede orada olacaklar. Her hangi bir hareketlenmede haberimiz olacak." Sara'ya bakarak,"Metin bu gece 00.00 den sonra evden limana giden tüm yolları adamları dropla izleyerek kontrol edecek. Her hangi bir hareketlenme,polis çevirmesi vb bir olayda önceden haberimiz olucak. Sen yarın sadece teslimi yapacaksın. Şimdi biraz dinlenin." Dedikten sonra Demirle masadan kalktı.

Gökçey'le Sara biraz daha oturup konuştuktan sonra içeriye girdiler. Sara stresten tüm gece uyuyamayacağını bilsede yatağına uzandı.

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin