8

6.1K 510 88
                                    

Savaş istiyorlardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Savaş istiyorlardı. Biz onların umurlarında değildik. Hükümet yalnızca eğlence istiyordu çünkü zaten suçlu, işe yaramayan, üretim fazlası elemanlardık biz. Bir değerimiz yoktu. Onlara çalışan adamlar değildik. Ne askerdik, ne doktorduk, ne de onların koyduğu kurallara göre oynayan avukatlardık... Yalnızca kendimizdik. Asilerdik. Bozuk olanlar bizlerdik. Onlar daha iyi yaşasın, daha ileri gitsin diye toplumdan uzaklaştırılması gereken bizdik.

Hızlıca çevremi tararken gözlerim masada konyak şişesiyle birlikte gelen kullanılmamış bardağa kaydı. Ona doğru hamle yapıp bardağı aldım ve trenin güçlü camına vurup iki parçaya ayırdım. Bir parçayı temkinle elime alırken diğerini ona uzatıp ayağa kalktım.

''Kımıldama sakın.''

Dokuz numara bana gülen gözlerle baktı. ''Aptal.'' dedi hiç hareket etmeden. ''Aptal çocuk. Onlara istediklerini veriyorsun.'' Gözleriyle tavandaki kamerayı işaret etti.

''Kes!'' Masanın üstüne çıkıp kırık cam parçasını boğazına dayadım. ''Az sonra şu hoparlörden bizim numaralarımız çıkarsa, benim istediğim olacak.''

''Peki.'' dedi yalnızca, yaptığım şey onu korkutmamıştı. Hiç çekinmeden ona yakın olan bileğimi tutup büktü ve beni önce geri itip sonra kendine çekerek elimdeki cam parçasının yere düşmesine sebep oldu. Diğer bileğimi de tutup tek elle iki elimi birbirine sabitlediğinde tek yapabildiğim onu tekmelemeye çalışmak oldu, sonuç başarısızdı. Oturduğu yerden kalkmadan beni olduğum yere sabitlemişti bile.

''Bırak!'' diye bağırdığımda daha yüksek sesle güldü.

''Sus ve sesleri dinle.''

Dediğini yapıp çevreye kulak verdim. Trenin içi az önceki sessizliğin aksine büyük bir gürültüyle dolmuştu. İnsanlar, daha biz zaman tünelinden çıkmadan birbirini yemeye başlamışlardı bile.

''İstedikleri işte bu.'' dedi bileklerimdeki elini gevşetip ayırmadan. ''Senin akıllı bir kız olduğunu düşünmüştüm.''

''Ne yapalım yani? İstedikleri bu diyerek kardeş kardeş oturalım mı burada?''

''Beni mi indireceksin ilk durakta? Peki,'' omuz silkti. ''Peki indir. Sonra ne olacak? Devamını söylediler mi sana? Hayır. Sonrası için onların da bir planı yok. Vagonlarda tek kalanların sesini bir süre kesecekler ama eninde sonunda onları da bir cehenneme atacaklar.''

Haklıydı, hem de çok.

''Ne yapacağız o zaman?''

Avuç içimi çevirdi ve az önceki bardağın yaptığı kesikte gezdirdi.

''Ah!''

''İçinde cam mı kalmış?''

Elimi kendine yaklaştırıp elini hafifçe bastırdı.

ZAMAN TRENİWhere stories live. Discover now