V

1.9K 187 71
                                    

Sağımdaki 9'a bakınca onunla şimdiye kadar yaşadığımız her şey gözlerimin önünden geçiyor. Trenden bu soğuk taş oturaklara kadar geçen tüm o süreçte benimle olması, benim bir parçam olması - belki de dediği gibi onun cezası olmam- her zaman çok garip hissettirdi. Roma'yı mağlup ederek döndükleri savaştan sonraki gece onunla yaptığımız, kelimesi kelimesine hatırladığım bir konuşma var.

"Ne düşünüyorum biliyor musun?"

"Ay ışığında, yıldızlar gözlerimde parlarken ne kadar yakışıklı olduğumu mu?"

Gerçekten iyi görünüyordu ama düşündüğüm bu değildi. Askerler kutlama sonrası çadırlarında uyukluyordu ve kimsenin bizi görecek hali yoktu. Biz de kaçıp gölün kenarındaki bir ağacın dibine uzanmış gökyüzünü izliyorduk.

"Sence hem gelecekte hem geçmişte var olmuş olmamız, daha doğrusu geçmişi tanıyarak tekrar yaşamamız geleceği değiştiriyor mudur?"

"Çok uzun bir cümleydi, dinlemedim."

Kendi dilimizi konuşuyorduk ve bu bana evimde hissettiriyordu.

Bir elimi başımın altına yasıtık yapıp ana döndüm. "Sen ne düşünüyorsun ki?"

"Ay ışığında, yıldızlar gözlerinde parlarken ne kadar güzel olduğunu."

Güldüm. Onu ilk gördüğümde takındığı alaycı tavrı vardı üstünde bu gece. Kadınlar genelde camdan kendi yansımalarını izler. Doğayı değil.

"Değiştiriyordur." dedi sonra. "Baksana askerlerini yönlendirdiğin savaş planı geleceğe ait."

"Sahi, orada seni çok hırpaladılar mı?"

Dudaklarını öne uzatıp gözlerini kapadı. "Uf oldu."

Omzundan ittirdiğimde gülüp açtı gözlerini.

"Pislik."

"Bana bir şey yapamaz onlar."

"Tabii..." dedim diğer elimi de başımın altına alıp gözlerimi gökyüzüne çevirirken. "Sana kimse bir şey yapamaz."

"İyi bir taktik kullandılar, akıllıca kazanılmış bir zaferdi."

"Umarım devamı gelir."

"Roma sakin durmayacak gibi hissediyorum. İmparator'un ölüm haberi kulaktan kulağa dolaşacaktır. Herkes duyunca ortalık karışacak."

Sarmad'ı onun öldüğünü unutmaya çalışıyordum.

"Sence tahtın bir varisi olduğunu öğrendiklerinde rahatlarlar mı?"

"Belki." dedi. "Bir varis olup olmadığını bilmiyoruz. Belki de bir kızdır. Bunun anlamının bu cahil zamanda ne olduğunu biliyorsun."

"Biliyorum," dedim. "Ama şifacı hamile olup olmadığımı kontrol etmek için bana ilk defa baktığında yanında bir falcı getirdiler. Erkek olacağını söyledi."

"Buradaki aptal falcılara inandığını söyleme sakın."

Omuz silktim. "İnanmıyorum ama," aklıma Sarmad'la konakladığımız köyde karşılaştığımız kadın geldi. Acaba 9, günlükte okuduklarını hatırlıyor muydu? Konuyu açmak istemiyordum. Benim sıkıştığım anlarda kendime verdiğim en büyük zarar işte buydu: Kaçmak.

"Hiçbir zaman çocuğumun cinsiyeti için dua edeceğimi düşünmemiştim biliyor musun?"

Güldü. "Ha bir çocuğun olacağını düşündün yani."

ZAMAN TRENİWhere stories live. Discover now