6| aşk için

693 73 86
                                    

- Taehyung'dan

Uyanalı bir kaç dakika olmuştu. Yüzümü yıkadım, kahve için su koydum... içeriye tekrar döndüm ve etrafı düzenledim.
Daha sonra.... Jungkook'un yanına yaklaştım.
Dizlerimin üzerine çöktüm. Derin uyuyordu, yine zor uyanacaktı. Ne çok düşkündü uykuya böyle?
Elim havada asılı kaldı, ona uzanmaya yeltendiğimin bile farkında değildim. Son zamanlarda, çoğu şeyi farketmeden yapıyordum. Bedenim benden habersiz hareket ediyordu. Elim, alnında kıvrılmış saçlarını buldu. Yavaşça geriye attım ve alnını ortaya çıkarttım. Yüzü de, içi gibiydi onun.

Masum... çok masum... olmaması gerektiği kadar masum.

Kaşları hafif çatık uyuyordu, rüyasında bile bir şeylere somurtuyordu bu çocuk. Dudakları hafif büzülmüş duruyordu. Gülümsedim. Ufak bir beni bile vardı dudağının altında. Güzelliği, büyüleyiciydi...
Mırıldandı bir süre, izledim. Dudakları hafif aralık kalmıştı. Arasından, öne meyilli olan, tavşan dişleri görünüyordu. Gülümsemem daha çok genişlerken, nefes alış verişlerinden uyanmaya başladığını anlamıştım. Sanki görebilecek gibi, yüzümdeki gülüşü atmıştım. Gözlerini kırpıştırdı.

"Uyandın mı küçük bey?"

Ofladı. Güldüm. Uyandığında normalinden daha bir huysuzdu.

"Hadi, kalk."

Yüzünü ovaladığında ayılmaya çalıştığını anladım. Ama uyanmak istemediği her halinden belliydi. Öyle emindim ki, bugünler onu çok sıkıyordu. Boş hissettiriyordu. Ölesi geliyordu, ama yaşamaya da öyle aşıktı ki, ümidi vardı, belki bir gün gözlerim görür diye. Ama mümkün değildi... mucizeler, sadece kitaplarda olurdu..

Saf çocuk... bu yaşına kadar nasıl böyle kalabildin? Nasıl hiç leke tutmadın? Nasıl düşüncelerin bu kadar beyaz olabilir? Nasıl... nasıl böyle güzel kalabiliyorsun sen?

...

Kahvaltı hazırladım o elini yüzünü yıkarken. Tek başına geldi yanıma, oturdu masadaki yerine. Yedirdim. Artık ilk zamanda ki olduğu gibi utanmıyordu bu durumdan. Kahve içtik. Fakat bir derdi var gibi duruyordu. Üstüne gitmekten korktuğum için, sormadım ona. Bugün yapmak istediğim şeyleri söyledim.

"Bugün piyano çalalım istiyorum Jungkook... nasıl çaldığını merak ediyorum. Hemen başaramazsın belki , ama çalışmayla her şey oluyor... deneriz hep. "

Kafa salladı ve dudaklarını kemirmeye başladı. Bu hali bana sıkıntı vermeye devam ederken sormadan edemedim.

"Sorun ne Jungkook? Bir şey söylemek istiyor gibi bir halin var. Söyle bana, ne oldu?"

Aklıma düşen şeyle, vücudum gerildi. Dediğim şeyi mi duymuştu yoksa?

Yanaklarını şişirdi sıkıntıyla. Bekledim...

"Ben..."

Sandalyemi yaklaştırdım ona. Elim, sırtını buldu her zamanki gibi. Sevdim. Cesaret verdim söylemesi için. Sorun olmadığını anlasın istedim.

"Taehyung, benim artık yıkanmam gerek..."

Dedi bir çırpıda. Sırtındaki elim durdu bir an. Şaşırmıştım.

Starry eyes | tk Where stories live. Discover now