9| kalopsia

630 73 75
                                    

(Kalopsia) olayların gerçekte olduğundan daha güzel olduğunu düşünme yanılgısı. kişinin bir şeyin güzel olduğunu düşünüp kendini kandırması.

-
Acıyla kıvrandım...
İnledim...
Dizlerimin üzerinde durmaya çalışırken başımın acısıyla duraksadım. Yere oturdum tekrar. Ne olduğunu anlamaya çalışırken çok zorlandım. Ölmemiş miydim? Etrafımdaki yankılanan seslerle kaşlarım çatıldı. Bir yandan başım ağrıyordu... bayılmış mıydım? Dört kat düşüp nasıl ayağa kalkabilirdim ki? Hem, bu sesler? Ne oluyordu anlamıyordum. Ayağa kalktım bir süre sonra. İlerledim bir kaç adım... karşımdaki duvarla şaşkına uğradım. Ellerimi gezdirdim hızla. Soğuk duvarla temasımı kesmeden ilerlemeye başladım. Yan tarafta duvarla kaplıydı... ve diğer tarafta... ayaklarıma kablolar dolandığında birini tuttum ve takip ettim. Duvarın üzerine doğru uzanıyordu...

Elimdeki kabloyu bıraktım ve yüzümü ovuşturdum hızla. Ne oluyordu? Neredeydim?

Adımlarım diğer duvara doğru yol aldığında inceledim. Bir kapı vardı... Demirden... kaşlarım çatıldı. Diğer duvarlarda uzanan kablolardan başka bir şey yoktu. Ellerimi duvarda gezdirmeye devam ederken ilerledim. Duvardaki geniş kolonu farkettiğimde yukarıya doğru uzanmaya devam ettiğini anlamıştım. Başımı ellerim arasına aldım bir süre. Başım hem ağrıyordu, hem anlayamadığım şeyler yüzünden delirecek gibi hissediyordum.

Neredeyim ben?

Bir kaç dakika algılamaya çalışırken, kolonun üst tarafından telaşlı bir ses yükseldi.

"Jungkook! Sen-"

Taehyung?

...

Her şey onun sesiyle oturmuştu. Balkondaydı... kaşlarım daha çok çatılırken aklıma gelen şeyin imkansızlarını düşünerek sakinleşmeye çalıştım ama fayda etmedi. Hızla kalktım ve kablolardan birisini tuttuğum gibi sertçe çekiştirmeye başladım. Tüm gücümle çektim... gürültülü bir şekilde yere indiğinde etraf sessizliğe büründü... yerimde donup kaldım. Buz kestim o an...

Tüm bu sesler... seslendirmeden mi geliyordu? Ya rüzgar? Üst taraftan mıydı? Neden... neden balkonum dördüncü katta değildi?...

Hareket edemiyordum hâlâ. Yanımdaki demir kapının kilidi açıldı sertçe. Kollarıma yapıştı.

"Naptın sen?! Jungkook! Bana dön!"

Kafamı kaldırdım.

"Jungkook intihar etmeye mi kalktın sen?! Neden? Neden kötü hissedince beni aramadın? Jungkook!"

Fısıltı denecek kadar kısık bir sesle konuştum en sonunda.

"N-neden... neden evim birinci katta Taehyung... neden sokaktaki sesler kesildi?... n-neden-"

Ağlamaya başladım. Aklıma gelen şeyi itip duruyordum.

"Taehyung burası neden dört duvar... benim evimin etrafı böyle değil..."

Sustu...

O sustukça, benim sesim yükseldi. Çünkü aklıma gelen şeyi itiraz etmeliydi.. etmek zorundaydı ama yapmıyordu.

"Taehyung neresi burası?!"

Kollarımdaki ellerini ittim sinirle. Ağlamam arttı... reddet aklımdakini Taehyung...

Ama onun sesi bile çıkmıyordu...

Boğazımdaki yumruyla mücadele ederken konuştum zorla.

"Sen... sen beni evim diye nereye getirdin? Sen beni- sen beni nereye hapsettin Taehyung?!"

Starry eyes | tk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin