16| aynı acıdan

469 48 8
                                    


Taehyung'dan-

Heyecanla anahtarı kapı deliğine sokmaya çalışıyordum. Uzun süredir anneme ağlamıştım Jungkook sebebiyle.. çok anlatmıştım ona. Şimdi onu gördüğünde nasıl sevinecekti. Annem, Jungkook'umu çok sevecekti...

Sonunda açabilmiştim kapıyı. Elini tuttum hemen... sıcak ellerini. Yüzüne bakmaya dayamıyordun. Hüzünlüydüm, bir o kadar da sevinçli. Kalbinde bıraktığım hasar sürekli zihnime doluyordu. Kahroluyordum tekrar tekrar.. beni nasıl affedebilmişti ki? Daha ben bile kendimi affetmemişken...

Haketmiyordum...

İçeriye adımladık. Sürükledim yine onu peşimde.

"Anne?"

"Geç geldin tae! Bu kadar uzun süre kalma demedim mi? Üşüteceksin-"

Annemin sesi salondan geliyordu. Sesini duyduğum gibi Jungkook ile oraya doğru ilerledim. Bizi gördüğü anda ise sesi kesilmişti annemin. Şaşkınca bir bana, birde yanımda ki bedene bakıyordu. Jungkook ise, utançla dudaklarını kemiriyordu. Elimle çekiştirerek biraz daha yaklaştırdım onu anneme. Elimi sıktı gergince... farkında değildi.

"Jungkook..."

Dedim anneme. Gözleri daha da açıldı. Yüzüne bir gülümseme oturduğunda ise, gözlerim dolmuştu. Sımsıcak gülümsemesini, gardenya çiçeğime de bahşetmişti. Keşke Jungkook'da ona karşı olan gülümsemesini görebilseydi..

Annem, elini yanında ki boş yere vurdu onu getirmem için. Göremediği için, yakınında istiyordu onu. Uzaktan rahatsız hissedeceğini, savunmasız kalacağını biliyordu..

Yanına ilerlettim... oturdu gergince. Annemin eli hemen sırtını bulmuştu. Rahatlaması için... bunu gördüğüm an, bu alışkanlığımı annemden kazanıp, Jungkook'un rahatlatmak için çokça kullandığımı farketmiştim...

"Jungkook..."

Dedi gülümseyerek. Bir bırakamamıştı güzelim dudaklarını Jungkook...

"Güzel oğlan..."

Gülümsedim annemin hitabına... Jungkook sadece annemin laflarına gülümsemişti. Annem onu incelemekten pek konuşamıyordu bile... bir süre daha böyle geçerken, bana yöneldi annem.

"Yiyecek bir şeyler hazırla istersen oğlum..."

Kafa salladım. Kalkarken Jungkook'un inceledim tekrar.. çok güzeldi. Değişmişti ama saklayamamıştı bazı şeylerini. Benim tam tersim, vücudu oldukça büyümüştü. Renkli kıyafetlerini de siyaha hapsetmişti gözleri gibi... beyaz tenine siyahın ne kadar yakıştığının farkında mıydı?

Sigara kokuyordu. O ara sokakta ona sarıldığımda, en çok canımı acıtan bu olmuştu. Elleri, üstü ve bayıla bayıla öptüğüm dudakları... zamanında mandalina kokan güzel dudakları... o kötü, zehirli dumandan kokuyordu. En kısa sürede hesabını sorup kıracaktım zehirlerini...

Mutfağa doğru ilerledim... bir süre orada oyalandım ve sessiz adımlarla tekrar annem ve Jungkook'un yanına gittim. İçeriye girmedim... eşikte bekledim. Hatta bacaklarımı kırıp bir süre orada oturmaya hazırlandım. İçeriye girmeme sebebim, konuşan Jungkook'un susmasıydı. Susar diye korkuyordum. Konuşmalarını dinlemeye başladım sonunda...

Starry eyes | tk Where stories live. Discover now