14| derdimin çiçeği

477 39 50
                                    

-geçmiş..

Jimin, bakıcısı Taehyung'un, Jungkook denen çocuktan hoşlanmaya başladığını duyduğundan beri kabullenememişti. Üst üste defalarca sordu arkadaşına... kesin cevaplarla başladığı cümlelerini şüpheyle bitirmeye başlamıştı. Üzerinden bir kaç gün daha geçmesine rağmen sus pustu ikisi de... jimin, hayal kırıklığından, tae ise, arkadaşını hayal kırıklığına uğrattığı için.

Günlük rutinlerini yaptıktan sonra Taehyung eve gider olmuştu...

Jimin ise bastırdığı duygusuyla baş etmeye çalışıyordu.

İyice çıkmaza giren Taehyung, sabahın erken saatlerinde yine kendini jimin'in evinde buldu. Ağladı... yaklaşmalı mı, uzaklaşmalı mı anlayamıyordu. Girdiği çıkmaz gözünün önündeki ışığı bile göremez hale getirmişti onu. Pişmanlık, aşk, korku... hissettiği duyguların hepsi tehlikeliydi onun için. Jimin'e ağladı bu yüzden... yol gösterilmeliydi ona. Kendi bulduğu yol bir yere çıkmıyordu çünkü. Acısına acı katıyor, pişmanlıklarını uzunca bir merdiven gibi diziyordu gözlerinin önüne.

Ağlayan arkadaşına dayanamadı jimin... hıçkırıklarını duymak onu daha da üzerken, yardım etmek istedi sevdiği kişiye. Sarıldı.

"Tae... ağlama... bir yolunu buluruz korkma."

"Jimin o kadar çok şey var ki kafamda... hepsi aynı anda konuşuyor. Annem, onun annesi ve Jungkook... ben ne yapmalıyım bilmiyorum. O kadar iğrenç bir durum ki... ben-"

Jimin eliyle destekledi onu. Ağlayışını zayıflattı bir süre.

"Ne annen, ne annesi... sadece sen Taehyung. Sadece sen... dinle kendini, ne istediğini."

Durdu Taehyung arkadaşının kollarında. Taehyung, Jungkook'un güzelliğinden korkuyordu en çok. Ona yaklaşmak, boğazına bir bıçak dayamak gibiydi. Kalbi ise, ne olursa olsun onunla olmalıyım diyordu. Doğru mu söylüyordu kalbi?

Jimin'in acısı... yutkundu boğazındaki yumruyu aşmak için. Kollarında ağlayan genç, başkasını seven aşkıydı. Başkası için gözyaşı döküyordu ve bunu sevildiği adamın kollarında yapıyordu... her şeyden habersiz.

Hayata bağlanma sebebi ellerinin arasından kayarken, göremediği dünyaya bir kere daha kızdı.

Ayırdı kollarını sevdiği adamdan. Yanaklarına koydu ellerini.

"Ağlama artık. Senin kalbin hep haklı... senin kalbin iyiyle kötüyü aynı anda tutmak istiyor. Yardım edeceğim ona. Kötüyü alacağım. Tamam mı?"

"Ne?"

Yaşlı gözlerini sildi Taehyung. Anlamadı bahsettiği şeyi... sarışın çocuğu izledi bir süre. Ne dediğini anlamaya çalıştı.

"Bana güveniyor musun?"

Onayladı Taehyung düşünmeden. Onu seviyordu.. geçirdikleri vakitler onun için oldukça kıymetliydi. Her an güldü onunla, eğlendi. Derdini unutturdu yeri geldiğinde. Sevimliydi jimin... biraz kindar, biraz huysuzdu fakat her insan gibi iyi yanları da vardı.

Kimse tamamen iyi veya tamamen kötü olamazdı...

Olsaydı, mutlaka iyiliğini alan bir şey vardır. Düzen gibi... böyle işlerdi iyilik ve kötülük.

Her iyiliğin içinde kötülük, her kötülüğün içinde iyilik...

Konuştu sarışın çocuk.

Starry eyes | tk Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz