23

1K 36 20
                                    

Sevdiğinin en büyük hayranı olurdu insan. Her ayrıntısına ayrı ayrı tutulur ve her şeyiyle severdi...

Elis'ten...

Yanımda sesine, gözlerine, yüzüne ama en çok kalbine aşık olduğum adam vardı ve ben onun yanında hiç olmadığım kadar huzurluydum.

Kafamı çevirdim ve düğünün ışıkları altında kalan yüzüne baktım sevdiğim adamın, o gerçekten nadide bir parçaydı ve ben o nadide parçayı sonsuza dek koşulsuz bir şekilde sevip bırakmayacaktım...

Bir çoğu göz bizim üzerimizdeydi ama benim gözümde Berdan'daydı. Gözümü alamıyordum ondan ve sürekli onu izliyordum. Elimi uzattım ve elini tuttum, sanki elinde bir dünya saklıydı keşfedilmeyen.

- Yavrum, yorulduysan gidebiliriz eve.

- Yok sevgilim iyiyim böyle.

Elimi alıp öptü, Allah'ım kalbime bir şey yap bu hızla giderse birazdan Berdan'ın eline düşecek kalbim...

O da bana döndü ve gözlerimin en derinine baktı, aşkla... Elini yanağıma koydu ve burnuma bir busecik kondurdu, öleceğim şimdi heyecandan...

Bir anons yapıldı, polisin tüm görev arkadaşlarını piste zeybek oynamaya çağırıyorlardı.

- E güzelim, görev beni bekler.

Saçımdan öpüp piste çıktı. Bizim oturduğumuz masa piste en yakın olan masaydı ve bende ayağa kalkıp ona taraf olan sandalyeye oturdum. Şarkı çaldı ve tüm erkekler asıl bir şekilde oynamaya başladılar, en önde yine Berdan vardı tabi. Sonra birden Berdan bana doğru yaklaştı ve yere çöküp tek elini yere sonra başına sürdü, öldüm galiba. Tüm salonda alkışlar yankılanıyordu ve tabi ki bende. Ayağa kalktılar ve masalarına geçtiler.

- Yine her zamanki gibi harkaydınız başkomiserim.

- Biliyorum güzelim.

Az sonra takı merasimi başladı ve Berdan hemen elimden tutup sıraya soktu bizi. Altın kutusunu cebinden çıkarttı ve o an üstünde yazan yazı kalbimi dağladı.  ' Berdan ve Elis ' meğer adım adının yanına ne güzel yakışıyormuş adam, onu şimdi daha iyi anladım.

Sıra bize geldi. Berdan damada altını takarken bende ayıp olmasın çorbada benimde ufak bir tuz tanem bulunsun diye gelin için zarfa bir miktar para koymuştum, üzerinde de 'Elis Ve Berdan'dan'  yazıyordu. Zarfı ve altını yaktıktan sonra ben gelinin yanına geçtim Berdan'da damadın yanına geçti fotoğraf çektirdik.

Yerimize geçtiğimizde saat on bir oluyordu ve ben biraz yorulmuştum. Uykum gelince kafamı yanımda dağ gibi olan adamın omzuna koydum ve etrafı izlemeye koyuldum sonra bir kız dikkatimi çekti bize yiyecekmiş gibi bakıyordu, çok üzerinde durmadım belkide o an sadece bakıyor zannettim ama az sonra tekrar ona baktığında hâlâ gözlerini ayırmadan bize baktığını gördüm hayret bir şey.

- Ne oldu yavrum, bir sorun mu var?

- Yok bir şey sevgilim.

- Kalkalım mı artık güzelim?

- İstiyorsan kalkabiliriz.

VİSALWhere stories live. Discover now