51

391 12 4
                                    

Çıkmaz sokakta bile umutları olan küçük çocuklar vardı.

Yazardan...

Bu dünya küçük çocukların acı çekerek uyuduğu zalim bir dünyaydı. Oysa o küçük bedenler ağlayarak ya da acı çekerek değilde masal dinleyerek huzurla uyumalıydı. Saçları okşanarak, sırtı sıvazlanarak büyümeliydi o bedenler. Dünyanın onlara biçtiği pay ise her gece acı dolu gözyaşlarıydı.

Bizler lafa gelince çocukların çok sever ve onlar için her şeyi yapardık. Peki ya lafın geldiği yerde tüm bu acıları nasıl göremezdik?

Elis işini layığıyla yapan genç bir doktordu. Küçük bedenleri iyileştirir onların kurtarıcı meleği olurdu fakat bugün bir istisna olmuştu. Elis, babası tarafından her gün yaşarken ölüme terk edilen çocuğun azraili olan babasını ona geri vermişti.

Berdan hastane koridorlarında hızlı ve asi adamlarıyla sevdiğini arıyordu. Ameliyathane önüne çevirdi ayaklarını ve köşeyi döndüğü an tanıdık bedeni yere çökmüş bir şekilde buldu. Sevdiği o kadar bitik bir haldeydi ki direklerini bacaklarına dayamış kafasını ellerinin arasına koymuştu. Berdan, sevdiğini o şekilde görünce öylece çünkü ne yapacağını bilmiyordu kendiside iyi değildi üstelik.

Berdan bir adım daha attı sevdiğine doğru işte o an Elis sanki hisseder gibi kafasını kaldırıp Berdan'a baktı, gözleri kan çanağına dönmüş yüzü kıpkırmızıydı. Berdan işte o an koşarak sevdiğinin yanına gitti ve onu kollarından tutup ayağa kaldırıp kocaman sarıldı.

- Az önce çocuğunu öldürmek isteyen adamı kendi ellerimle kurtardım...

Ve bir hıçkırık koptu kadının dudaklarından gökyüzüne doğru. Berdan elini kadının saçına daldırdı ve naifçe okşadı saçını.

- İkimizin görevide aynı güzelim. Her ne olursa olsun herkesi korumamız gerekiyor her ne kadar acı dolu bir hayat olsa da o hayatı ona tekrar sunuyoruz.

Orada öylece ne kadar durdular bilinmez en sonunda kadın sakinleşti ve adam onu alıp odasına götürüp koltuğun birine oturttu.

- Güzelim sen burda kal bende Cem'i alayım çünkü bekliyordu en son beni.

- Tamam ama ben nasıl bakarım onun yüzüne.

- Asıl onun yüzüne, gözlerine bak Elis çünkü bedeni her ne kadar küçük olsa da düşünceleri ve kendisi büyük. Olan her şeye rağmen babası yaşasın istiyor.

Kadın gözlerini kırpıştırdı, ne demek her şeye rağmen istiyordu hala babasını, diye düşünüyordu. Berdan daha fazla bir şey demeden odadan çıkıp babasının odasına gitti. Kapıyı açtığında Cem'i bıraktığı haliyle buldu. Cem ise kapının açılmasıyla o yöne döndü, sözünü tutmuştu abisi.

- Cem hadi gel doktor hanımı alıp çıkalım buradan.

- Nereye gideceğiz?

VİSALWhere stories live. Discover now