37

560 15 3
                                    

Bir kıvılcım yeterdi bazen tekrardan yanmaya ve bizler o kıvılcımı kendileri hazır edenlerdik.

Elis'ten...

Ben Elis, anne ve babasının mutsuz evliliğinde ki umutsuz çocuktum. Annesi tarafından bastırılmış, babası tarafından baş tacı edilmiş kızın ta kendisiydim. Annem ve babamın her kavgasında bahçeye çıkıp yıldızları saymaya çalışan o küçük kızdım hâlâ.

Saydığım o yıldızlarla kendime yeni bir gökyüzü ve yeni bir evren yaratmıştım.

Ben Elis, gökyüzü ve dünyası hep ayrı olan o ağlayan kız çocuğuyum. Gözlerinde ki yaşlar kurumadan her defasında yerine yenilerini ekleyen kızdım. Yara üstüne yara açıp bant bulamayınca hiçbir şey olmamış gibi hayatında devam eden o küçük kız çocuğuydum her zaman.

Şimdi benim annemden ve babamdan alacağım bir geçmiş, bir çocukluk vardı. Ben geçmişimde bıraktığım herkesi tekrar yargılayacak ve hayatıma yenilenerek devam edecektim...

Kafamda bir ağrı vardı ve bu öylesine bir ağrı değildi sanki. Gözlerimi açmak istedim ama sanki gözlerimin üzerine bir öküz oturmuştu. Elimin üzerinde bir ağırlık hissettim ve bir nefes ellerime değdi usulca. Bir saç ellerimde gezdi sanki küçük bir bebeğin saçını okşar gibi okşadı saçımı. Bir koku nüfus etti ciğerimin ta en ücra köşesine, tanıdığı olduğum bu koku bir kez daha ciğerlerimi dağladı.

- Benim yüzümden, seni gerçekten koruyamadım.

Konuşmak istedim 'Hayır Berdan kendini suçlama' demek istedim. Ne sesim çıktı ne soluğum, öylece onu dinlemeye devam ettim.

- Uyandığında benden nefret etmenden korkuyorum. Yemin ederim öğrendiğim ilk an söylemek istedim ama nasip olmadı. Beni affedersin değil mi? Affetmezsen ben ne yaparım ki zaten? Gönlüm hoş, kafam boş bir şekilde bu semtin sokaklarında avare gibi gezerim.

Bu ses benim tüm tüylerimi ürpertmişti. Gözümün önüne Ömer denilen o adama nasıl baktığı geldi, sonra sesi geldi kulağıma o acımasız soğuk sesi yine tüylerimi diken diken etti.

Kapı açılma sesi kulağıma ilişti ve sonra tanıdık bir ses ' İyi mı kızım?' dedi, bu ses anneme ait değildi Nesrin Teyze'ydi bu.

- Doktor çok ağır darbeler aldığını söyledi anne.

- Benim kızım eminim ki çok güçlüdür oğlum, iyileşecek biliyorum.

Bu kadın gerçekten beni cok seviyordu, belki beni öz annemden daha çok seviyordu. Kalbim ısındı birden, beni seven bir anne vardı ve bu güzel bir histi.

- Naz Hanım'a haber verelim anne.

- Ben Safiye Anneme haber verdim, baban onu alacak. Ben aceleyle çıkınca babana dedim al getir diye.

- Naz Hanım'a da Safiye Sultan mı söyleyecek?

- Söyler oğlum.

Hiç beklemeyin annemi, bekleseniz bile çok bir umut bağlamayın annem beni o kadar önemsemez.

...

VİSALWhere stories live. Discover now