47

417 11 18
                                    

Bizler farklı hayatları olan birer insandık. Kimimizin acısı başkasına mutluluk demekti.

Yazardan...

Bir insan bir insanı Berdan gibi çok sevebilir miydi? Sevdiği uğruna aşabilir miydi aşılması zor olan her engeli? Sesini duyabilmek, kokusunu içine çekmek ve gözlerinde kaybolmak için bir ömür bahşedebilir miydi sevdiği uğruna?

Berdan hepsini göze almıştı. Sevdiği kadın uğruna gündüzü geceye katardı. Gecenin karanlığında bakardı gökyüzü olan gözlere. Sağır eden gecenin sessizliğinde sevgilisinin kalp sesiyle huzur bulurdu. Koca bir ömrü sevdiği için hiç düşünmeden heba eder ve bir daha severdi.

Bu kirli ve yalan dünya da tek gerçeği olan kadını saçına değen rüzgardan kıskanırdı çünkü rüzgar sevdiğinin hanımeli kokusunu yayardı. Saçları ahenkle dans ederdi ve bu güzelliği bir başkası görebilirdi. Oysa Berdan kendinden bile sakınıyordu sevdiğini.

- Sevgilin biraz sinirli galiba Elis dikkat et yarın öbür gün bu sinir senin başına iş getirmesin.

Berdan kafasını kütletip sevgilisinin elini bırakıp karşısında ki adama bir adım attı ve yüzüne doğru sessizce tısladı.

- İnan bana seni buraya kahve ağacı niyetine diker gölgende Elis'le beraber el ele dinlenirim. Dişlerine salıncak yaparım, dilini yuvarlayıp top yaparım. Şimdi burdan defol git yoksa birazdan içtiğin tüm kahveleri tek yumrukla burnundan çıkarırım.

Can denilen adam dalga geçer gibi güldü ve Berdan'ın arkasında duran Elis'e doğru baktı.

- Hastane de görüşürüz Elis'çim.

Can, Berdan'ın bir şey demesini beklemeden arkasına dönüp yanlarından uzaklaştı. Berdan sinirden eli yumruk, şah damarı atar bir şekilde adamın arkasından alev saçan gözlerle bakıyordu.

- Berdan lütfen takılıp kendini sinir etme, bosver.

Berdan her ne kadar sinirli olsa da sevdiğinin naif sesini duyunca olan sinirini rafa kaldırıp sevdiğinin gözlerine bakıp sakinleşmek için derin bir nefes aldı.

- Tamam güzelim, sorun yok. Hadi gidelim.

Elini geri uzattı sevdiği kadına ve el ele uzaklaşıp Nesrin Hanımların yanına gittiler.

Berdan ve Elis'i el ele gören herkes dönüp onlara bir kez daha bakıyordu. Herkes çok şaşkındı çünkü Berdan ilk kez birinin elini tutmuş ve tabularını kırıp onunla buralara gelmişti. Üstelik sevdiğinin elini sımsıkı sarmış ve herkese çok sert olan yüzünü sevdiğine karşı yumuşak tutmuştu, bu Berdan olmaz diye düşünüyordu gelen geçen. Halbuki aşk gerçekten bu kocaman çınar gibi olan adamı değiştirmişti.

- Niye herkes bize bakıyor, sanki daha önce el ele tutuşan çift görmediler.

- Tabi ki gördüler ama beni ilk defa sevdiğim kadının elini sımsıkı tutarken gördüler, şaşırdılar haliyle.

VİSALWhere stories live. Discover now