BÖLÜM 3

94 49 132
                                    

Ertesi sabah telsizimin sesiyle güne uyanmıştım.

"Eminönündeki bir evde ceset bulundu. Yakındaki tüm birimler. Acil." diyordu.

Telefonu elime alıp ekibi aradım ve beni evin önünden almalarını istedim.

Yataktan fırlayıp hemen alelacele duşumu aldım. Üstüme kot pantolon ve tişört geçirip evden çıktım.

Dışarı da beni bekleyen ekip minibüsüne bindim.

" Günaydın Timur Komiserim." dedi Can.

"Günaydın arkadaşlar. Aramıza hoş geldin Kübra. Seni görmek güzel. Durum nedir?" diye meraklı gözlerle arkadaşlarıma baktım.

"Kasap yine iş başında. Bir gün sakin dursa diğer gün birini öldürüyor. Tam olarak ne olduğunu oraya gittiğimizde anlayacağız." dedi Kübra.

Eminönü'ne çabucak varmıştık.
Beyaz binanın etrafını kalabalık sarmıştı.

Sarı şeridi binanın etrafına çekmişlerdi.

Polis kimliğimizi gösterip binadan içeri girdiğimizde ağır bir koku karşıladı bizi.

Koku o kadar kötü kokuyor ve ağırdı ki gözlerimiz yaşarıyor bir yandan da midemiz bulanıyordu.

Merdivenleri üçer beşer çıkıp cinayetin işlendiği daireye geçtik.

Duvarlar ve yerlerde kanlar vardı. Etraf dağıtılmıştı. Boğuşma yaşandığı belliydi.

Banyoya doğru gittiğimizdeyse durum daha vahimdi.

Selin ve Kübra kendini tutamayıp oldukları yere kustular. Şahin ve Mesut eşlerini alıp oradan hemen çıktılar.

Ben ve Can kaldık sadece.

Cesedi su dolu küvette yine boynu, kol ve ayak bilekleri kesilerek öldürülmüş şekildeydi. Bu ceset diğerlerinden farklı olarak çıplaktı ve bir kulağı ve bir gözü oyulmuştu. Ve duvara kanla bir şey yazılmış olduğunu fark ettim.

Olay yeri incelemeye ne yazdığını, göz ve kulağı bulmuşlar mı diye sormak için yanlarına gittim.

"Ne yazıyor bu duvarda ve kulakla gözü bulabildiniz mi?" dedim elimdeki peçete ile ağzımı burnumu kapatmaya çalışırken.

" 'Bu ne ilkti ne de son olacak. Benim peşimi bırakın yoksa sizin için kötü olacak.' yazıyor komiserim. Kulakla gözü de hala bulamadık." demişti.

"Psikopatı hemen yakalamalıyız." diyip ayağımla ordaki kovaya vurduğumda kovadan benimde midemi bulandıracak bişey çıkmıştı.

Kadına ait kulak ve göz. Olduğum yerde kusmuştum. Bu kadarı bana bile fazlaydı.

Hemen oradan çıkıp hava almak için dışarı geçtik.

Kızların hala midesi bulanıyordu.

"Can ve Şahin siz marketten tuzlu bişeyler ve su alın kızlara iyi gelir." diyip ordaki polislerin yanına bilgi almak için gittim.

"Ceset hakkında bilgi almak istiyorum." diyip ellerimi iki yanımda birleştirdim.

"Maktul 25 yaşlarında kahverengi gözlü ve saçlı. İstanbul'a bu hafta gelmiş. Cesedin kokusu tüm binayı sardığı için komşuları ilk başlarda çöpten kaynaklı zannetmişler fakat artık koku durulmayacak bir hal alınca kapıya dayanmışlar. Açan olmayınca da polisi aramışlar. Ceset suda beklediği için ve vahşice katledildiği için kokmuş olduğu düşünülüyor. Bu durum daha geç fark edilseydi belki de ceset sudan kaynaklı şişip patlayacaktı. Adlı tıptan gelecek raporlarla daha net bilgilere ulaşabilirsiniz komiserim." dedi görevli polis.

BİR DİZİ SERİ CİNAYETLER Where stories live. Discover now