BÖLÜM 8

61 41 25
                                    

Evden bir hışımla sinyalin bulunduğu noktaya doğru gittiğimde ambulans ve itfaiye ekipleri oradaydı ve Şahin'i sedyeye yatırmış ambulansa götürüyorlarken gördüm.

Eli yüzü yara bere içindeydi. Kübra ağlıyordu Selin ve Zeyno onu sakinleştirmeye çalışıyorlardı.

Hemen yanlarına gittim.

"Kaza nasıl olmuş?" diye sordum Selin'e. Şahin'i o halde görünce korkmuştum ama Kübra'ya da belli edemedim.

"Görgü tanığının dediğine göre kırmızı bir kamyon çarpmış ve kaçmış. Her yerde onu arıyoruz."

"A-abi Şahin, Şahin..." diyip bayıldı tam düşeceği sırada ben ve Selin onu tuttuk ve taşın üzerine oturttuk.

Arabaya doğru koşup kapının alt gözünde bulunan küçük suyu alıp hemen yanına gittim ve içirdik.

Ayılınca yine hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

"Abi Şahin nasıl? Onu görmem gerek lütfen beni yanına götür." diyip yalvarır gözlerle bana baktı.

Benden büyük olmasına rağmen saygıdan dolayı bana abi derdi hep.

"Hemen gidiyoruz Kübra. Selin, sen Kübra ve Zeyno'yu al arabaya geçin bende geliyorum." diyip etrafıma bakındım.

Telefonuma o an bir mesaj geldi.

'Ya peşimi bırak ya da arkadaşlarına tek tek veda et. -KASAP-'

"Seni bulduğum gün öldürmekten beter edeceğim." diyip yerdeki kola kutusunu tekmeledim.

Selin benim bu halimi görmüş olacak ki arabadan hızlıca indi ve yanıma geldi.

"Ne oldu abi? Niye sinirlisin bu kadar?" dedi korkmuş olduğunu gözünden anlamıştım.

Telefona gelen mesajı gösterdiğimde o da sinirlendi.

"Kim bu yaa. Ne hakla seni bizimle tehdit ediyor abi." diyip ellerini başının arkasına koydu ve saçlarını karıştırmaya başladı.

"Kübra ve diğerlerinin bu mesajdan haberi olmasın lütfen. Onların tedirgin olmasını istemiyorum. En kısa zamanda bu durumu çözeceğim." diyip telefonu cebime koydum.

"Tamam abi. Söz." diyip arabaya doğru yürüdük.

Gaza basıp hemen hastaneye doğru sürdüm arabayı.

Kızlar Kübra'yı sakinleştirmeye çalışıyorlardı ama başaramamışlardı.
Kübra yine bayılmıştı çünkü.

Hastanenin önüne doğru sürdüm arabayı ve hemen arabadan indim.

" Sedyee! sedye yok muu? Hemşire! " diye bağırmaya başladım.

Hemşireler bir sedye ile geldiler. Kapıyı açtım hemen. Kübra'yı yavaşça sedyeye yatırdılar.

"Hastaya ne oldu? Neden bayıldı?" diye sordu kumral saçlı, zayıf ve uzun boylu hemşire.

"Kocası araba kazası geçirince bayıldı." diye açıklama yaptı Selin.

Kübra'yı hemen muayene odasına götürdüler. Peşlerinden de gözlüklü uzun boylu esmer bir doktor girdi.

Az önceki kumral hemşire Kübra'nın koluna serum taktı. Doktor odadan çıkar çıkmaz peşine hemşire çıktı.

" Hastanın durumu iyi, birazdan kendine gelir. İsterseniz içeride bekleyebilirsiniz." dedi.

"Kızlar siz içeri geçin bende durumu bizimkileri arayıp anlatayım." diyip telefonu cebimden çıkarttım ve dışarıya doğru yürümeye başladım.

BİR DİZİ SERİ CİNAYETLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin