BÖLÜM 4

74 47 63
                                    

Sabah olmuştu ve kol saatimdeki alarmda çalıyordu. içeriden tıkırtı seslerinin geldiğini de duyduğumda yattığım yerden fırlayıp yastığımın altından silahımı aldım ve sesin geldiği yöne doğru adımlarımı hızlandırdım.

Arkası bana dönük olan şahısa doğru bir adım attım. Elindeki bıçağı görünce hemen silahı ona doğrulttum.

"Elindekini yere bırak ve teslim ol. Polis." dediğimde korkuyla bıçağı yere attı.

Bana yavaşça döndüğünde Ayşe olduğunu gördüğüm an derin bir oh çektim.

"Az kalsın vuruyordum seni." diyip sandalyeyi çekip oturdum ve silahı masanın üzerine koydum.

"Evet az kalsın öldürüyordun beni." diyip bıçağı yerden aldı ve bana doğru sallamaya başladı.

"Ben değil ama sen bana zarar vereceksin." diyip elimle masada duran salatalıktan aldığımda çok sinirlenmiş olacak ki kaşlarını çattı.

"Orda çatal duruyor. Git elini yüzünü yıka öyle gel." demişti ciddi ses tonuyla.

Mutfaktan çıkıp ahşap merdivenlerin yine ahşap olan trabzanlarından tutup sağdaki ilk kapının banyo olduğunu düşünerek girdim ki yanılmamıştım.

Banyo gayet tertip ve düzen içerisindeydi. Çeşit çeşit parfümler ve bakım ürünleri düzenle dolaplara yerleştirilmişti. Fayanslar beyaz ve altın rengi karışımıydı. Parfümlerin kokusu banyoya ferah bir koku katmıştı.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kapıyı kapattım. Hemen çıkıp aşağı inecektim ki Duman önüme geldi.

Kucağıma alıp aşağı indiğimde kahvaltının hazır olduğunu gördüm.

"Ellerine sağlık her şey çok güzel olmuş. Teşekkür ederim." diyip sandalyeden kalktım.

Kahvaltımı ettikten sonra ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Hava bugün güneşliydi ama hafif bir meltem esintisi de vardı. Arabaya atlayıp kendi evime doğru yol aldım.

Evime vardığımda cebimden anahtarımı çıkartıp kapıyı açtım ve içeri geçtim.

Dün ki koşuşturmacadan kaynaklı üstüm başım kokuyordu. Gece de Ayşe'nin evinde kalmak zorunda kaldığım için banyo da yapamamıştım.

Hemen merdivenleri çıkıp banyoya girdim.

Alelacele duşumu alıp saçlarımı geriye doğru taradım.

Üstüme bir tişört ve pantolon geçirip, bileğime bilekliğimi taktım ve evden çıkıp arabama atladım.

Geç kaldığımın farkındaydım. Bu yüzden de gaza basıp hemen merkeze geçtim.

Her zamanki yerime oturup Zeyno'ya döndüm.

"Adli tıp raporları geldi mi?" diyip Can'ın bana getirdiği çayımdan bir yudum aldım.

"Gelmedi, diyecektim ki arkadaş getiriyor abi." diyip polis arkadaşı gösterdi.

"Bana ver. Teşekkür ederim." diyip zarfı açtım.

Kağıtta yazılanları sesli bir şekilde okumaya başladım.

"Ceyda ve Derya isimli iki maktulde de aynı palayla oluşan kesikler ve darp izleri mevcut. Derya isimli maktulun gözünün oyulduğu cinayet silahıysa hala kayıp. Katile ait iki cesette de DNA bulunamamıştır."

"Bu söylediğimden dolayı kendimden nefret ediyorum ama kusursuz cinayet yoktur diyen kimse bu katille tanışmamış, cinayetleri kusursuz işliyor." diyip elini masaya vurdu Şahin.

BİR DİZİ SERİ CİNAYETLER Where stories live. Discover now