BİR DİZİ SERİ CİNAYETLER

BÖLÜM 16

Her şey iyice sarpa sarmıştı. Kasap, beni arkadaşlarımın canıyla tehdit ediyordu ve biliyordum ki Nesli'ye olan duygularımı öğrendiği gün onunla da tehdit edecekti.

Bu yüzden de Nesli'den uzak durmaya ve kendimden de uzak tutmaya karar vermiştim.

2 GÜN SONRA...

Sabah olmuş, alarmım çalmıştı. Alarmı kapatıp yerimden doğruldum ve vücudumu esnettim biraz.

Kendime gelince kalkıp banyoya duş almaya gittim. Duştan çıkınca aynaya doğru yürüdüm. Suyun buharı ile puslanmış aynayı silip kendime baktım.

"Heytt be aslanım benim. Pardon Kaplan'ım benim." dedim kendi kendime.

Kendimi övmeyi sevdiğimi daha önce demiş miydim😂😂

Saçımı kurutup doğruca gardolabımın yanına geçtim.

Siyah tişört, siyah gömlek ve blue jean pantolonumu giyip sağ bileğime saatimi sol bileğime de bilekliğimi taktım ve aşağı mutfağa gittim.

Kızım bugünden itibaren bir kaç aylığına Rabia ablalarda kalacaktı çünkü görevler nedeniyle yoğundum ve onunla ilgilenemiyordum. O yüzden bir tost yapıp yedim.

Ceketimi alıp doğruca arabaya ordan da merkeze geçtim.

Kübra ve Şahin iyileşmiş aramıza dönmüştü. Can ve Zeyno'da kendi aralarında konuşuyordu. Gözüm Nesli'yi aradı ama yoktu.

"Gelir birazdan." diye düşünerek arkadaşlarıma selam verip yerime geçtim.

Biz sohbet ederken Rıza Baba yanımıza geldi. Hepimiz o an ayağa kalktık.

"Oturun çocuklar." dedi sandalyesini çekip otururken. O oturduktan sonra bizde oturduk.

"Nesli gördüğünüz üzere burada yok. Nedenine gelirsek ; onu dün itibariyle Suriye'ye göreve gönderdik. Oradaki terör faaliyetleri ve aldığımız bilgiye göre Kasap'ın liderliğinde cinayetler sürdürülüyormuş. Hem terör faaliyetlerini durdurması hemde Kasap'a dair bilgileri toplaması için görevlendirildi. " diyerek bize açıklamada bulundu.

Nesli tek başına tehlikenin göbeğindeydi ve ben burada öylece oturuyordum.

"Neden sadece o görevlendirildi ve bizim bundan niye haberimiz yok." diye söze girdi Mesut.

"Durumun ehemmiyeti açısından böyle olması gerekiyordu ama bize gelen istihbarata göre orada durumlar Nesli'nin durduramayacağı kadar karışık. Bu yüzden de Timur, Kübra, Şahin, Selin ve Mesut sizde göreve oraya gideceksiniz. Görevi başarıyla tamamlayıp o cehennemden Nesli'yi çıkartın. " dedi Rıza Baba.

" Emredersiniz. " dedik hep bir ağızdan ve doğruca hazırlıkları yapmaya gittik.

Selin ve Kübra, Nesli'ye ulaşmıştı. Bilgi almak ve onun sağlığından emin olmak için görüntülü konuşuyorlardı.

Nesli, beni görünce bir an duraksadı ve yüzü bir anlığına düştü sonra hiç bir şey demeden kızlarla konuşmaya devam etti.

Ben dışarı çıkıp konuşmanın bitmesini bekledim.

Sesleri geliyordu.

"Burada durum vahim. Sizinde gelmeniz bana çok yardımcı olacak."

"Seni oradan çıkaracağız. Sabret." diyordu Selin.

"Sabrediyorum.." dedi sadece Nesli.

O anda Mesut geldi ve beni götürdü.

SELİN'İN GÖZÜNDEN