BÖLÜM 12

42 28 2
                                    

Kızımın bulunduğu evin konumuna yaklaşmıştım.

Büyük bahçesi olan kırmızı müstakil bir evdi.

Beyaz demir kapısından içeri girdim. Beni çiçek kokuları karşıladı.

Bahçeye bir göz attığımda, meyve ağaçlarını, rengarenk çiçekleri ve sakıncak, kaydırak vb. oyuncakları gördüm.

Daha fazla beklemeden kapıya doğru ilerledim.

Bir kaç çalışımdan sonra açıldı. Kapıyı açan Rıza Baba'nın eşi Rabia Hanım'dı.

"Hoş geldin Timur. Görüşmeyeli uzun zaman oldu."

"Hoş buldum Rabia Abla. Kızım nerede?" diye etrafıma bakındım.

Duvarlarda kızıma ait fotoğraflar bulunuyordu. Hemen fotoğrafların olduğu kısıma gittim.

Gözlerimden o an bir kaç damla yaş süzülüverdi.

"Sende olsaydın keşke gökyüzüm." diyebildim sadece.

"O yanında Timur. Kalbinde daima seninle." diyip elini omzuma koydu Rabia Abla.

Biz fotoğraflar hakkında konuşurken içeriden sesler gelmeye başladı.

Yanımıza koşarak küçük bir hanımefendi geldi.

Uzun kahverengi saçları mavi elbisesinin üstüne dökülüyordu.

Siyah ayakkabılarından çıkan sesler adeta mutluluk şarkısı söylüyor gibiydi.

Rabia Abla'ya sarıldı.

"Rabia Teyze, babam ne zaman gelecek?" dedi meraklı gözlerle bakıyordu.

Beni daha fark etmemişti.

"Baban geldi bile kuzucum bak." diyip beni gösterdi.

Elimdeki poşetleri yere bırakıp kollarımı açtım ve sarılmasını bekledim.

Koşarak boynuma sarıldı.

"Seni çok özledim babacığım." diyip yanaklarımdan öpmeye başladı.

"Uff baba yaa. Sakalların dudaklarıma batıyor, kesmelisin." dedi mızmızlanarak.

"Tamam keseriz." diyip gülümsedim ve baş parmağımla burnuna dokundum.

"Hediye almadın mı bana?" diye surat astı bu seferde.

"Almaz olur muyum? Bak bunlar senin için." diyip poşetleri gösterdim.

Beni unutup poşetlere doğru koştu ve tüm oyuncakları tek tek heyecanla açmaya başladı.
Gözlerinin içi gülüyordu.

Siyah kot ceketimi vestiyere asıp içeri geçtik oyuncaklarla birlikte.

"Yemekler hazır. Hadi sofrayaa." diye seslendi Rabia Abla.

"Hadi bakalım ufaklık, yemek vakti." diyip masaya geçtik.

"Ayşe yemeğini ben yedirmek istiyorum."

"Baba ben kocaman kız oldum yaa. 5 yaşına gireceğim. Kendim yiyebilirim." dedi.

"Sen 5 yaşına da gelsen 15 yaşına gelsen 25-35-45 te olsan, benim küçük kızım olarak kalacaksın küçük hanım." diyip yemeğini yedirmeye başladım.

Yemekten sonra ellerimizi yıkamak için merdivenlerden yukarı çıktık.

Duvarları hep kızımın fotoğrafları süslüyordu.

Ben ve Ayşe'nin de fotoğrafları vardı tabi ki.

Sağdan ikinci kapıya doğru yöneldik. Suyu birden açınca tüm su üstümüze sıçradı.

BİR DİZİ SERİ CİNAYETLER Where stories live. Discover now