12.Bölüm ♠

6.9K 371 26
                                    

[ Multimedia Cenk ]

12.Bölüm°

-İpek -

"Tuzu versene."

Emir bana bakarak tuzu 'rica' ettiğinde, önümdeki tuzluğu alıp uzattım.
Teşekkür etmesini beklerken, o tuzu kullanmış, masanın üzerine geri bırakmış ve yemeye devam etmişti. Ondan naziklik beklemeyi bir an önce bırakmalıydım.

Pınar bizdeki etleri yaptıktan sonra Cenk'in getirdiği etleri de Kaan'ın yardımıyla yapmıştı ve çok güzel olmuştu.

Gözümü masada gezdirdim ve elleri yağa bulanmış adamlarla Pınar'a baktım. Onlar direk elleriyle dalmışlardı.
Arya nazik bir şekilde kenarından tutup yerken, Simge isyan eden surat şekliyle Katibe Hanım'ın ona minik parçalara ayırdığı etleri yiyiyordu.
Sağ kolunu kırmıştı ve her fırsatta o ayakkabılara lanet ediyordu. Kendin ettin kendin buldun Simgeciğim.

" Tamam, Pınar . Sen daha yeme, yemişsin yiyeceğin kadar.."

"Kes lan. Ben yaptım yerim tabi."

Kaan haklıydı valla. Pınar'ın önünde kemiklerden bir yığın vardı.

"Bana bırakmadın Pınar. Ne biçim kızsın sen! İki tane yiyip kalkacaktın."

Savaş söylenerek elindeki eti kemirirken Pınar önündeki kemiklerden birini Savaş'ın kafasına fırlattı.

"Kes."

Savaş da henüz tam bitirmediği eti Pınar'a fırlatınca 'savaş' başlamıştı. Herkes önündeki kemikleri birbirinin suratına fırlatırken arka fonda Simge'nin cırtlak sesi vardı.

"Aaaa! Bana atmayın bana atmayın! Kolum iyileşmedi, ben nasıl yürüyeceğim! "

***

- Simge -

Ortalık savaş alanına döndükten sonra Katibe'den yediğimiz azalarla evlere geçmiştik. Canım kolum....kim bilir nasıl acı çekiyordu.. Pınarlar bana o ayakkabıyı giydiğin için düştün diyorlar ama sorun ayakkabıda değildi. Merdiven yamulmuştu tamam mı?!

Derin bir nefes çekip bıraktım dışarıya. Çok sıkılmıştım. Pınar'la İpek birazdan çıkacaklardı. Arkadaşlarıyla buluşmak için. Arya zaten konuşmayı bilmiyor, o kadar hızlı konuşuyor ki bir şey anlatırken bazen gözlerim bile yoruluyor ağız hareketlerini takip edeceğim diye.

Merdivenlerden iner inmez kapıya ilerleyen Pınar ve İpeğe bağırdım.

"Hadi, gidin siz. Eğlenin tamam mı? Ben burdayım zaten."

Beni takmayıp çıktıklarında iyice değersiz hissetmiştim kendimi. Trip atmakta mı yasaktı canım.
Birkaç kere ortalıkta olmayan Arya'ya seslendim. Ses gelmeyince kalkıp Katibe'nin yanına mutfağa girdim.

"Ne yapıyorsun Katibe.."

"Sana pasta yapıyorum."

Bunu duyunca heycanla yanına yaklaştım.

"Gerçekten bana mı yapıyorsun?"

"Evet kızım. Kolun ağrımıyor mu senin geç otur, çarpma bir yere."

Gözlerim dolarken konuştum. Benim annem bile bana böyle ilgi göstermezdi.

"Yok, acımıyor zaten. Bana bi' sarılsana.'

Arkasını dönüp bana baktı. Gülümseyip bana sarıldığında gözümden bir yaş düştü.

Bazen nasıl hissetmem ve davranmam gerektiğini bilmiyordum. Şuan size saçma gelse de, saatlerce Katibe'ye sarılıp ağlayabilirdim.

Komşum DengesizWhere stories live. Discover now