14.Bölüm ♠

6.8K 346 26
                                    

[ Multimedia Emir ve İpek ]

14.Bölüm°

- Simge-

Elimdeki ekmeği kemirirken, bir yandan da acaba günaha giriyormuyum diye düşünüyordum. Sonuçta sol elimle yiyordum. Mecburendi ama yine de kötü hissediyordum.

Arya'yla Pınar anlamadığım bir konu hakkında konuşurlarken onları takmadım. Ekmeği bırakıp masanın üzerinde duran telefonumu elime aldım ve twitter'a girdim. Ahhg şuan hem yemek yiyip hem de tweet atamıyordum. Bu ikisini aynı anda yapmak kadar güzel bir şey var mıydı? Peki yapamamak kadar kötü bir şey?

Pınar'ın da masanın üzerinde duran telefonu titremeye başladığında kendimkini bıraktım. Pınar'ın telefon konuşmalarını dinlemeyi seviyordum.

Ta ki o panikle 'hangi hastanede' diyene kadar.

Kim olduğunu bilmiyordum fakat bu önemli değildi. Sadece Pınar paniklediğine göre tanıdığımız biriydi. Korku dolu gözlerle Pınar'a bakarken aceleyle yerinden kalktı ve bizede gelmemizi söyledi. Biz tek kelime etmeden Pınar'ı takip ederken evden çıktı ve koşarak bahçeyi aştı. Kolumdan dolayı onların biraz gerisindeydim.

Pınar sinirle adamdan anahtarı aldı ve şöför koltuğuna geçti. Biz de bindikten sonra beklemeden gaza bastı.

***

Hastanenin girişinden geçerken arkamızdan Cenk'lerde geliyordu. Bizdeki telaşlı hal onlarda da vardı. Tek umudumuz ise İpek ve Emir'e bir şey olmamasıydı.

İçimdeki korku, attığım her adımda büyürken birazdan göreceğim şeyi kaldırabilecek miyim? diye düşündüm.

Danışmaya geldiğimizde Pınar isimlerini söyledi. Karşıdaki kadın henüz gelmediklerini söylediğinde Pınar gürledi.

"Ne demek daha gelmediler! Siz bizi arayalı nerdeyse yarım saat oldu ve onlar daha buraya gelmediler mi !? "

Pınar bunları derken yanımızdan geçen sedyelerle hepimiz döndük. Emir .. kanlar içinde kalmıştı. İpek ise... incecik bedeni nasıl da o hale gelmişti? Kanlar içinde sedyenin üzerinde neden iki büklüm yatıyordu? Bir yeri mi kırılmıştı? Hissetmiyordur umarım. Hissetmesin o büyük acıları... Ben kolum kırıldığında ne kadar çok acı çekmiştim. O şimdi daha kötüsünü mü çekiyordu?

Dengemi kaybettiğimde Arya hemen beni tuttu ve koluma girdi. Gözlerim dolmaya başlarken çoktan sedyeleri takip etmeye başlamıştık. Onlar ameliyathaneye girerken biz de sandalyelere oturduk.

Gözyaşlarım hızlıca akarken berbat hissediyordum. Kaan küfür edip sandalyelere tekme atarken onu duymadım ve sadece ona doğru giden Pınar'ı izledim.

**

- Pınar -

Dikildiğim yerden ayrıldım ve yavaş adımlarla Kaan'ın yanına ilerledim. Ettiği küfürlerle etrafı dağıtırken, tüm gücümle kolundan tuttum ve çekiştirdim. Bana bağırarak ne yaptığımı sorarken boş bir sandalyeye oturttum.

Kolunu bırakmadan suratına doğru eğildim ve sakin bir şekilde konuştum.

"Şu saçmalığı kes Kaan! Küfürlerin ve bağırışların onların koşarak ordan çıkmalarını sağlamayacak! Senin hissettiklerinin aynısını bizde hissediyoruz."

Nefes alış-verişi düzene girerken sessizce başını salladı. Geri çekildim ve eski yerime yürüdüm. Burası ameliyathaneye daha yakındı.

***

Yaklaşık iki saatir bu koltuklarda boş boş oturuyor, etrafta koşuşturan insanları izliyor, Simge'yi sakinleştirmeye çalışan Arya'yı dinliyorduk.

Komşum DengesizWhere stories live. Discover now