22.Bölüm ♠

4.8K 285 35
                                    

[Multimedia Simge]

22.Bölüm°

-Yazar Anlatımı-

Caner çok huzursuzdu.
Saatler boyunca büyük salonda attığı turlara son verdi ve içindeki sıkıntıyı atmak istercesine derin bir nefesi dışarıya bırakarak koltuğa oturdu.
Dirseklerini bacaklarının üzerine koydu ve kafasını ellerinin arasına aldı.
Pişmandı. Keşke İpeği değil de her zaman onun yanında duran kızı kaçırsaydı.
Böylece intikam dediği şeyi daha kolay ve daha çabuk halledebilirdi.
İpeğe bir şey yapamıyordu. Elleri titriyordu. Cesaret edemiyordu. Bir aydır defalarca o kızı öldürmek istedi. Defalarca denedi. Ama hiçbirini beceremedi.
Kafasını kaldırdı ve biraz ilerideki masanın üzerinde duran silaha baktı.
Yerinden ağır hareketlerle kalkıp silaha ilerledi.
Bu işi şimdi bitirecekti.

***

Emir uzun süren yolculuktan sonra arabayı kaldırıma park etti ve indi. Siniri bir an olsun dinmemişti.
Seri adımlarla aradığı mezarlığın başına geldiğinde yere oturdu.

Dilem Aytun.

Bu isimden nefret ediyordu artık. O kızdan da nefret ediyordu. Emir yüzünden ölmüştü, zaten Emir bu yüzden acı çekiyordu. Bu kız Emir yüzünden zarar görmüş ve ölmüştü. Bu kızın ölümü ise başka birini öldürmüştü.
Kafasını sağa doğru çevirdi ve tüm sinirini çeken o mezarlığa baktı. Can kardeşim dediği adamın mezarına. O öldükten sonra Emir niye ölmemişti. Madem iş böyle yürüyordu, zincirleme bir şekilde ölür, durumu kurtarırdı.

Egemen, onların beşinci kişisiydi. En iyileriydi. Şimdi insanları öldüren biri nasıl iyi biri olabilir ki? diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama hayır, Egemen kimseyi öldürmemişti. Belki de cennetteydi ha?

Emir onun ölümüne de sebep olduğunu düşünüyordu. Dilem'i öldürmek zorunda kalmıştı. İşlerin daha da karışmaması için Dilem'in ölmesi en iyi çözümdü. Ama Emir nereden bilecekti ki Egemen'in, o orospu kıza bu kadar aşık olabileceğini? Nerden bilebilirdi ki kardeşi dediği adamın kendini öldüreceğini.

***

Savaş babasının yanından ayrılırken kafası düşüncelerle doluydu. Caner denen o it ne yapıyordu, bunca zamandır nerede saklanıyordu da bulamıyorlardı. Belki de bunca zamandır yakındaydı ama onlar göremiyorlardı. Korktuğu şey ise, İpeği öldürmüş olma ihtimaliydi.

Arabasına binip eve doğru giderken babasının verdiği yığınla işi düşündü.
Aslında onlar her gün evde boş boş oturup canları sıkıldığında adam öldüren insanlar değildiler. Hepsi bir işin başındalardı. Emir, babası ve İpeğin babasının ortak olduğu şirketle ilgileniyor, Cenk annesinin mağazalarıyla, Kaan'da amcasının şirketleriyle ilgileniyordu. Bir de okul mevzusu vardı. Ama orasıyla ilgilenmekten sıkılmış, amcasına bırakmıştı. Savaş ise babasının arkasını topluyordu. Babası kendine yeni birini bulmak için sürekli seyahat ediyordu ve işleri yetiştiremiyordu. Annesi ne diye boşamıştı bu adamı sanki.

***

Katibe izin alıp evden çıktıktan sonra Simge kızlara döndü.

"Polise haber verelim artık. Belki... Belki de yaşamıyor bile!"

Simge titrek sesiyle konuşup yerinden kalktı. Şu bir ay o kadar sıkıntılı geçmişti ki!
Okula bile gitmiyorlardı, dondurmuşlardı. Bir tek Pınar'ın babası biraz kurcalamıştı ama Pınar halletmişti.

"Ne diyeceğiz? Arkadaşımız bir aydır kayıp, kaçıran kişiyi de biliyoruz. Hatta katil olan komşularımız var, onlar bulacağız dediler diye size haber vermedik. Bir el atsanız! mı? Gerçi düzgün bir yalan bulup onu da anlatabiliriz ama.. bekleyelim birkaç gün daha. Olmadı, başka çaremiz yok zaten."

Komşum DengesizWhere stories live. Discover now