RUH SAPMASI |BXB

TANITIM

Bilin bakalım kim tutmamasına rağmen yeni kurgu yayınlamış aaa ben.

Çok heyecanlıyım bu kurgu için çok fazla. Çok güzel olacak. Wattpadde daha önce bu konuda bir bxb görmediğim için olaya el attım hemen. (Vardır belki de ben görmedim)

Bu kurgu roseevv ve Selmarmalade'deyle malca konuşurken ortaya çıkmıştır. Bu kurgu ile büyüyeceğimi düşünüyorlar. Belki de haklılar. Bakıp göreceğiz.

~~~~

"Ulan sikerim senin gibi kapıyı."

Serhat yağmurun altında, ıslanmış bedeniyle kapının kilidine sokmaya çalıştığı maymuncuk ile büyük bir mücadele içindeydi. Kaçıncı denemesi olduğunu bilmiyordu.

"Hay babanın amına çomak sokayım. Hadi lan!"

Ettiği küfürün ardından son gücüyle zorlanarak yüklendiği kapıyı en sonunda açabilmişti. Birlerine yakalanmamak için içinden dualar etmeye başlamıştı. Önündeki güzel bebeğe oldukça vakit harcamıştı.

"Kurban olurum lan sana. Aferin böyle söz dinle." Az önce küfür etmemiş gibi arabaya metiyeler dizdiği arabaya hayran dolu bakışlarla bakıyordu.

Bakışlarını sonraya sakladığı bebeğin içine atladığı gibi önce direksiyona ellerini koydu. Dokusu bile zengin gelmişti ona. İyi para edecekti. Ardından döşemelere baktı, oldukça yeniydi. Direksiyonun yanındaki küçük ekrana baktığında yüzünde şaşkınlık dolu bir ifade oluştu. Küçük bir televizyon vardı. Kendi köhne evinde televizyon bile yoktu. Şimdi her yerinden zenginlik akan arabanın lükslüğü Serhat'ı mest ediyordu.

"Bebek gibisin be amına koyayım."

Direksiyona küçük bir öpücük kondurduktan sonra sıra artık çalıştırmaktaydı. Birkaç düz kontaktan sonra zorlansa bile sonunda çalıştırmıştı. Silecekleri de açtıktan sonra büyük bir kahkaha attı. Şu ana kadar hiçbir sorun çıkmaması Serhat'ın keyfini katlıyordu.

Arabayı çalıştırdıktan sonra hızla harekete geçip ve ordan uzaklaştı. Saat gece 03.47'ydi. Bu saatlerde daha kolaydı bu işler sonuçta etrafta kimse yoktu ve sahipleri de bilmem kaçıncı rüyasındaydı.

Oldukça zengin bir mahallede yaşayan birilerine göre bu 'küçük' araba pek zarara sokmazdı onları ama Serhat'ın aylarca iyi geçinmesini sağlayabilirdi.

Arabayı çalıştırdıktan sonra eli dokunmatik ekrana gittiğinde bir küfür savurdu. Dokunmatik olduğunu bilmeden öylece basmıştı sadece.

"Vay amına koyayım, bu nasıl bir zenginlik?"

Kendi kendine hayretler içinde söylenirken zorla da olsa radyoyu açtı. Çaldığı arabada son ses, yağmur eşliğinde Müslüm Gürses şarkısı açıp mırıldanmaya başladı.

Serhat biraz garip birisiydi. İyi desen değil, kötü desen hiç değildi. Çalar, çırpardı. Dolandırıcılık bile yapardı. Durumu oldukça kötüydü ve gecekondudan beter evinde yaşamaya çalışıyordu. Ona göre bunlar aşırı lükstü.

Asla yaşayamacağı şeylerdi.

"Böyle bir aşk görülmemiş dünyada. Ne geçmişte ne de bundan sonra da."

Öyle rahat tavırları vardı ki sanki çaldığı değil de kendi arabası gibiydi. Son ses müziğe eşlik edip, yollarda geziyordu.

"Abi ne varsa zenginlerde var anasını satayım. Ev gibi araba resmen." Gözleri arabanın her yerini turlarken düşüncelee daldı. Acaba arabayı satmasa ve kendinde kalsa ne olurdu? Bunun olmayacağını biliyordu. Hem çalıntıydı hem de hayatını devam ettirebilmesi için paraya ihtiyacı vardı.