23

1.9K 218 92
                                    

İlahi bakış açısıyla yazdığımda kimin kim olduğu karışıyor sanırım. O yüzden bütün ekip bir arada olduğunda ilahi bakış açısıyla yazacağım ve belirteceğim hangisinden bahsettiğimi falan. Ama sadece ikisi olduklarında karakter ağzı yazacağım. Bana önceki bölüm rahat geldiği için öyle yapmak zorunda kaldım. O yüzden böyle bi çözüm buldum.

~~~~

Serhat'tan

"Ne demek geri geldi? Ayşen geri mi geldi? Doğru mu bu?"

Ardı ardına soruları sıraladım. Neden gelmişti ki? Ne işi vardı orda? Ailesi bile orda durmuyordu bile. Ayrıca kocası aşırı zengindi neden o mahalleye gelmişti? Ben niye bu kadar gergindim?

"Serhat sakin olur musun? Anlatacaktım zaten sana ama uygun ortam yoktu. Tolga boş boğazlık etti."

Gerginliğimi farkettiğinde sesini yumuşak tutarak beni sakinleştirmeye çalıştı. Ben sakin olamıyordum. Adını bile duyduğumda böyle hissetmem normal miydi? Sonuçta yıllar olmuştu.

"Gördü mü beni? Yani seni?" Diye sordum. Merak ediyordum açıkçası. Tepkisi ne olmuştu? Konuşmuşlar mıydı? Ne konuşmuşlardı?

"Eve geldi. Konuşmak istiyorum dedi. Reddettim. Sonuçta özel bir şey diyebilirdi. Rahatsız olursun diye konuşmayalım dedim."

Düşünceli hareketiyle gülümsedim. Başkası olsa meraktan çatlardı. Öğrenmek için her şeyi yapardı. Batuhan'ın saygılı halleri hoşuma gidiyordu gerçekten.

"Başka bir şey dedi mi?" Diye sordum aynı merakla. Ayakta durmayı bırakıp banka geçip oturdu. Bizimkilerin yanında konuşamayız diye onlardan ayrıldık. Hâlâ kafedelerdi.

"Boşandığını söyledi." Şaşkınlıkla ona bakmaya başladım. Neden boşanmıştı ki? Ayrıca çocukları vardı. Boşansa bile mahalleye dönmesini hâlâ mantıklı bulmuyordum. Ailesinin yanına gidebilirdi.

"Bir de babasının suçu olduğunu söyledi. Daha da konuşmadık."

Sinirle güldüğümde bana bakmaya başladı şaşkınlıkla. Bunu tahmin etmiştim zamanında. O adam benden nefret ediyordu. İlişkimizi öğrendiğinde Ayşen'i hastanelik edecek kadar dövmüştü. Beni de adam toplayıp dövmüştü.

Ondan o gün ayrıldım. Dayak yemek sorun değildi benim için ama onun incindiğini gördükçe mahvoldum. Çocukluk aşkımdı o benim, gençliğime kadar süren ilk aşkım. Şimdi 30 yaşına merdiven dayamıştım ama hala canım yanıyordu. Bazı şeyler ne olursa olsun unutulmuyordu.

"Çocuklarını gördün mü?" Derken burnum sızladı. Üzülüyordum lan. Ben bu kadar kötülüğü haketmiyordum. Tamam hırsız olabilirdim, tamam anam babam yoktu. Kimsesizin tekiydim ama sevdiğim insanla bu şekilde ayrılmayı haketmiyordum ben.

Bir düzenim, bir ailem olmadan büyüdüğüm için doğru bir hayatım olmadı hiç. Bir işim olmadı. Evlenseydik bile onu sokacağım bir evim bile olmadı. Babası da bu yüzden vermişti onu, o zengin herife.

Çalıştığı fabrikanın sahibinin oğlu beğenmiş Ayşen'i. İstemeye geldiklerinde hemen verdi. Biz çoktan ayrıydık onunla ama yine de hemen evlenmesi mantıklı gelmiyordu.

"Uzaktan gördüm sadece. Küçüklerdi daha." Dediğinde başımı salladım. Biri kızı bir oğlu vardı. Hayallerimizdeki gibi.

"Serhat." Diye sorar tonda konuştuğunda ona döndüm. Soru sormak istiyor ama çekiniyor gibiydi. Başımı salladım ne istiyorsa sorması için. Bedenimdeydi adam resmen. En özelimi görmüştü. Ne saklayacaktım ki ondan?

"Hâlâ aşık mısın ona?"

Aşk benim hatırlamadığım bir duyguydu. Bende kırgınlık vardı, kızgınlık vardı, sinir, hayal kırıklığı vardı. Kalp ağrısı vardı. Bunlar aşk sayılır mıydı?

"Haddim değil belki ama sen aşıksın hâlâ o kadına. Az da olsa seni tanıdıysam eğer böyle bir durumda siktiri çekecek bir insansın sen. Ama o kadının geldiğini öğrendiğinde hem canın yandı hem de mutlu oldun sen."

"Bunları bana bakarak mı anladın? Sana ondan bahsetmedim bile." Bizim çocuklar illa hafızasını yoklamak için bu konuyu bile açmışlardır ona. Bundan emindim ama biz hiç konuşmadık. Ona karşı tavrımı bile bilmiyordu.

"Hayır. İnanmayacaksın belki de ama ben senin hislerini hissediyorum. Şu an bile ne hissettiğini biliyorum. Canın çok yanıyor. Ağlamak istiyorsun ama benim karşımda ağlayamıyorsun. Mutlusun çünkü o döndü. O adamı bırakıp ilk sana geldi. Ailesine gitmedi bile. Aşk bu işte. Canın yanarken bile o var diye mutlusun."

Bunları gerçekten hissedebiliyor muydu? Gerçi şaşırmam saçmaydı. Bedenlerimiz değişmişti bizim. Buna mı şaşıracaktım? Peki ben neden onun hissettiği şeyleri hissedemiyordum? Sadece aşk ile ilgili şeyleri hissediyor olabilirdi. O daha önce aşık olmadığı için bunu hissetmiyordum belki de.

"Bilmiyorum Batuhan. Açıkçası kafam karışık."

"Ona dememi istediğin bir şey var mı? Yoksa uzak durmasını mı söyleyeyim? Bu kadın geldiyse hemen gitmez." Dediğinde başımı salladım. Gitmeyeceğini biliyordum. Ayşen böyle biriydi zaten. Bir amacı olmadığı şeyi yapmazdı. Öylesine geri dönecek biri değildi. Ama niyetinin kötü olduğunu sanmıyordum. Kötü olamayacak kadar güzel kalpliydi o.

"Açıkçası merak ediyorum neden geldiğini. Eğer senin için sorun olmazsa onunla konuşur musun? En azından geldiğinde git deme. Başı dertte olabilir belki." Bu düşünce kafamdan gitmiyordu. Belki de ailesinden destek alamadığı için mahalleye gelmişti. Benden yardım isteyecekti belki de.

Enayilik mi, iyi niyet miydi bu bilmiyorum ama başında bir sorun varsa görmezden gelemezdim. Bana yakışmazdı bu.

"Peki sorun değil." Dediğinde teşekkür edercesine gülümsedim. Bugün yaptığı şey ile beni mutlu etmişti sebepsiz.

~~~~

Ay o güzel yorumlarınız işe yaradı sanırım ben bölüm yazmaya başladım buna. Tıkanmıyorum artık. Maşallah diyelim 🧿🧿 ISMSKSLŞSŞWDJWLSMWL

RUH SAPMASI |BXBWhere stories live. Discover now