16

2.2K 221 115
                                    

10 milyon olmuşuz 😭

~~~~

Batuhan'dan

"Tamamdır. Bizim çocuklara anlatayım, haber veririm sana."

Tolga içerideki odadan, kulağında telefonla geldiğinde bakışlarımız o tarafa döndü. Telefonu kapattığında bize bakıp konuştu.

"Alp aradı, bardalarmış galiba. Siz de gelin, eğleniriz  diyor." Dediğinde ilk şaşırdığım şey ne ara birbirlerinin numaralarını aldıklarıydı.

"Siz ne ara numara verdiniz birbirinize?" Semih benim yerime sorduğunda, biz de başımızı dalladık cevap beklercesine.

"Ya tanıştığımız gün laf lafı açtı. Fenerliymiş o da, fanatik hem de. İşte maçlardan konuşuruz, bazen de maçlara gideriz diye aldık numaralarımızı." Diye açıkladı rahatça. Aralarında o tür bir şey olmadığı açıkça belliydi. Arkadaş gibilerdi.

"E gidiyor muyuz?" Diye sordu tekrar. Pek keyfim yoktu aslında. Hem o herifin yüzünü de -kendi yüzüm aslında ama neyse- görmek istemiyordum.

"Ben gitmem." Benden önce cevap veren Semih ile Tolga oflamaya başladı. Kaç gündür evde tıkılıyorduk ve sıkılıyorlardı hâliyle. Ama gidecek para da yoktu.

"Gidelim abi hadi ya."

"Oğlum paramız yok. Nasıl gideceğiz?" Diye sordum en sonunda. Gülümsedi.

"Arkadaşları Batuhan'a kitleyeceklermiş hesabı. Aşırı zenginmiş adam." Keyifle konuştuğunda sırıttım. Ben zengindim, o değil. Ama keyfini süren oydu.

"Ben gitmeyeceğim." Semih yeniden konuştuğunda Tolga yine ofladı. Neden gelmek istemediği açıkça belliydi. Furkan'ın ona karşı olan tavrının farkındaydı ve istemiyordu bunu.

"Siz ne diyorsunuz?" Yusuf ve bana sorduğunda, Yusuf'a döndü bakışlarım. Birkaç dakikadır telefonu elinden düşmüyordu. Ama kimseyle konuşmuyor, birinden cevap bekliyor gibiydi. Berk yazmıyordu sanırım.

Yusuf'un bakışları da bana döndüğünde olumlu cevap bekler gibiydi. Berk'i görmek istediği açıkça belliydi.

"Gidelim. Bize de değişiklik olur." Dediğimde gülümsedi. Tolga da beni onayladığında, Semih yine gelmeyeceğini söyledi fakat onsuz gitmeyeceğimizi bildiği için en sonunda ikna oldu.

"Hazırlanın madem." Dediğimde bu evde olan kıyafetlerinden giyinmek için odaya geçtiler. Ben de arkalarından ilerlediğim sırada Yusuf koluma tutundu.

"Şey abi... Senin siyah gömleğin var ya, onu ben giyebilir miyim bugün." Diye sordu çekinerek. Aslında gömleği istemekten çekinmiyordu, kim için hazırlandığını anladığım için çekiniyordu.

"Tabii ki al. Sormana gerek yok." Dediğimde minnetle gülümsedi. Yusuf'a gerçekten çok üzülüyordum. Berk'ten çok fazla hoşlanıyordu fakat asla yüz vermiyordu. Bir kere konuşmalarına denk gelmiştim. 'Birader, kanka' diyordu.

Böyle yaşaması çok sıkıntılı bir şeydi. Büyük ihtimalle eşcinsel olduğunu yıllardır saklıyordu herkesten. Ve birinden hoşlanması ise şu anki durumunu daha kötü yapıyordu

Ben ailemden ve etrafımdan saklamamıştım hiçbir zaman bunu. Zaten gelişimimde ailem farketmişti gay olduğumu. Daha 5 yaşındayken babamın arkadaşıyla evleneceğimi söylüyordum.

Ailemden yana çok şanslıydım.

"Hazırsanız çıkalım artık." Dediğimde son kez üzerlerini kontrol ettiler. Evden dışarı çıktığımızda mahalleden uzaklaştık. Bir taksiye binip, mekana doğru ilerlemeye başladık.

Alp ödeyecekmiş onu da. Hep böyleydi zaten bu çocuk. Para harcatmazdı etrafındakilere. Serhat'a gıcık olduğu için bugünlük ona hesabı iteliyordu büyük ihtimalle. Ketum suratlı benim bedenimde bile kendinden soğutmuştur eminim insanları.

Mekana vardığımızda çocuklar ağızlarını beş karış açarak etrafa bakıyorlardı. Belli ki bu kadar lüks bir mekana daha önce gelmemişlerdi.

Tolga, Alp'i arayıp geldiğimizi söyledi. Ardından Alp yanımıza geldiğinde hepimizi selamladı. Bize yol göstermek için önden ilerlemeye başladığında etrafa baktım. En son 3 ay önce gelmiştim bu mekana. Pek sevmezdim açıkçası.

"Bakın kimler geldi!?" Diye neşeyle bağırdığında masadakilerin gözü bize kaydı. Refleksle Serhat'a baktığımda şok olmuş gibiydi. Berk ise daha fenası yanında Kerim ile birlikteydi.

"Haberleri yok muydu?" Diye sordu Tolga, Alp'e. Alp başını hayır anlamında salladı. "Sıkıcı olmaya başlamıştı ortam, sizi çağırayım. Eğleniriz dedim." Gevşekçe konuşmasıyla Berk yüzüne sinirle bakmaya başladı.

Yusuf'a baktığımda direkt olarak Berk'e baktığını gördüm. Sinirli ve üzgün gibiydi. Bu hiç iyi olmamıştı işte.

"Semihciğim, hoş geldin." Furkan yanımıza doğru geldiğinde Semih kaçmak için etrafa baktı ama harekete geçemeden Furkan dibinde bitti. "Çok özlemiştim seni. Numaranı versene." Her konuşmalarında numarasını istemesi ayrı olaydı.

"Abiciğim git başımdan."

"Abi falan ayıp oluyor yalnız."

"Git başımdan demesine takılmaması ayrı değişik." Tolga kulağıma eğilip konuşunca kıkırdadım. Semih bugün iyi çekecekti Furkan'dan.

"Hadi geçelim artık. Ben bize içki getireyim." Alp'in yönlendirmesiyle masaya doğru ilerledik. Serhat hâlâ şaşkınlıkla bakıyordu bize doğru. Ne vardı bu kadar şaşıracak?

Yuvarlak masaya ilerlediğimizde Serhat'ın yanına geçtim. Bana yer vermediğinde ayağına vurup kaymasını söyledim. Toparlanıp kaydı.

Diğerleri de masaya geçtiğinde Furkan, Semih'i yanına çekti beklemeden. Yusuf ise yanıma geçti. Berk'ten en uzak yere. Berk'in bakışları üzerimizdeydi. Kerim hâlâ gitmiyordu.

"Niye geldiniz?" Diye sordu Serhat.

"Sana ne?"

"Terslenme bana." Dedi dişlerinin arasından. Yandan yüzüne baktığımda sinirli görünüyordu.

"Emredersin Sero başkan." Dediğimde sinirle güldü. Ona bakmayı kesip, gelen içkimi aldım elime. Arkama yaslanıp içmeye başladım. Hâlâ bana bakıyordu.

"Bir şey konuşmamız gerek seninle." Dedi. Bir karın ağrısı olduğu belliydi zaten. Başımı sallayıp onu onayladım. Şu an biraz içip kafa dağıtmam gerekti.

"Bunu çok seversin sen. Bundan iç." Furkan elindeki içkisini Semih'e uzatmış, içmesini bekliyordu. Semih ise köşeye pusmuş kurtulmak için bekliyordu.

"Ver içeyim, ver." Diyip elinden içkiyi alıp, bir yudumda kafasına dikti. Furkan şaşkınlıkla ona bakıyordu, dudaklarında asılı gülümsemesi ile.

"Güzelmiş lan." Dediğinde Furkan birine işaret verdi ve aynı içkiden getirmesini söyledi. Semih önüne gelen içkiyi tekrar içtiğinde gülümsemeye başladı. Bu kadar çabuk mu etki etmişti yani?

"Afiyet olsun güzellik." Hitabını duyduğunda şaşkınlıkla ona baktı. Bir şey demeden önüne döndü ardından.

"Konuşmamız lazım dedim." Serhat yine konuştuğunda oflayarak ona döndüm.

"Konuşuruz sonra. Acelen ne?"

"Konuşalım ama." Dedi gerginlikle. Büyük bir şey var gibiydi. Ya da o büyütüyordu, bilmiyorum.

"Tamam, konuşalım." Sesini yumuşatarak konuştuğumda kafasını salladı. İçkisinden içtiğinde dudakları gerilmişti sıkıntıyla. Ne olduğunu ben de merak ediyordum açıkçası.

~~~~

Geçiş bölümü gibi bir şeydi bu. Diğer bölüm Yusuf'un ağzından sonra azıcık etkileşim alıcaz Sero ve Batuş'tan ehehehe

Yorum sayısını seversem yarın erken atarım diğer bölümü ☺️💗

RUH SAPMASI |BXBWhere stories live. Discover now