30

1.5K 138 143
                                    

Selamlar biz geldik 🧘🏼‍♀️✨✊🏼

Bu bölümde Batuhan'ın, Serhat'ın ve yazarın(ben oluyorum) ağzından okuyacağız. Bütün herkesi katmaya çalıştım uzun bir süre bölüm atmadığım için telafi edicez inş.

OY VE YORUMU UNUTMAYINIZ 🧚🏼🪄

~~~~

Batuhan'dan

"Ne gerek vardı buraya gelmemize."

Eve adım attığım ana kadar söylenmeye devam ettim. Çünkü aşırı saçma bir durumun içindeydik. İstemiyordum burada olmak.

"Hastasın ve o evin içi rutubet dolu. Nasıl iyileşebilirsin ki böyle?" Halsiz olduğum için attığım adım bile büyük bir yük gibi gelirken koluma giren Serhat'a kaydı bakışlarım. Haklı olabilirdi fakat bu eve girmek istemiyordum.

"Hayır, orası kümesti. Burası saray yavrusu."

Tolga dağ evine büyülenmişcesine bakmaya başladığında ağzının suları akacak diye korkmamış değildim. Çok değişik bir tipti. Eve bile hayran kalıyordu.

Evet, onlar da gelmişti. Serhat arkadaşlarına ve bana -vücuduna- kıyamadığı için o evde durmamızı istememiş bizi zorla buraya çekiştirmişti. Diğerlerine göre hava hoştu ama bu evi sevmiyordum.

Bütün acılarımı, kendimi kabullenişimi, babama kendimi sevdirmeye çalıştığım zamanlarımda yaşadığım bütün kötü anılar bu evdeydi. Benim sığınağım ve ağlama köşemdi burası. İlk defa farklı birileri geliyordu.

"Semih! Gel yiyecek bir şeyler hazırlayalım." Furkan  kanadı altına Semih'i aldığı gibi mutfağa ilerlediğinde arkasından şaşkınlıkla bakakaldım. Semih onu itmemişti. Aksine gülümseyip ona eşlik etmişti.

"Bunları getiren aklımı sikeyim." diye söylenmeye başladı Serhat.

Olanı biteni anlıyor muydu bilmiyorum fakat sezdiği bir şeyler var gibiydi. Benim koltuğa uzanmamı sağlayıp, üzerime ince bir şeyler örttüğü sırada kapıdan gülüşerek içeri giren ikiliye gönderdiği sert bakışlarından bunu anlayabiliyordum.

"Gerisini sen hallet birader." Yusuf elindeki poşetleri Berk'in eline tutuşturmuştu benim oraya baktığımı görünce. Aslında sinirli olan ben değil, Serhattı.

"İki poşeti yarım saatte mi taşıyorsunuz siz?" Serhat'ın çıkışması ile Yusuf afallamıştı. Ondan böyle bir tepki beklemiyordu. Çünkü onun olduğu beden zaten eşcinseldi. Neden sinirlendiğime anlam veremiyordu.

"Sana ne kardeşim? Canımız öyle istedi belki."

Yusuf'un kendisine böyle çıkışmasını bekliyordu Serhat. Arkadaşının karakterini gayet iyi biliyordu. Yusuf'a haddi olmayan birisi bir hesap sorduğunda aşırı sinirleniyordu.

"Yusuf. Uzatma. Yemek yapacaklar diye dedi sadece." ortamı yumuşatmaya çalışıyordum ama ikili birbirine hala sert bir şekilde bakmaya devam ediyorlardı. Serhat'ı anlıyordum ama Yusuf'un siniri sadece hesap sormasına değil gibiydi.

"Ya Tolga nasıl oynuyorsun?" Alp birde bağırdığında aradaki gerilim dağılmıştı. Tolga ve Alp pes atarlarken küçük bir tartışma içinde gibilerdi. "Kol bozuk amına koyayım."

"Bağırmayın. Başı ağrıyor." Serhat yanıma oturup, ateşimi kontrol ettiğinde ona baktım. Arabada öylesine mırıldandığım şeyi duymuş olmalıydı.

"Ağrı kesici ister misin?" diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. Ağrım gitmiş gibi hissediyordum nedense. "Ateşin yok. Çıkarsa kesin hastaneye gideceğiz." başımı salladım yine. Garip bir şekilde ilgisi hoş gelmişti nedense.

RUH SAPMASI |BXBWhere stories live. Discover now