12

2.4K 235 113
                                    

Hikayeyi unutmadım korkmayın. Sadece batırmak istemediğim için beklettim. Bölümlerin arasını uzun tutmamaya çalışacağım artık.

••••

Batuhan'dan

Gözlerimi zar zor araladığımda yerimden kalkmaya çalıştım ama başaramadım. Betondan farksız yatağım yüzünden her yerim tutulmuştu resmen.

Sırt üstü yatıp, kendime gelmeye çalıştım. Burda geçen 2. haftamdı ve ben asla alışamıyordum. Uyku düzenim mahvolmuştu, hayatım mahvolmuştu resmen.

Zorlukla kendimi yataktan kaldırdığımda, sırtımda oluşan ağrıyı görmezden gelmeye çalıştım. Telefonuma elimi attığımda saate baktım. Henüz sabah 09.36'ydı. Erken kalkmaya alışkındım fakat bu kadar kötü bir şekilde uyanmaya değil.

Odadan çıktığımda etrafa baktım. Diğerleri daha uyanmamıştı. Kendi evleri olmasına rağmen burda benimle kalıyorlardı. Hepsinin ailesi ayrı bir sıkıntıydı zaten. Yalnız kalmaktansa etrafımda birileri olması daha iyiydi.

Banyoya ilerleyip işlerimi hallettim. Karnım guruldamaya başlamıştı bile. Adımlarımı mutfağa ilerlettim. Geçen gün cüzdanını aldığımız adamın nakiti bol olduğu için buzdolabını doldurabilmiştik.

Mutfağa ilerlediğimde hâlâ uyku sersemi olduğum için masada oturup, telefonuyla ilgilenen Yusuf'u sonradan gördüm. Şaşkınlıkla bağırdığımda telefonunu kapatıp, masaya bıraktı.

"Aklımı çıkardın Yusuf."

"Özür dilerim. Sen bu saatte kalkmazdın, ne oldu?" Diye sordu eli telefonundayken. Bir şeyler karıştırıyor gibiydi.

"Uykumu aldım. Sen ne yapıyorsun bu saatte?" Dedim gözümle telefonu işaret ederek. Ben girdiğimde biriyle mesajlaşıyor gibiydi. Sorumla yüzünü panik ifadesi kapladı.

"Hiç ya. Uyku tutmadı da, telefondan bir şeyler izliyordum." Gözlerini benden kaçırıp, kulağına dokundu. Şu iki haftada onları iyi tanıdıysam, bu Yusuf için yalan söylüyorum demekti.

"Berk'le mi mesajlaşıyordun?" Diye sordum. Aklıma takılmadı değildi o günkü hareketleri. Normal bir tanışma geçmemişti aralarında. Bir şeyler olmuştu.

"Yok artık abicim, saçmalama. Neden mesajlaşayım onunla?" Gülmeye çalışıyordu ama beceremiyordu. Onunla konuştuğu açıktı fakat benden -daha doğrusu Serhat'tan- çekindiği için yalan söylüyordu. Haklıydı. Serhat, onun bir erkekle konuştuğunu görse Yusuf'u silebilirdi.

Homofobik pislik.

"Peki madem. Üstelemiyorum. Kahvaltı hazırlayacağım. İstediğin bir şey var mı?" Diye sorduk buzdolabına ilerlerken. "Yok, kafana göre takıl." Dedi telefonu yine eline alırken. Gülümseyip önüme döndüm.

"Abi, bir şey soracağım." Çekingen bir ses tonuyla konuştuğunda, buzdolabından kafamı uzatıp ona baktım. Elleri kucağındaydı. "Sor tabii."

"Aslında hatırlamadığın için bundan yararlanarak soruyorum." Neyi hatırlamıyordum ki? Soracağı şeyi merak ettiğim için yanına ilerledim. Karşısına oturduğumda, dikkatle onu dinlemeye başladım.

"Birine aşık olduğunu nasıl anlarsın?" Bu muydu hatırlamadığım şey? Gerçi bu sorunun cevabı bende yoktu. Hiç aşık olmamıştım. Serhat olmuştu sanırım. O öküz ne anlarsa aşktan tabii.

"Bilmem, hiç aşık olmadım." Dedim kısaca. Şaşırdı ama hatırlamadığım için anladım dercesine başını salladı. "Aşık mı oldun?" Diye sordum kısık sesle. Gözlerini büyütüp bana bakmaya başladı.

RUH SAPMASI |BXBWhere stories live. Discover now