I🌼

4.2K 333 110
                                    

Fic'deki her şey hayal ürünümdür. Omegaverse evreni olduğu için istediğim gibi tasarladım. Tüm hatalar için özür dilerim.

Jungkook: 34 yaşında
Jimin: 20 yaşında

Hikayenin pedofili altında linç yemesini istemiyorum. Pedofili reşit bireyin reşit olmayan çocuklara duyduğu cinsel istektir. Jimin çocuk değil. 20'sinde reşit bir yetişkin.

İyi okumalar;)






☆Noemì☆








"Kralım, lütfen dediğimi yapalım"

Hitap olunan saltanatlı kişi Jeon Jungkook'tu. Karşısındakinin zırvalıklarını dinlemiyordu.

"Büyücü, dahiyane fikirlerini al, beraberinde odayı terk et"

Büyücü neredeyse gözlerini devirecekti. Kellesini sevdiği için cüret etmedi. Emre uydu ve odayı terk etti başı aşağı.

"Oğlum, belki işe yarayacaktı? Niye hemen reddediyorsun?"

Derin nefes verdi Alfa. Annesine karşı sabırlı davranmaya çalışıyordu. Kalbini kırmak en son isteyeceği şey bile değildi. O yüzden cevap vermedi, elindeki kadehten bir yudum daha aldı.

"Yaşın gerçekten geçti. 34'ündesin ve halk bir varis; geleceklerinin temennisi istiyor"

Sakin durma çabası burada sonlanmıştı. Ayağa kalkıp kadehi duvara fırlattığında sesi odayı titretmişti.

"Lanet olsun! Olmuyor! Neden anlamıyorsunuz?! Dokunamıyorum! Kurdum reddediyor, bileğimdeki iz tüm bedenimi acıtıyor. Her paçavrayı önüme getiriyorsunuz becer diye! Adım çıktı yatakta işlevsiz olduğuma dair!

Gözlerimi bağlamak kurdumun gözlerini de mi bağlayacak? Bu nasıl düşence şekli? Ben, Taehyung, Hoseok ile de sevişmeyi denedim. Altını çiziyorum ki, onlar benim en yakınım. Canımın içi. Bana yardım etmek, dünyanın dört bir yanına rezil olmuş adımı kurtarmak için arkadaşlığımızı göze alıp altıma yattılar.

Ama olmuyor! Öpüşmeye bile kalksam bedenime şiddetli acı saplanıyor. Tek derdiniz bir varis. Kimse her defasında yanan canımı umursamıyor. Sen bile! Kalbini kırmak istemiyorum, odamdan çık!"

Aşağılayıcı bir durum. Yatakta iktidarsız olduğu tahta çıktığı günden dilden dile yayıldı.

Kurdundan nefret ediyordu bu yüzden. Kimseyi istemiyor, bileğinin hemen üzerindeki o iz acıyla parlıyordu.

Büyücüler bunun sebebini bir ruh eşinin olduğunu söyleyerek açıklamıştı. Her ülkeyi gezmiş, eşini bulmaya çalışmıştı. Fakat ruh eşini bulamamıştı. Artık pes edeliyse yıllar olmuştu.

"Lanet olası insanlar! Herkes kendini düşünüyor!"

Sinirle üzerine pelerin giyip kılıcıyla kuşanmıştı. Başında mücevherlerle parlayan tacını da yatağa fırlattığında normal insanlardan farkı yoktu artık. Odayı terk ettiğinde "Tek bir kişi bile saraydan çıkmasın!" diye emrini çoktan vermişti.

Saray bahçesine indiğinde hemen siyah atını getirmiştiler. Büyük öfkeyle atına bindiğinde direk ormana doğru yol almıştı. Nereye gittiğini bilmiyordu. Umursamıyordu. Gittiği yerde ölse arkasında bırakacak şeyler için pişmanlığı olmayacaktı. Gerçi arkasında bıraktığı pek şey yoktu.

Heybetli omuzlarında koca yük vardı. Kaçıp kurtulmak istiyor, ama bunu yapamayacağını da biliyordu. Yaşamı aşağılanmaktan ibaretti.

Yoksulu zengini fark etmiyordu. Bir kişiyi bile becerememek böylesine sorun olmamalıydı. Ülkesini çok güzel yönetiyor, lakin topraklarında bir işe yaramayan çulsuz bile ona alayla bakıyordu.

Noemí JikookWhere stories live. Discover now