XV🌼

1.4K 190 168
                                    

Sınır: 100 vote, 200 yorum

Papatyalarıma iyi okumalar;)



Yazardan~


"Bu sarayda kaç merdiven var Tanrı'm?!"

Elleri dizlerini bulmuş nefes nefese sonu görünmeyen merdivenlerin aşağısına baktığında korkudan gözleri büyümüştü. Kaç merdiven tırmanmıştı kim bilir.

Gözlerini hemen az ilerdeki tek kapıya kestirdiğinde kendine dinlenme fırsatı vermeden oraya koşmuştu. Kalbindeki ağrıyla başa çıkamıyordu. Her saniye çığ gibi büyüyordu bu acı.

Hazin melodi durduğu an kapıyı gürültüyle itmiş, odaya girmişti. Tekli koltukta oturmuş ağlayarak kemanını kucağına indiren Kralı görmek hıçkırması için yeterli sebepti.

Boncuk boncuk gözyaşları yağmur misali güzel tenine aktığında yerinden fırlamıştı siyah saçlı. Kim incitmişti güzel bebeğini?! Jimin beklemeden ona doğru koşmaya başladığında uzun boylu adam da hemen öne atılmıştı.

Çokta küçük olmayan odada kendini Kralın kollarına bırakan sarı saçlı ağlayarak "Jeonggukie!" diye haykırdığında Alfa'nın kalbi yerinden çıkacak kadar hızlanmıştı.

Bir daha bana böyle seslenme. Jeonggukie öldü benim için. Öldü! Bana yalnız o böyle seslenebilirdi...

Jungkook için hazineydi bu hitap. Uğruna canını vereceği güzel Omega'sının bizzat kendisi için özenle söylediği isimdi. Ve uzun zaman sonra duymak zaten alt üst duyguları için iyi değildi.

Kahverengi harelerden birer birer inci damlaları aktığında daha çok bağrına bastığı bedenin saçlarına öpücük kondurup titreyen sesiyle "Güzel Papatyam..." diye fısıldamıştı Alfa.

Değerli çiçeğinin hıçkırarak ağlaması kalbini incitiyordu. Amansız düşmanlar elini ayağını prangalarla bağlamış gibi çaresiz hissediyordu Kral.

Geri çekilip dolgun yanakları avuçları arasına hapsettiğinde titrek sesiyle "Bebeğim, neden ağlıyorsun?" sorusunu zor sorabilmişti.

Mavi göz bebekler titrerken odağını kaybetmemek imkansızdı. Güzelinin canı yanıyordu ve bunu şu zamana dek böyle kuvvetli hissetmemişti. Omega'nın varlığını tümüyle hissediyordu kurdu. Alfa'sı pençelerini çıkarmış onu tırmalarken öfkesine hakim olması zordu. Onu durduran tek şey kalbi yaralı kuş gibi çırpınan bebeğiydi.

Elinin teki Omega'nın ince beline dolandığında bir nebze olsun ağlaması duran sarı saçlı onun bedenine daha çok yaslanmış, parmak uçlarında yükselirken minik eli yapılı göğsüne konmuştu.

"Jeongguk..."

Acımasızdı. Zavallı adamın aşktan heba olan yüreğini umursamadan hitap ediyordu bir kez daha narin tınısıyla. Jungkook'a hiç acımıyordu. Kızarmış yanakları ve burnu, dolgun ve ıslanmış dudakları, sert göğse konmuş eli başlı başına kalp ağrısıydı Alfa için.

İsmini istekli fısıldayışı Omega'nın yüzüne eğilmesinden başka çare bırakmamıştı. İki eli de zarif beli sardığında aşkından sızıldanan kalbiyle burnunu dolgun yanaklara bastırmıştı.

34 yaşındaki koca adam hıçkırıklarını tutamadı. Buna sebep olan kişiyse daha hayatının ilk baharını yaşayan papatyaydı.

Ağlıyordu. Çünkü'si çoktu. Kolları arasında olan bu beden ona aşık değildi. Teninden soluduğu güzel koku başkasının olacaktı. Vücuduna hapsolan minik beden yabancı birisinin koynunda uyanacaktı sabahlara.

Noemí JikookWhere stories live. Discover now