Kral Jeon Jungkook yıllardır ruh eşini bulmak için çabalamıştı. Bulduğundaysa dünyası yıkılmıştı...
-"Onu kendime mahkum kılmayacağım..."
[Jikook]
[Omegaverse]
[Kingdom]
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yazardan~
"Yavaş koş Alex! Yetişemiyorum!"
Tatlı serzenişiyle duran Alexander arkasını dönüp onun varmasını beklemişti. Sarı saçlı Omega kendini bildi bileli kalbini hep hızlandırmıştı. Kaç zamandır ona aşıktı. Saymayı bırakalı çok olmuştu.
Ona hislerini itiraf etmeyi düşündüğü bir zamanda Jungkook hayatlarına öylesine bir girmişti ki, Jimin'i kaybetmişti. Gerçekten de kaybetmişti.
Gözleri önünde Kral tacını kuşanmış, bir gün içinde Jeon olmuştu. Hiçbir emek sarf etmeden, ruh eşinim diyerek yıllardır sevdiği çocuğu elinden almıştı.
Jimin'in sırf onların rahatı için teklifi kabul ettiğini bilmesi bir nebze içini rahatlatan şeydi. En azından daha şansı vardı. Zaten tek şansı Kralın Omega'yı azat etmesiydi.
"Majesteleriyle fazla takılma. Baksana o yaşlı bunak gibi zor hareket etmeye başladın. Sen gençsin kendine gel"
Yanına varan kısa boyluya alayla söylendiğinde kaşlarını çatan Jimin anında "Jungkook ileri yaşta olabilir. Fakat gayet dinç ve yakışıklı. Bu yaşında bizden daha donanımlı ve çevik" diye savunma yapması Alexander'in yüzünün düşmesi için yeterli sebepti.
Boş ver dercesine nefes veren Alfa güzel bedenin dibine girmiş, ona afallayarak bakmasını umursamadan üzerine eğilerek saçlarını taramaya başlamıştı. Parmak uçları sarı saçlara değdikçe burnuna dolan papatya kokusu ciğerlerine oksijen iken transa girmiş beden bir kaç dakika sonra kendine gelmiş, irkilerek geri çekilmişti.
Niyesin bilmiyordu ama yanlış hissettiren bir şeyler vardı. Alex her zaman onunla temas ederdi. Lakin şimdi bu durum garip gelmişti.
"Özür dilerim"
Bu ani tepkisini nasıl açıklayacağını bilmeden sağına döndüğünde eli ayağı boşalmıştı. Onları gördüğü her hâlinden belli olan Kral arkasını dönmüş giderken muhtemelen hâlâ onların yakın bir vaziyette olduğunu düşünüyordu.
Telaşla koşmaya başladığında "Jungkook!" diye bağırması bir olmuştu. Onun yanlış bir şey düşünmesini istemiyordu. Başka birisi olsa asla takmayacağı bir durumdu.
Fakat bahsi geçen kişi Jungkook'tu. Zaten son bir haftadır hiçbir zaman hissetmediği duygular ona hücum eder olmuştu. İçinde bir ses sıklıkla konuşuyor, onu yönlendirmeye çalışıyordu.
"Jungkook!"
Bir kez daha bağırdığında gözleri dolu dolu olan Kral durmuş, ona dönmüştü. Maskesini taktı. Güzelliğine her zamanki gibi gülümsedi. Onun yüzünün düşmesine sebep olacak en ufak şeye canını verirdi.
