X🌼

1.7K 177 97
                                    

Papatyalarıma iyi okumalar;)












Yazardan~

"Hiçbir şey yapmama rağmen nasıl olur da böylesine yorgunum?"

Kendi kendine mırıldanıp dudaklarını büzdüğünde yanı başında kahkaha atan beden anında elini ovuşturduğu bacağa koymuş, masaj yapmaya başlamıştı.

"Amma nazlısın. Saraya gelene kadar tüm gün ormanda koşturuyordun, ancak hiç sızlanmazdın. Park Jimin paslanıyor mu?"

Tam ağzını açıp cevap veriyordu ki, "Jeon. Kral Jeon Jimin" diyen kişiye dönmüştüler. Her zamanki göz kamaştırıcı takımlarından birini giyen Taehyung bacağa konmuş Alex'in eline odaklanmışken bir nevi 'Eline çek' demenin yöntemiydi bakışları.

Bir kaç adımda yanlarına geldiğinde elini Jimin'e uzatmış, "Kalk güzellik, bugün için planımız var. Sen, ben, Jungkook" dediğinde mavi gözlünün bakışları Alex'i bulmuştu.

"Ama biz tarlaya gidecektik"

Alexander'in hafif sinirli çıkışı esmer tenlinin umurunda dahi değildi. Sevmiyordu bu Alfa'yı. Gözü tutmuyordu bir türlü.

Yine de yüzündeki tebessümle "Kaçmıyorsunuz ya. Tarla da kaçmıyor. Yarın gidersiniz" demiş, Alfa'dan "Siz de kaçmadığınıza göre yarın gidebilirsiniz" karşılığını almasına sebep olmuştu.

Jimin gözlerini kısıp arkadaşını bir nevi uyarırken duyduğu hoş kıkırtıyla bakışları anında Taehyung'a dönmüştü. Çok fazla güzel görünüyordu...

"Bir bildiğim var ki, bugün gidiyoruz. Sorgulamak ise sizin haddinize değil. Şimdi size iyi günler"

Avuç içlerindeki minik eli çekiştirmiş, sinirli Alfa'yı arkalarında bıraktıklarında bile sarı saçlı tek kelime etmemişti. Muhtemelen bir başkası gelip onun yerine kararlar alır, arkadaşına rütbesiyle gözdağı verirse çoktan o kişiyi mahvetmişti.

Fakat konu kahve saçlı olduğunda nedensizce suskunlaşıyordu. Onun gülüşündeki ıstırap boğazını düğümlüyordu. Etkisiz kılıyordu saflığı tüm benliğini.

Bu yüzden ondan nefret ediyordu...

Saf bir nefret tohumu öylesine yerleşmişti ki kalbine. 

"Taehyung"

Ona seslenen naif tonla adımları durduğunda kısa bedene gülümseyerek bakmış, "Efendim güzellik?" demişti.

"Nereye gideceğiz?"

Aslında diyeceği şey bu değildi. Son anda değiştirmişti. Yeşil gözlünün kalbini kıracağını düşünmüştü.

Onu uyarmaktı maksadı. Bir daha kendisinden izin almadan onun yerine kararlar almamasını diyecekti. Fakat Taehyung'un ne kadar incineceğini söylemeden anlamış, vazgeçmişti.

"Çok güzel bir yere! Jungkook'un aklından çıkmıştır belki. Hatırlatmamız gerek. Her sene gideriz biz"

Heyecanı gülümsetti. Daha gidecekleri yeri bilmiyordu. Ama Taehyung'un sayesinde sevmişti. Kesinlikle güzel bir yerdi!

"Jungkook!"

Ani bağırtısıyla irkildi. Minik ellerinden kayan ellere, sonra da koştuğu bedene baktı. Hemen saray kapısının önünde muhafıza bir zarf verip yolcu etmiş, ona koşan Taehyung'a sarılmıştı.

Kendini toparlayıp yanlarına adımladığında Kral gamzelerini göstermiş, "Bir daha günaydın Jiminie" dediğinde Alfa'nın kızaran yanakları kıkırdamasına sebep olmuştu.

Noemí JikookWhere stories live. Discover now