XIX🌼

1.1K 147 166
                                    

Bir ay sonra merhabalar. Bölüm 4165 kelime.

( Bölümde satırarası italik yazılar Jimin'in iç sesi. Geçmişi hatırlıyor)

İyi okumalar;)












Yazardan~

"Neden dışarıdasın?! Bizzat başında bekleyeceksin demedim mi?!"

"Bağışlayın, Majesteleri! Kralımız Jimin emir etti"

Siyah saçlı endişesinden dolayı en ufak şeylere bile kızıyordu. O kadar dalgın ve endişeliydi ki, saray duvarlarının niye bu renk olduğunu sorup esip gürleyebilirdi.

Yine de karşısındaki hizmetliye biraz olsun yumuşak bakmaya çalışarak odaya girdiğinde gördüğü manzarayla bir hayli şaşırmıştı. Neticede başını Taehyung'un göğsüne yaslamış uyuyan eşini görmek beklenmedikti. Esmer tenliyse eşinin belini sıkıca sarmıştı. İkisinin de çehresi rahat uykuda olduğunu kanıtlıyordu.

Engel olamadığı tebessümü ile yavaşça pencere önüne adımlamış, günışığıyla parıldayan doğayı izlemişti ilk. Kelebeklerin, arıların çiçeklere konmasını izlemek kadar rahatlatıcı az şeyler vardı. Muhtemelen o az şeyler, Jungkook için Jimin ve Taehyung'dan başkası olamazdı.

Bu nedenle yönünü yatağa çevirmiş, gerçek manzarasını seyretmeye koyulmuştu. Ancak zaten kendini izleyen yeşil gözleri fark ettiğinde tebessümü silinmiş, gözleri çoktan dolmuştu.

Koca adımda yatağa oturmuş, titreyen dudaklarıyla "Taehyung'um" dediğinde gülümsemişti Omega. Yorgun olmasına rağmen "İyiyim, endişelendirdiğim için özür dilerim" demesine elbette kanmamıştı Kral.

Güzel gözler öyle yorgundu ki, zar zor açık tutuyordu. Yine de üsteleyerek onu üzmek istemedi. Önemli olan gözlerini açmış olmasıydı. Şu an dünyalar onundu, dahasını istemiyordu.

"Taehyung, haber vermeden neden gittin oraya? Söyleseydin ben götürürdüm"

Esmer tenli derin nefes aldığında göğsünde hissettiği ağırlıkla bakışlarını aşağı indirmiş, çıplak göğsüne başına yaslayıp vücuduna sıkıca yapışan sarı saçlıyı görmesiyle sessizce kıkırdamıştı. Uykusunda rahat görünüyordu.

Küçük bedenin tatlılığına dalan yeşil gözlüyü fark ettiğinde "Cevap ver güzelim. Neden gittin oraya?" diyerek sorusunu bir kez daha tekrarlamıştı.

Bundan kaçışı olmadığının farkındaydı. Sadece en geçe itiyordu Omega. Düşününce bu konuda asla hazır olmayacaktı ve karşısındaki kişiden gizletmesi mümkün değildi.

Jimin'in vücudunun altından geçirdiği kolu havalandığında nazikçe sarı tutamları okşamaya başladı ve kahverengi gözlere bakmamaya özen göstererek konuşmuştu.

"Rüyamda onu gördüm. Salıncaktaydı. Beni bekliyordu. Defalarca çağırdı. Gece olmasını umursamadım o an ve gittim. Ama yoktu. Belki beni arıyordu diye oturdum bekledim salıncağın ucunda. Ancak sonrasını hatırlamıyorum... Sizi de endişelendirdim. Sanırım yine gelmeyecek"

Dudakları titriyordu ama gülümsüyordu. Yanakları ıslanmıştı ancak görünmezmiş gibi davranıyordu.

Bir eli hâlâ sarı saçları okşarken küçük vücudun beline doladığı diğer eli Kralın yanağını avuçladı ve gözyaşlarını sildi. Jungkook'un ağlaması kalbini acıtıyordu. Kendisi yüzünden ağlasın istemiyordu.

"Taehyung, o gelmeyecek. Kabullen artık"

Omega dudaklarını birbirine bastırdığında beyaz teni ıslatan gözyaşlarının dinmeyeceğini bildiğinden "Dizlerime koy başını, Jungkook. Gözyaşlarının yeri orası" diyerek her zamanki konu üzerindeki kavgayı engelledi.

Noemí JikookWhere stories live. Discover now