Noemí Jikook

XXII🌼

Tam tamına iki ay sonra merhaba.

Yazardan~

Parlak güneşin ışığıyla uyanmıştı Jungkook. Bu parlaklığın kaynağı kolları arasında uyuyan güneşti.

Bıkmadan izliyordu sığ kirpikleri. Parmak uçları sarı saçları okşarken titriyordu yüreğiyle beraber. Ne kadar da masumdu bebeği.

"Benim güzel papatyam"

Fısıltısı beyaz teni okşadığında gözlerini kırpıştıran Omega mızmızlanarak burnunu sert göğse sürtmüştü. Uykusu kaçtığından gözlerini açıp ilk algılarını kazanmayı hedeflemişken gördüğü kahverengi hareler planını alt üst etmişti çoktan.

"Tanrı'm, çok güzelsin"

Hayran bakışlarını gizlemeden Alfa'sına iltifat ederken karşılığında aldığı parlak gülümseme güne güzel başlaması için yeterliydi.

Bu iltifata muhtaçmış gibi yanakları kızaran siyah saçlı mutluluğunu gizletmediği ses tonuyla "Gözlerin, bebeğim... Onların güzelliği" diyerek yumuşakça okşamıştı al yanakları.

Mavi irislerde yıldızlar parladığında hiç beklemeden dudaklarını minik buruna bastırmış, ruhunu eşsiz kıkırtılarla ödüllendirmişti.

"Böyle nazik nazik konuşuyorsun hep. Gece içinden başka birisi çıkmıştı sanki"

Omega cilveyle konuşup parmak uçlarını Alfa'nın göğüs arasına sürtmeye başladığında siyah saçlının dudaklarında muzip gülümseme belirmişti.

Onu baştan çıkarmaya çalışıyordu Omega'sı. Bunu çok iyi anlamıştı.

Gece beraber temizlendikten sonra hiçbir şey giyme gerekesimi duymadan öylece yattıklarından şimdi kucağında çıplak şekilde ona yaslanmış eşi niyetini açıkça belli ediyordu.

Omega'sına ayak uydurmaksa boynunun borcuydu.

"Nasıl biri?"

Kaşının teki havalanmış oyuncu şekilde gülümserken "Oh, bilmiyorsun sanki. Canıma okudun resmen" diyen sarı saçlı göğsünü minik eliyle tokatladıktan sonra avucunu dolgun dudaklarına örtmüş, kahkahasını bastırmaya çalışmıştı beceriksizce.

"Bunu isteyen sendin ama. Yanılıyor muyum?"

Derin sesiyle Omega'nın tüm algılarını kapattığının farkında değildi iri beden. Jimin bastıramadığı arzusuyla, cenin pozisyonu almış kocasına yapıştığında "Çok ateşliydin, nasıl istemem? Hele de.." diyerek cümlesini yarım kestiğinde bakışlarındaki yaramazlığı anında yakalayan Alfa cilveyle onu devam etmeye teşvik etmişti.

"Hele de?"

Dolgun dudaklarını ısıran beden ise hızlanan soluklarıyla elini sert göğüslere koymuş, aşağı doğru kaydırmıştı usul usul. Gözlerini bir an olsun kahverengi harelerden ayırmazken sonunda hedefine ulaştığında "Erkekliğin. Nasıl bu kadar büyük ve kalın. Avuçlarıma sığmıyor bile" diyerek yutkunmuştu sarı saçlı.

İki avucu erkekliğin yarısını anca sarabilmişken yarı sert kalınlığı okşamasıyla gözlerini kapamıştı Alfa.

"Omega'm..."

Büyük cüsse küçük bir avuç arasında titrediğinde göğsü kabarmıştı Jimin'in. Saniyeler içinde Alfa'sını delirtmek isteyen Omega, konumunu ele geçirdiğinde kalçasındaki ağrıyı umursamadan işi o noktaya getiren hareketi yapmıştı.

Avuçlarına yarısı bile sığmayan erkekliğe tırnaklarını sürtüp, ince dudaklara doğru "Alfa'm..." diye fısıldadığında bir saniye bile kaybetmemişti siyah saçlı.