empty wallets

227 28 21
                                    

hıza alışık taehyun için bile çok ama çok hızlı bir gündü bugün.

ona üstü kapalı bir şekilde çocukluğundan gelen bir aile travması olduğundan bahseden beomgyu bir anda konuyu lalelere getirmiş, iki gün sonra doğum günü olduğunu öğrenmiş, şimdi ise az önce tiyatro salonunun önünde kriz geçirmemiş, dudakları kendi dudaklarına değmemiş gibi küçük kulübesinde taehyun'un eşyalarını karıştırıyordu. yanağını öptükten sonra hızla ondan uzaklaşmış, yemeğe kalacağını tekrar ettikten sonra etrafta dolanmaya başlamıştı beomgyu.

taehyun ise kafası karışık bir şekilde ona bir teklifte bulunmuştu. en yakın arkadaşları ile tanışmak isteyip, istemediğini sormuştu ve beomgyu heyecanla onu onaylamıştı. aslında onaylamasını beklemiyordu. beomgyu için oldukça zor bir gün olmuştu ama onun şu an bu kadar tepkisiz olması taehyun'u korkutmuş, arkadaşlarını çağırıp onu gözlemlemesini, kendi hissettiği gerginliği onların da hissedip hissetmeyeceğini merak etmişti ve şansına beomgyu tabii ki dedikten sonra oyun konsoluna yönelmiş oyunları karıştırmıştı..

pekala, taehyun bu şansı değerlendirecek ve arkadaşları soobin ve yeonjun'un sonunda onunla tanışmasını sağlayacaktı. beomgyu'dan sürekli "perim" diye bahsettiğinden dolayı kulübeden çıkıp soobin'i aramış, sonunda ise mutlu bağırışlarla telefonu kapatmıştı. tahminine göre yeonjun ve soobin on beş dakikaya burada olurdu.

içeriden gelen gülme sesleriyle taehyun telefonunu cebine sıkıştırıp hızlıca kapıdan içeriye baktı. beomgyu elindeki fotoğrafa gülüyor, bir yandan da taehyun'a tatlı mimikleriyle gelmesini işaret ediyordu. taehyun eğer şu an garip bir durumda olmasalar onu sabahlara kadar öperdi..

"taehyun! bu saçındaki de ne?" taehyun ona yaklaştığında elindeki fotoğraf yüzünden sağ avcunu hızlıca alnına vurup utandı. soobin, yeonjun ve ona kaybettikleri bir iddia yüzünden kedi kulakları giydirmiş, bir de üstüne bu fotoğrafı çıkarttırıp odalarına koydurtmuştu. "soobin.. ne bela insansın ya.." ağzının içinden utançla söylenirken beomgyu tatlı sesiyle kıkırdamaya devam ediyor ve diğer fotoğraflara da bakıyordu.

gözleri genç bir kadın ve ufak bir çocukta takılı kaldığında, badem gözleri taehyun'un koca yıldız gözleriyle buluşmuş, sorgulamadan edememişti. "annem," yüzündeki kırgın ama tatlı gülümsemeyle onu merakta bırakmamıştı taehyun hızla cevaplarken. "ben sekiz yaşındayken kanserden kaybettik." beomgyu kafasını salladıktan sonra taehyun'un içini daha da ısıtacak bir hareket yaptı ve duvarda asılı olan fotoğrafa yaklaşıp, annesinin yüzünü okşadı. "ona çok benziyorsun, çok güzelmiş."

"seni çok severdi, eğer şu an burada olsa sana bir sürü cevizli kurabiye yapardı, eminim." taehyun'un eğlenen sesiyle mutlu oldu beomgyu. "ceviz pek sevmem ama annen yapsa yerdim tabii bay-" utandığından, biraz da annesiyle tanışmanın nasıl olacağını hayal ettiği için üzüldüğünden dolayı kısık çıkan sesi kapının hızla açılmasıyla yarıda kesilmişti.

yeni boyadığı siyah saçlarıyla ilk yeonjun, ardından mor saçlı soobin kapıdan hızla girmiş, nefes nefese onlara şaşkınlıkla bakan beomgyu ve taehyun'u süzüyordu.

taehyun gözlerini devirip onlara adımladı.

"kapısız yerden çıktınız herhalde?"

"peri uçup kaçmadan yetişmeye çalıştık oğlum, kaç kere gelir bu fırsat elimize!" yeonjun abartılı bir sesle arkadaşını utandırarak konuşurken taehyun sabır dilercesine gözlerini yummuş ve beomgyu'ya dönerek "kusura bakma.." diye fısıldamıştı. fakat beomgyu beklediğinin aksine gülüyor, korkmuş ya da garipsemiş durmuyordu kapıdaki ikiliyi.

"merhaba, ben beomgyu.. siz?" onlara yaklaşırken yeonjun yine dramatikliğini konuşturmuş ve birkaç adımda beomgyu ile ortada buluşarak omuzlarından tutmuştu. "inanamıyorum gerçeksin beomgyu.." beomgyu şaşırdığından dolayı gözleri kocaman olsa da, yeonjun'un yaydığı tatlı enerji sayesinde ürkmemiş, aksine omuzlarına konan ellere tutunarak onları sıkmış ve "evet! gerçeğim işte, karşınızdayım!" diyerek tiyatrocu kişiliğini konuşturmuştu. soobin onlara uzaktan gülerken, taehyun'un yanına adımlamış ve omzuna elini yaslarken, diğer elini beomgyu'ya uzatmış, "merhaba beomgyu, ben de bu drama kraliçesinin erkek arkadaşı choi soobin.. çok memnun oldum." diyerek kendini tanıtmış, ikisinin sevgili olduğunu öğrenen beomgyu yerinde bir iki kere zıplamış ve çok yakıştıklarını söyleyerek daha birinci dakikadan gönüllerini kazanmıştı.

babylon, taegyuWhere stories live. Discover now