better man

234 31 42
                                    

taehyun için çok fazla değerli şey yoktu hayatında. motoru, annesinden kalan birkaç parça anı ve eşyalar, yeonjun ve soobin.

bir de.. arkadaşının kullandığı motorun üstünde sessizce ağlayarak yeonjun'un alıp gelmesini beklediği, choi beomgyu.

onu beomgyu'ya götürmelerini istedikten on beş dakika kadar sonra yeonjun ve soobin'in desteği ile ayaklanmıştı taehyun. "bu halde yanına gitme taehyun, seni böyle görmesin" dese de soobin, istemedi taehyun. artık kendisini ondan saklamak, ya böyle olursa korkularıyla yaşamak istemedi daha fazla. evini tarif ettikten sonra kendi motorunu kullanan yeonjun'un beline sarıldı taehyun son gücüyle. arkadan onları kendi motoruyla takip eden soobin vardı. planları ise beomgyu'yu alıp taehyun'un evine götürmekti. babası çoktan tekrardan yurt dışına çıkmıştı ve evde küçüklüğünden beri yanında olan evin yardımcısı dışında kimse yoktu.

tek sorun, beomgyu'nun çoktan uyuduğunu belli eden ışığı kapalı odasıydı.

"camına taş mı atsak soobin?"

"ya aşkım," soobin baş parmağı ve işaret parmağını burun kemerinde tuttu birkaç saniye. "dağ ayısı mısın sen, saçmalama artık. arayacağız uyandıracağız işte!"

"ya soobin, bizim ilişkimiz monotona mı bağladı sen ne kadar romantiklikten uzak biri oldun.. pes doğrusu," yeonjun taehyun'dan aldığı telefonu çıkardı cebinden. dönüp arkadaşına baktığında motorun arkasındaki desteklere tutunuyor, zar zor ayakta duruyormuş gibi gözlerini açıp kapatıyordu sakince.

"ee şifresi ne bunun?" yeonjun taehyun'a seslendi ve kafasını ona çeviren taehyun'un baygın ama tanıdık bakışlarıyla gözlerini devirdi. "enayi."

telefona beomgyu'nun adını yazdıktan birkaç saniye sonra açılınca soobin istemsizce kıkırdadı. "bir de utanmadan flört diyor çocuğa, baksana arka resmi beomgyu, ismi perim diye kayıtlı, şifresi beomgyu. ay bana bir şeyler oluyor galiba soobin!" yeonjun elini alnına yaslayarak telefonu soobin'e uzattı ve taehyun'a ilerledi. onun bayılmak üzere olduğunun farkındaydı ve yanına ulaşır ulaşmaz arkadaşının bedenini kendine yasladı. "biraz daha dayan canımın içi, beomgyu'yu uyandıracağız şimdi." taehyun kafasını güçsüzce sallayıp hemen yeonjun'un omzuna koydu ve gözlerini kapattı.

soobin ise sokağın başında ikisini bırakıp taehyun'un gösterdiği eve ilerledi. elindeki telefondan birkaç mesaj atmıştı beomgyu'ya ama dönüş olmamıştı. taehyun'un ona en son iyi geceler peri yazdığını görünce de gülümsedi. fakat perisini şimdi uyandırmak zorundaydı..

yirmi saniye sonra telefon açılınca beomgyu'nun kısık sesi duyuldu. "taehyun?"

"beomgyu iyi geceler, soobin ben.. üzgünüm uyandırdım seni fakat önemli bir şey vardı da." birkaç hışırtıdan sonra beomgyu'nun odasının ışığının açıldığını gördü soobin. kendini mahçup hissediyordu fakat teahyun için yapması gereken buydu. sabaha kadar taehyun tek başına ağlarsa eğer yeonjun'un her şeyin acısını ondan çıkaracağını biliyordu. taehyun'un dayak yemesine izin verdiği için bir de kendi dayak yerdi.

"soobin, taehyun iyi mi?" beomgyu'nun sesi artık daha net geliyordu, su içtiği belli olan yutkunmaları duyduğunda ona birkaç saniye verdi ve sonra tekrar konuştu. "şu an aşağıdayız, panik yapma taehyun iyi, ama yine de in sen. inebilir misin?"

"hemen geliyorum."

telefonun kapanma sesiyle soobin evin önüne biraz daha yaklaştı ve etrafı kolaçan etti. yeonjun sokağın başında taehyun'u tutuyordu. motorla eve kadar dayanamayacağını bildiği için beomgyu aşağıya indiğini belli eder gibi ışığını kapatınca taksi çağırdı soobin.

babylon, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin